12. Hukuk Dairesi 2018/6779 E. , 2019/6844 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan ilamlı icra takibine karşı borçlunun, takip konusu ilamın alacaklıca önce ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12221 E. sayılı dosyasında takibe konulduğunu ve borçlunun asıl alacak yönünden takas - mahsup talebi üzerine ... 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/934 E. sayılı kararıyla takas talebinin kabulüne ve takibin vekalet ücretleri hariç iptaline karar verildiğini, aynı ilamın Yargıtay’ın ilgili dairesince bozulması ile mahkemesince yeniden verilen kararın alacaklıca icra müdürlüğüne sunulması ile müdürlükçe borçluya yeni bir icra emri gönderildiğini, bozma ilamı üzerine verilen bu yeni ilamın ayrıca ... 11. İcra Müdürlüğü’nün 2014/5560 E. sayılı dosyada da ilamlı takibe konulduğunu, bu takibe ilişkin şikayetin ... 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/684 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu, ancak ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12221 E. sayılı dosyasında talep edilen asıl alacak yönünden takas – mahsup talebi nedeniyle takibin iptali kararı bulunmasına rağmen yeniden icra emri gönderilmesinin usulsüz olmakla birlikte, 2. kez gönderilen bu icra emrinin vekalet ücreti yönünden mükerrer ve asıl alacak için istenen işlemiş faizin de fahiş olduğunu ileri sürerek takibin iptali, aksi halde bu dosya borcu ile borçlunun alacaklıya karşı açtığı ve lehine sonuçlanan alacak davalarındaki alacak tutarlarının takas ve mahsubu istemiyle icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece; borçlunun şikayete konu takip dosyasından gönderilen 10.9.2012 tarihli ilk icra emrine yönelik bir şikayeti bulunmamasına rağmen hem bu icra emri hem de 30.5.2014 tarihli ikinci icra emri yönünden ayrı ayrı hüküm kurularak talep edilebilecek vekalet ücreti ve işlemiş faiz miktarlarının tespit edildiği, terditli talep olan takas – mahsuba ilişkin ise karar verilmesine yer olmadığına hükmedildiği görülmektedir.
HMK"nun ""Taleple Bağlılık İlkesi"" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında; ""Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir"" hükmüne yer verildiği, aynı Kanun’un 297/1-c maddesinde ise kararın; "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" içermesi gerektiği belirtilmiş, aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her
biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir.
Öte yandan, Hukuk Genel Kurulu"nun 08.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E.-1997/776 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere, ilamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümüdür. Diğer bir anlatımla hüküm içeriğinin aynen infazı zorunludur. İlamın infaz edilecek kısmı yorum yoluyla belirlenemez. Bu nedenle hüküm fıkrasının hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması zorunludur.
Somut olayda, borçlunun başvurusu, ... 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/12221 E. sayılı takip dosyasından ikinci kez gönderilen 30.5.2014 tarihli icra emri ile talep edilen alacak kalemlerine ilişkin şikayet olup, mahkemece verilen hükmün (A) bendinde, şikayetçinin talebi olmamasına rağmen 10.9.2012 tarihli icra emrindeki alacak kalemleri belirlenerek takibin hangi miktar üzerinden devam edeceğinin belirlendiği ve bu suretle taleple bağlılık ilkesi ihlal edildiği gibi infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verildiği görülmektedir.
O halde, mahkemece, borçlunun şikayetinin 30.5.2014 tarihli icra emrine ilişkin olduğu nazara alınarak, HMK’nun 26 ve 297. maddelerine uygun olarak, her türlü tereddütten uzak, taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar belirtilmek suretiyle açık ve net bir şekilde hüküm kurulması gerekirken, talebi aşacak ve infazda tereddüte yol açacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca re"sen (BOZULMASINA), bozma nedenine göre tarafların temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.