16. Hukuk Dairesi 2013/2565 E. , 2013/2523 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında dava ve temyize konu 118 ada 209 parsel sayılı 73.702,26 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ham toprak vasfı ile davalı Hazine adına tespit edilmiştir. Davacı ... satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, davacı ... vergi kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle çekişmeli taşınmazın farklı bölümlerinin kendilerine ait olduğunu öne sürerek ayrı ayrı dava açmışlardır. Yargıtay bozma ilamlarında özetle; "Mahkemece, çekişmeli 118 ada 209 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak davacı ... tarafından açılan 2006/25 Esas sayılı dava dosyasının yargılama sırasında aynı parsel hakkında davacı ... tarafından açılan 2005/28 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiş ise de 08.04.2010 tarihli celsede davaların yeniden ayrıldığı aynı taşınmaz hakkında birbirinden farklı hükümler kurulması halinde infazda şüphe ve tereddüt oluşacağı belirtilerek; aynı taşınmaza ilişkin bulunan davaların HUMK"nun 45 ve devamı maddeleri ile HMK"nun 166 ve devamı maddeleri gereğince birleştirilmesine karar verilmesi"" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davacı ..."nın davasının kısmen kabulüne, davacı ..."ın davasının reddine, dava ve temyize konu 118 ada 209 parsel sayılı taşınmazın 23.07.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.746,64 m2 yüzölçümündeki bölümünün ifraz edilerek tarla niteliğiyle davacı ... adına, taşınmazın geriye kalan 71.955,62 m2 yüzölçümündeki bölümünün tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece dava ve temyize konu 118 ada 209 parsel sayılı taşınmazın 23.07.2010 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1.746,64 m2 yüzölçümündeki bölümünün tarım arazisi niteliğinde bulunduğu ve davacı ... yararına zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ..., niza konusu bölümü kadastro çalışmaları sırasında kendi adına tespit edilen aynı ada 62 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte 28.07.1992 tarihli satış senedi ile satın alarak zilyetliğini devraldığını iddia ettiği halde paftaya göre niza konusu bölüme bitişik durumda bulunan 62 parsel sayılı taşınmaza ait tutanak onaylı örneği getirtilmemiş, satış senedinin miktar itibariyle kapsadığı alan belirlenmemiş, taşınmazın temyize konu bölümü ile davacıya ait olduğu ileri sürülen taşınmazın, zeminde bir bütün niteliğinde olup olmadığı konusunda mahkeme gözlemi keşif tutanağına yazılmamış, niza konusu bölümü davacıya ait 62 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte gösterir fotoğrafları çekilmediği gibi, 62 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte eğimini ve konumunu gösterir yan kesit krokisi temin edilmeksizin ve belgesiz araştırması yapılmaksızın hüküm kurulmuştur. Bu denli yetersiz araştırma ve soruşturma ile karar verilemez. O halde Mahkemece doğru sonuca ulaşılabilmesi için; öncelikle davacıya ait 62 parsel sayılı taşınmazın ve diğer komşu parsellerin tutanak onaylı örnekleri ile varsa dayanağı belgeler dosya içerisine getirtilip, dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi ve aynı yöntemle belirlenecek taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla keşif icra edilmeli, davacının tutunduğu, 7000 m2 yüzölçümlü yere ilişkin olduğu yazılı olan 28.07.1992 tarihli satış senedi uygulanıp kapsamı belirlenmeli, niza konusu bölümün satış senedi kapsamında kaldığının anlaşılması halinde; geçmişte ne durumda bulunduğu, ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiği, zaman içinde sınırlarında genişleme olup olmadığı hususunda yerel bilirkişi ve tanıklardan maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin tutanaktaki beyanlara aykırı düşmesi halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilerek beyanlar arasındaki çelişkiler yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli, ziraat mühendislerinden oluşan 3 kişilik bilirkişi kurulundan niza konusu bölümün tarımsal niteliğini bildirir ve davacıya ait 62 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş ayrıntılı rapor alınmalı, mahkemece yapılacak gözlem tutanağa geçirilmeli, fen bilirkişisine keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı ve niza konusu bölüm ile davacıya ait 62 parsel sayılı taşınmazın konumlarını ve eğimini yan kesit krokisi ile gösterip açıklayan rapor ve harita düzenlettirilmeli, satış senedinin 1992 tarihli olduğu ve tespit tarihine dek davacının bağımsız zilyetliğinin 20 yıla ulaşmadığı gözetilerek davacı ve bayii adına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca belgesiz araştırması yapılmalı; niza konusu bölümün satış senedi miktar fazlasını oluşturduğunun anlaşılması halinde ise, senette batı sınırının ""sırt"" okuması nedeniyle niza konusu bölüm üzerindeki zilyetliğin ancak satın alma tarihinden sonra başlamış olabileceği ve tespit tarihine kadar da davacı ..."nın zilyetliğinin kazanmayı sağlayacak süreye ulaşmayacağı göz önünde bulundurulmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı Hazine"nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 23.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.