Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/1040
Karar No: 2022/4249
Karar Tarihi: 31.05.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2021/1040 Esas 2022/4249 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacının İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ceza dosyası kapsamında Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyeti'ni engelleme suçundan 1301 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı ancak sonuçta beraatine karar verildiği ve davacının açtığı tazminat davasında maddi tazminat talebinin reddedildiği ancak 200.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınıp davacıya verilmesine hükmedildiği belirtilmiştir. Ancak davacının tutukluluk öncesinde emekli olduğu için tahliye olana kadar geçen süre için maddi tazminat talebinin reddedilmesi gerektiği, manevi tazminatın her bir tutukluluk süresi için ayrı ayrı belirlenerek faiz başlangıcının her bir tedbirin başlangıç tarihine göre belirlenmesi gerektiği, hükmedilen manevi tazminatın belirlenen ölçütlere uymayacak şekilde eksik olduğu, davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin yanlış olduğu ve bu nedenlerle kararın bozulması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, davada söz konusu olan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları ve 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi de belirtilmiştir.
12. Ceza Dairesi         2021/1040 E.  ,  2022/4249 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
    Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
    Hüküm : Davacının davasının kısmen kabulüyle; maddi tazminat talebinin reddine, 200.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine

    Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Tazminat talebinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinin 2014/188 Esas – 2015/143 Karar sayılı ceza dosyası kapsamında, davacının Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren men etmeye teşebbüs suçundan 05.04.2010 – 22.06.2010 tarihleri arasında 78 gün, 12.02.2011 – 19.06.2014 tarihleri arasında 1223 gün olmak üzere toplam 1301 gün gözaltında ve tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, beraat hükmünün 08.06.2015 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK'nın 142. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye davanın açıldığı ve kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmakla;
    Davacının 180.000,00 TL maddi, 2.000.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesi talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece maddi tazminat talebinin reddine, 200.000,00 TL manevi tazminatın gözaltına alınma tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine hükmedildiği görülmekle;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin davanın reddi gerektiğine ve manevi tazminatın fazla olduğuna dair, davacı vekilinin cezaevi harcamaları ile yoksun kalınan kazancın maddi tazminata dahil edilmesi gerektiğine dair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1-Davacının tutukluluk öncesi emekli olduğunun anlaşılması karşısında, tutuklandığı tarih ile tahliye olduğu tarih arasındaki süre için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplanacak miktarın maddi tazminat olarak hükmolunması yerine maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi,
    2-Davacı hakkında 05.04.2010 – 22.06.2010 tarihleri arasında 78 gün ve 12.02.2011 – 19.06.2014 tarihleri arasında 1223 gün olmak üzere 2 kez tutuklama tedbirinin uygulandığı, bu tedbirler arasında geçen sürede davacının tutuklu olmadığı ve davacının gözaltına alınma tarihi olan 05.04.2010 tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu gözetildiğinde, manevi tazminatın her bir tutukluluk süresi için ayrı ayrı belirlenerek faiz başlangıcının her bir tedbirin başlangıç tarihine göre belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    3-Yargıtayın görevi ülke genelinde uygulama birliğinin sağlanması ve benzer olaylarda aynı çözüm tarzının oluşturulmasıdır. Bu görev yerine getirilirken hukukun genel ilkeleri, ülkedeki pozitif hukuk normları ve uluslararası temel insan haklarına ilişkin kural ve kabullere uygun bir yorum ve uygulama benimsenmelidir.
    Bu ilke yalnızca denetim mahkemeleri için değil, hüküm mahkemeleri için de geçerlidir. Hukuk devletinin en belirgin özelliği hiçbir kurum ve makam ayrımı gözetilmeden herkesin hukuk kurallarına uymasıdır.
    Dairemizin yerleşik kararlarında da vurguladığı üzere, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer gözetilmek suretiyle, hak ve nesafet ilkelerine uygun, makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak ve emsal uygulamaların da altında olacak şekilde eksik manevi tazminata hükmolunması,
    4-Davanın kısmen kabul edilmesi halinde davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceği gözetilmeksizin, maddi tazminat talebinin reddedilmesi nedeniyle davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
    Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin ve davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 31.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi