Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9433
Karar No: 2018/705
Karar Tarihi: 06.02.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/9433 Esas 2018/705 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/9433 E.  ,  2018/705 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Yörede 1976 yılında yapılan kadastro sırasında ...Köyü 1211 parsel sayılı 25000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, K.Evvel 1943 tarih 631 numaralı tapu kaydına dayanılarak tarla vasfıyla davalılar murisi... adına tespit ve tescil edilmiştir.
    Davacı ... Yönetimi taşınmazın kesinleşen orman sınırı içerisinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır.
    Mahkemece kesin hüküm nedeniyle davanın reddi yolunda verilen karar Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.04.1997 gün ve 3203 - 3967 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle, "Daha önce ölü ... aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar verildiği, eldeki davada ise mirasçılarına husumet yöneltildiği, dolayısıyla önceden verilen kararın kesin hüküm teşkil etmeyeceği, işin esasına girilmesi” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne, (A) ve (C) harfleri ile işaretli 7675 m2 taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, (B) harfi ile işaretli 17325 m2 taşınmaz ... adına olup henüz mirasçılara intikal yapılmamış olduğundan davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmekle, Dairenin 06.05.2014 gün ve 2014/2575-5178 sayılı kararı ile bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “ Mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B Maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Kabule göre de; orman sınırı dışında kaldığı belirlenen (B) bölümü yönünden davanın reddine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken; güncel tapu kaydı dosyaya getirtilmeden, mükerrer sicil oluşturacak biçimde karar verilmiş olması da doğru değildir.” denilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasının ardından yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre yapılıp 1951 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Dava tarihinden sonra ise 3116 sayılı Kanuna göre yapılan sınırlamanın aplikasyonu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B uygulama çalışmalarına 01/10/1998 tarihinde başlanmış ve 14/08/2001 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
    Mahkemece, Orman Yönetimi tarafından kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil davası açılmış ise de, dava tarihinden sonra yörede yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamaları sırasında dava konusu taşınmaz bölümünün 2/B vasfı ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Şöyle ki; yörede ilk tahdit 1951 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılmış, bilirkişiler tarafından bu tahdide göre çekişmeli taşınmazın (D) harfli bölümünün orman sınırları içerisinde bırakıldığı belirlenmiştir. Dava tarihinden sonra ise 01/10/1998 tarihinde, ilk tahdidin aplikasyonu ve 2/B madde uygulama çalışmalarına başlanmış olup sonuçları 14/08/2001’de ilan edilmiş, bu çalışmalarda ise daha önce tahdit dışında kalan bölümün 10.281,17 m2lik kısmının önce orman sınırları içine alındığı daha sonra bu bölüm ile birlikte daha önce tahdit içinde bulunan (D) harfli bölümün 2/B niteliği ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı belirlenmiştir.
    Dosya arasında bulunan ve ... tarafından gönderilen dava tarihinden sonra yörede yapılan çalışmalara ilişkin işe başlama tutanağı incelendiğinde, 3116 sayılı Kanuna göre yapılan sınırlamanın aplikasyonu ile 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi uygulama çalışmalarını yapmak üzere 80 nolu Orman Kadastro Komisyonunun görevlendirildiği anlaşılmaktadır. Başka bir deyişle, bu komisyonun evvelce sınırlaması yapılmış olup da orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma konusunda bir yetkisi bulunmamaktadır. Ancak, dosyada yer alan ve yukarıda anlatılan bilirkişi raporlarında ise, orman kadastro komisyonunun böyle bir yetkisi olmadığı halde yapılan bu çalışmada daha önce tahdit sınırları dışında bırakılan alanın bir bölümünün yetki aşımı suretiyle orman sınırları içine alındığı ve akabinde 2/B niteliği ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı belirtildiğinden, orman sınırları içine alma işleminin geçersiz olduğu sonucuna varılmıştır.
    Ayrıca dava tarihinden sonra yörede aplikasyon ve 2/B madde uygulama çalışmaları başlamış ve dava konusu taşınmazın bir bölümü 2/B niteliği ile orman sınırları dışına çıkartıldığından, eldeki dava 2/B uygulamasına itiraz davasına dönüşmüş olup mahkemece 2/B kapsamına alınan taşınmaz bölümlerinin 2/B niteliği taşıyıp taşımadığı, kanunda öngörülen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği hususunda araştırma ve inceleme yapılması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
    6831 sayılı Kanunun değişik 2/B maddesi ile getirilen (bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı) hükmünden, doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerekir. Dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve kârlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmazlar üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşullar birlikte değerlendirilip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybedip kaybetmediği incelenerek, bu olguların tartışılması ve taşınmazın hangi maddî ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği hususunda açıklama yapılması gerekir.
    Mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulama belirtilen bu yönler itibariyle eksik, yetersizdir.
    O halde; mahkemece öncelikle 1980 yılına ait hava fotoğrafı ve memleket haritası bulundukları yerlerden getirtilerek önceki bilirkişiler dışında bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, dosya arasında bulunan orman tahdidine ilişkin evraklar üzerinden, kesinleşmiş orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde haritaları ile tapulama paftası ölçekleri denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilerek değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli ve çekişmeli taşınmaz ile çevresinin orman kadastrosu, aplikasyon, 2/B madde haritalarına göre konumunun genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle çizilip gösterilecek şekilde kendilerinden müşterek imzalı krokili rapor alınmalı, şayet 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk tahdit sırasında orman sınırları dışında bırakılan ancak daha sonra yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile yetki aşımı suretiyle orman sınırları içine alınan taşınmaz bölümü var ise yapılan işlemin geçersiz olduğu düşünülerek sadece ilk tahdidin aplikasyonu yapılmalı ve taşınmazın orman kadastrosundaki durumu tereddütsüz belirlenmelidir. Çekişmeli taşınmazın kısmen veya tamamen 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında kaldığının tespit edilmesi hâlinde, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede davanın devamı sırasında başlanan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunduğu için, davanın aynı zamanda 2/B madde uygulamasına itiraz davasına dönüşmüş olacağı da gözetilerek çekişmeli taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından tam olarak orman niteliğini yitirip yitirmediği yukarıda anlatılan yöntemle belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 06/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi