Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/7012 Esas 2016/6901 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/7012
Karar No: 2016/6901
Karar Tarihi: 23.03.2016

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/7012 Esas 2016/6901 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2015/7012 E.  ,  2016/6901 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (İş Mahkemesi Sıfatıyla)
    Dava Türü : Alacak
    YARGITAY İLAMI

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Anayasanın 141"nci maddesi uyarınca, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297nci maddesinde de hüküm altına alınmıştır. Anılan anayasal ve yasal düzenlemeler gereğince yargıcın, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kararda göstermesi zorunludur. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasının birbirine aykırı olmaması gerekir.
    Somut olayda davacı iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia ederek alacak talebinde bulunmuş, davalı işveren ise davacının alacağının bulunmadığı savunmuştur.
    Mahkemece karar gerekçesinde aynen “davacıya yıllık izin hakkı kullandırıldığına ilişkin herhangi bir delile rastlanmadığından davacının yıllık izin hakkından da yararlandırılmadığı sonucuna varılarak sözleşmenin feshedilmesiyle birlikte davacının muaccel olan yıllık izin ücreti alacağına hak kazandığı sonucuna varılmıştır.” denildikten sonra başka bir gerekçeye yer vermeden yıllık izin ücreti talebinin reddine karar verilmiş,
    Gerekçe kısmında “…Ayda bir gün izin kullanılarak çalışma yapılmadığı bu nedenle ayda 3 hafta tatilinde çalışma yapıldığı belirtilmiş, davalı tarafça aksi durum ispatlanamadığından tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.” denildiği halde ayda 2 Pazar günü çalışma yapıldığı kabulü ile hesaplama yapılan bilirkişi raporuna göre hafta tatili alacağı hüküm altına alınmış,
    Gerekçe kısmında “Davacı vekilinin dava dilekçesinde davacının 1.100,00 TL ücret aldığını belirttiği, ...."nın inşaat birim fiyatlarına esas işçilik tablosundaki ücretin davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği ücretin üstünde olduğu tespit edildiğinden davacı tarafın talebinden fazlasına hükmedilemeyeceği sonucuna varılmıştır.” denildiği halde asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmış, bu şekilde gerekçe bölümünün hüküm fıkrası ile çelişmesine yol açılmıştır.
    Mahkemece bu şekilde çelişkili karar verilmesi 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 karar sayılı YİBK"na ve 6100 sayılı HMK.nun 298/2. maddesine aykırı olup bozma nedenidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alman temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.