Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/6008
Karar No: 2012/6789
Karar Tarihi: 14.05.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/6008 Esas 2012/6789 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Bu davada, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteniyor. Davacı, davalıların ehliyetsiz olduğunu iddia ediyor. Mahkeme, davanın reddine karar veriyor. Ancak Yargıtay, verilen hükümde yanılgı olduğunu belirterek kararı bozuyor. Yeniden yapılan yargılamada dava kabul ediliyor ve davalılar temyiz ediyor. Mahkeme, kişilerde işlem yapma ehliyetinin bulunmadığının iddia edildiği durumlarda tüm delillerin toplanmasını, istenilen raporların getirilmesini ve Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını öneriyor. Yapılan inceleme sonucunda davanın kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılıyor ve Yargıtay da bu kararı onaylıyor. Türk Medeni Kanunu'nun 9, 15 ve 16. maddelerine dikkat çekiliyor.
14. Hukuk Dairesi         2012/6008 E.  ,  2012/6789 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.01.1998 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 21.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Muazzez Uslu, Adnan Fırtına ile davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, kesin süreye riayetsizlik nedeniyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Dairemizce yasaya uygun olmayan ara kararına dayanılarak hüküm kurulması nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda dava tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm, davalılar vekilleri tarafından temyiz etmiştir.
    Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin kuruluşunda, sözleşme yapma ehliyeti hukuka, ahlaka, adaba uygunluk, iradeyle beyan arasında uyum gibi genel koşulların bulunması gerekir.
    İradenin varlığı ise, zihni olgunluğa erişmiş kişilerde aranır. Bu nedenle de bütün sözleşmelerde olduğu gibi, geçerli bir sözleşmenin varlığı için kişilerde işlem yapma (akit yapma) ehliyetinin aranması gerekecektir. Genel olarak ehliyet deyiminden, kişinin medeni haklara sahip olabilme (hak ehliyeti) ile onları kullanabilme (fiil ehliyeti) ehliyeti anlaşılır. Başka bir anlatımla, ancak tam ehliyetli (sezgin, ergin olan ve kısıtlı bulunmayan) kişiler sözleşmeyi ya tek başlarına ya da yasal temsilcilerin izniyle yapabilir. Gerçekten, TMK.m.9 gereği “fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir”, TMK.m.16 gereği de “ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar yasal temsilcilerinin rızaları olmadıkça kendi işlemleriyle borç altına giremezler”. Sözleşmenin taraflarından birinin, sözleşme yapma ehliyetinin
    yoksunluğu o sözleşmenin butlanının gerektirir (TMK.m.15). Buradaki sözleşme ehliyetiyle anlatılmak istenen, kişideki sözleşmenin yapıldığı zamandaki ehliyetin varlığı ya da yokluğudur. Kişinin, sözleşmeden sonra sözleşme ehliyetine hak kazanması, sözleşmeye geçerlilik vermeyeceği gibi sözleşme yapma ehliyetinin sonradan kaybedilmiş olması da o sözleşmeyi geçerli kılmaz.
    Somut olayda olduğu gibi, sözleşmenin taraflarından birinin ehliyetten yoksun bulunduğu iddia edilmişse, bu iddianın tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanması, tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahade kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirilmesi suretiyle araştırılması gerekir. Bunun yanında her ne kadar 6100 sayılı HMK’nun 282. maddesi gereğince hakim, bilirkişinin rey ve mütalaası ile bağlı değilse de temyiz kudretinin varlığı veya yokluğunun saptanması, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan çoğu zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir. Ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi, bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını gerekli kılmaktadır. Esasen, Türk Medeni Kanununun 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporuyla belirleneceğini de öngörmüştür.
    Yapılan bu açıklamalardan sonra mahkemece, yukarıda belirtildiği biçimde taraf delilleri istenip toplanmalı, 12.12.1991 tarihli ve 1865 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi de dosya arasına alınarak ve 1100 ada 2 sayılı parselde paylı malik olan ...’ın taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi ile ek sözleşmenin düzenlendikleri 12.12.1991 ve 08.07.1993 tarihlerindeki durumuna göre hukuki ehliyeti bulunup bulunmadığı konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alındıktan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmelidir.
    Eksik inceleme ve araştırmayla davanın kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 14.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi