Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2018/4929
Karar No: 2021/2008
Karar Tarihi: 27.04.2021

Danıştay 10. Daire 2018/4929 Esas 2021/2008 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/4929
Karar No : 2021/2008

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Müdürlüğü / …
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından, davalı idare ve işi ihale ettiği yüklenici şirket tarafından 2008 yılında başlatılan yol yapım çalışmaları esnasında Hakkari ili, Çukurca ilçesi … köyünde bulunan taşınmazlara su taşıyan kadim su arkının bozulduğu ve geçen süreye rağmen tahribatın giderilmediğinden bahisle, 2014-2015 yılları içinde ürün bedellerinden mahrum kalınması ve ağaçların kuruması sonucu uğranıldığı iddia edilen maddi zarara karşılık 1.000,00 TL (miktar artırım dilekçesiyle 109.471,12 TL) maddi zararın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece ödenmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporlarında, davalı idarenin yol yapım çalışmalarında su arkına zarar vermesi neticesinde çevrede bulunan taşınmazların susuz kaldığı yönünde tespite yer verildiği; davacının uğradığı maddi zararın belirlenmesi amacıyla düzenlenen 13/06/2016 tarihli zirai bilirkişi raporunda, davacının 2014 yılı ürün zararının 36.857,88 TL, 2015 yılı ürün zararının 72.613,24 TL olmak üzere toplam zararının 109.471,12 TL olduğunun belirlendiği, Mahkemenin 25/11/2016 tarihli ara kararı ile taraflardan bilirkişi raporunda belirtilen hazine parselinin davacı tarafından kullanımına cevaz veren hukuki bir durumun bulunup bulunmadığının sorulması üzerine davacı tarafça verilen cevapta taşınmazın Hazine adına kayıtlı olduğu ve taşınmazın kullanımına ilişkin hukuki bir sebebin bulunmadığı, zilyetlik yoluyla taşınmazın kullanıldığı belirtilerek dava konusu tazminat talebinin zilyetliğe dayalı olarak ileri sürüldüğü beyan edilmiş, dava konusu tazminat isteminin bir kısmının Hazineye ait taşınmaza ilişkin olduğu, davacının da söz konusu taşınmazın fiilen kullanımına cevaz veren hukuki bir sebebi bulunmadığı, Hazine arazisi üzerine herhangi bir şekilde ağaç dikilip mülkiyet iddiasında bulunulmasına hukuken imkan bulunmadığı gerekçesiyle davacının hazine taşınmazında meydana geldiğini iddia ettiği zarara ilişkin isteminin reddi ile bilirkişi raporunda taşınmazlar üzerindeki ağaç sayıları detaylı olarak belirtilerek, yıllık toplam gelire ilişkin hesaplama yapıldığı, buna göre Hazine parseli dahil toplam 86 ağaç için 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin ayrı ayrı hesaplama yapıldığı; davacının adına kayıtlı taşınmazları üzerinde toplam 11 ağaç bulunduğunun tespit edildiği, usul ekonomisi bakımından dosyanın yeniden bilirkişiye verilmesine gerek görülmeyerek, bilirkişi raporunda yer alan rakam ve miktarlar üzerinden yıllık toplam gelir miktarı ağaç sayısına bölünmek suretiyle Mahkemece yapılan hesaplama sonucunda; toplam 11 ağaç için 2014 yılı ürün zararı olarak 4.714,38 TL, 2015 yılı ürün zararı olarak ise 9.287,74 TL olmak üzere toplam 14.002,12 TL zararın meydana geldiği belirlenerek davanın kısmen kabulü ile 14.002,12 TL'nin davalı idareye başvuru tarihi olan 28/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin 95.469,00 TL'lik istem yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun maddi tazminat isteminin kabulüne yönelik kısmının reddine, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; miktar artırım dilekçesiyle arttırılan tazminat miktarına (14.002,12 TL) idareye başvuru tarihinden itibaren faiz işletilmesine ilişkin bölümü yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, kararın anılan kısmının kaldırılmasına, kabul edilen 14.002,12 TL tazminat miktarının, 1.000,00 TL'lik kısmının davalı idareye başvuru tarihinden (28/07/2015) itibaren, 13.002,12 TL'lik kısmının ise miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ tarihinden (28/07/2016) itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davacı tarafından kararın, davanın reddine ilişkin kısmının, meydana gelen zararın tamamının karşılanmadığı, zilyetliğinde bulunan taşınmaz üzerindeki ağaçların mülkiyetinin kendisine ait olduğu gerekçesiyle; davalı idare tarafından ise kararın davanın kabulüne ilişkin kısmının, davalı idarenin kusurunun bulunmadığı, bilirkişi raporunun doğru yöntemle düzenlenmediği, davalı idarenin harçtan muaf olduğu açık iken harç yükletilmesinin ve ıslah edilen kısımda dahil olmak üzere kabul edilen kısmın tamamına idareye başvuru tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesinin hatalı olduğu ileri sürülerek, temyizen incelenerek bozulması talep edilmektedir.

TARAFLARIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …

DÜŞÜNCESİ : İdare Mahkemesi kararının 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Tarafların kişilik veya niteliğinde değişiklik" başlıklı 26. maddesinde, "1. Dava esnasında ölüm veya herhangi bir sebeple tarafların kişilik ve niteliğinde değişiklik olursa, davayı takip hakkı kendisine geçenin başvurmasına kadar; gerçek kişilerden olan tarafın ölümü halinde, idarenin mirasçıları aleyhine takibi yenilemesine kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilgili mahkemece karar verilir. Dört ay içinde yenileme dilekçesi verilmemiş ise, varsa yürütmenin durdurulması kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. 2. Yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal edilir..." hükümlerine yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin "yalnız öleni ilgilendiren davalara ait dilekçeler iptal olunur" hükmünden kastedilen münhasıran ölenin şahsına sıkı sıkıya bağlı olan, başkalarına devir ve temliki veya miras yoluyla intikali mümkün olmayan haklarla ilgili davalardır. Bunun dışında, Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, ölene ait bulunan bütün haklar, mallar ve borçlar mirasçılara geçeceğinden, dava açılmakla mameleki niteliğe dönüşen haklar da ölenin malvarlığının bir bölümünü oluşturacağından, açılmış bulunan bu tür davaları ölenin mirasçılarının takip etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı …'in, … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararından sonra 21/07/2018 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; Bölge İdare Mahkemesince, davacının vefat etmiş olması ve uyuşmazlığın yalnız öleni ilgilendiren bir dava niteliğinde bulunmadığı gözetilerek, 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin birinci fıkrası uyarınca davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların başvurmasına kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasını teminen temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 26. maddesinin birinci fıkrası uyarınca işlem yapılmak üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 27/04/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi