Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2673
Karar No: 2022/5489
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2673 Esas 2022/5489 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı olan eczacı ile davalı arasında muaraza konusu olan bir dava sonucunda verilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, davaya esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığına ve cezai işlemin denetlenemeyeceğine karar vererek hükmü bozmuştur. Mahkeme, bozma kararına uyarak davacının haklı olduğuna karar vermiş, ancak davalının usulü kazanılmış hakkı ihlal edildiği gerekçesiyle yargılama tekrarlanarak yeniden karar verilmesi gerektiği sonucuna varmıştır. Kararda, HUMK'nın 428. maddesi gereğince hükmün davalı yararına bozulmasına karar verilmiş ve HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir.
3. Hukuk Dairesi         2022/2673 E.  ,  2022/5489 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    VEK. AV. ...
    VEK. AV. ......

    Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; eczacı olduğunu, davalının sözleşmenin 5.3.15. maddesi uyarınca 2.864,92 TL cezai şart ve bir kez uyarılma işlemi uygulandığını, ilaçların satışının davalının kurduğu ve yönettiği ... ismi verilen sistem ile yapıldığını, davalının sistemin atlatıldığı ve vatandaştan alınması gereken muayene katılım payının alınmadığı belirtilerek 04/02/2015 tarih 681145 sayılı işlemi ihdas ettiğini oysa reçeteyi silen eczanenin kendi eczanesi olmadığını, reçeteyi silen eczane ile bir ilgisi bulunmadığını, sisteme girilmiş ve daha sonra silinmiş reçeteyi görme imkanının bulunmadığını, ceza miktarının yanlış hesaplandığını, cezai şart ve reçete bedeli tahsili talebinin uygun olmadığını ileri sürerek; hukuka aykırılığın tespitini, işlemin iptalini ve muarazanın giderilmesini talep etmiştir.
    Davalı; 2 adet katılım payı atlatılmış reçetenin kuruma fatura edildiği tespit edilerek eczacıdan savunma alındığını, protokolün 5.3.15 ve 6.17. maddesi uyarınca her fiil için ceza hesaplandığını, aynı protokolün 4.3.6. maddesi gereği 2 adet reçete bedelinin faizi ile iadesinin talep edildiği savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının 200 TL borçlu olduğunun tespitine, bu miktar itibari ile ve bir kez uyarılma anlamında işlemin geçerliliği tespit edildiğinden; bu miktar harici belirlenen 2.664,92 TL cezai şart bedeli, 2.673,60 TL reçete bedeli tahsili işleminin iptaline dair verilen karar, davalının temyizi üzerine, Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 13/11/2018 tarihli ve 2016/23037 E.- 2018/10638 K. sayılı kararıyla; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, eylemin ne şekilde gerçekleştiğine ve cezai işleme konu reçetelerin ne şekilde sistemde atlatıldığı ile sistemin çalışma şekli ile protokole aykırılığın ne şekilde gerçekleştiğine dair somut ve aydınlatıcı bilgiler bulunmadığı, bu nedenlerle de cezai işlemin yerinde olup olmadığının denetlenemediği, mahkemece denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile davacıdan yapılan 2.864,92 TL cezai şart bedeli ve 2.673,60-TL reçete bedeli olmak üzere toplam 5.538,52 TL'lik kesinti işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunun tespitine ve iptaline, murazanın bu şekilde giderilmesine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonucunda bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (9.5.1960 gün 1/9 sayılı YİBK).
    Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir.
    Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır (04/02/1959 tarihli ve 13/5 sayılı YİBK).
    Somut olayda; mahkemece, 16/06/2016 tarihli kararda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Hükmün yalnızca davalı tarafından temyiz edilmesi nedeniyle verilen ilk karar, davalı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur.
    Bu halde, mahkemece;16/06/2016 tarihli karar davalı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturduğundan bozma sonrasında davalının usuli kazanılmış hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nın 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.




    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi