16. Hukuk Dairesi 2012/9705 E. , 2013/2436 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen gün ve saatte temyiz eden ... vs vekili Avukat ... geldi. Aleyhine temyiz istenilen taraftan gelen olmadı. Gelen tarafın yüzüne karşı duruşmaya başlandı. Sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirildi. Süresi içinde inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında Narlı Köyü 196 parsel sayılı 8694 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın tapu kayıtları nedeniyle 72/168 payı ... ... oğlu ... adına ve bulunamayan 96/168 payı Hazine adına tespit edilmiş; ... ve ..."ın itirazı Kadastro Komisyonunun 29.07.1991 tarihli kararı ile kabul edilerek 196 parsel sayılı taşınmazın 72/168 payının ... ... oğlu ..., 34/168 payının ... oğlu ... ..., 13/168 payının ... kızı İffet, 13/168 payının ... kızı ..., 12/168 payının ... eşi ... ve 24/168 payının ... adına tesciline karar verilmiş; komisyon kararı tarihinden önce 07.07.1987 tarihli dava dilekçesi ile komşu 195 parsel sayılı taşınmazın tespit malikleri ... ... ve müşterekleri tarafından 196 parsel sayılı taşınmazın 3416 m2 bölümünün 195 parsel sayılı taşınmaza eklenmesi istemiyle açılan dava görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmış ve 13.05.2003 tarihli kararla davanın reddi ile 196 parsel sayılı taşınmazın tespit malikleri adına tesciline karar verilmiş; Dairemizin 04.11.2003 tarihli ve 2003/9251 Esas, 10236 sayılı kararı ile onanan karar kesinleşerek 196 parsel sayılı taşınmaz 01.03.2004 tarihinde tescil edilmiştir. Davacılar ..., ..., ... ve ... vekili 17.12.1997 tarihili dava dilekçesi ile, 196 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı malikleri arasında yapılan taksim ve ifraz sonucunda davacıların miras bırakanı ... tarafından 26.03.1953 tarih (110 ve 111) numaralı tapu kayıtları ile satın alınan yerin 196 parsel sayılı taşınmaz içinde kaldığı ve komisyon kararı ile pay verilen ... oğlu ... ..."in ... ve ... olarak iki ayrı kişi olduğu iddialarına dayanarak dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 196 parsel olarak kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile 89/168 payının ... oğlu ... ... mirasçıları adına, 24/168 payın ... (... Kerimesi) mirasçıları adına, 12/168 payın ... ... mirasçıları adına, 17/168 payın ... ... mirasçıları adına, 13/168 payın Afet ... mirasçıları adına, 13/168 payın ... ... mirasçıları adına 7.808 metrekare olarak kayıt ve tesciline; bu taşınmazdan 16.06.2009 tarihli bilirkişi raporunda (C) ile işaretli 886 metrekarenin aynı ada son parsel nosu verilmek suretiyle ayrılarak bu yerin muris M.... ... mirasçıları adına kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava kesinleşen kadastro tespiti sonucu oluşan tapu iptal ve tescil davası olarak kabul edilmek suretiyle esasa ilişkin hüküm kurulmuştur. Ancak, mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi zorunludur. Çekişmeli 196 parsel sayılı taşınmazın tespiti 1984 yılında yapılmış komisyon kararı 29.07.1991 tarihinde verilmiş, komisyon kararı tarihinden önce 07.07.1987 tarihli dilekçe ile komşu 195 parsel sayılı taşınmaz malikleri tarafından açılan davanın kesinleşmesi ile çekişmeli taşınmaz 01.03.2004 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Ne var ki, davacılar tarafından önceki dava henüz kesinleşmeden 17.12.1997 tarihli dilekçe ile bu dava açılmıştır. Bu davanın açıldığı tarih itibariyle, çekişmeli 196 parsel sayılı taşınmazla ilgili kadastro tespiti kesinleşmediğine ve bu durumda dava, kadastro tespitine itiraz niteliğinde bulunduğuna göre görevli mahkeme kadastro mahkemesidir. Hal böyle olunca, Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesi; çekişmeli taşınmazla ilgili kadastro tespiti hukuken kesinleşmediğinden, varsa çekişmeli taşınmazın tescil kaydından pay satın almak suretiyle hak sahibi olmuş kişilere de husumet yaygınlaştırılarak yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra yargılama yapılarak bir karar verilmesi sağlanmalıdır. Bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için belirlenen 990.00 TL. vekalet ücretinin aleyhine temyiz olunan taraftan alınarak duruşmadan kendisini vekille temsil ettiren davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, 26.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.