13. Hukuk Dairesi 2015/38989 E. , 2018/2596 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacılar, davacılardan ...’e ait ... marka araç ile 28/08/2006 tarihinde yaptıkları seyahat sırasında meydana gelen kazada, araçtaki hava yastıklarından hiçbirisinin açılmadığını bu nedenle ağır şekilde yaralandıklarını ileri sürerek, davalı ... Aş. Şirketinden manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, aracın daha önce başka bir şirket tarafından davacılardan Gülser’e satılması nedeni ile davaya genel mahkeme sıfatı ile bakıldığı belirtilmiş, işin esası yönünden de araçta imalat hatası bulunmadığı tespit edilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava tarihi olan 17/07/2007 tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi, Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahi olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye hizmet sunan gerçek veya tüzel kişileri ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, aracın hususi araç vasfında olduğu sabit olup davacılardan araç sahibin daha önce bu aracı ikinci el olarak satın almış olması davacıların tüketici vasfını ortadan kaldırmamaktadır. Davacılar üretim nedeni ile ayıp iddiasına dayanarak tazminat isteminde bulunmaktadırlar ve uyuşmazlığın bu noktada çözümü 4077 sayılı yasa kapsamında kalmaktadır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Hal böyle olunca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerekirken davaya Genel Mahkeme sıfatı ile bakılması usul ve yasaya aykırıdır. O halde, mahkemece, o yerde müstakil tüketici mahkemesi varsa görevsizlik kararı verilmesi, müstakil tüketici mahkemesi yoksa Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılama yapılması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacıların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davacıların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.