Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/5628 Esas 2019/4526 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5628
Karar No: 2019/4526
Karar Tarihi: 05.11.2019

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/5628 Esas 2019/4526 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asıl dava, ticari ilişkiden kaynaklanan borçlu olunmadığının tespiti talebini içerirken, birleşen dava ise icra takibine yapılan itirazın iptal edilmesi talebini içeriyordu. Mahkeme, yaptığı ticari defter incelemelerine dayanarak, davacının davalı şirkete borçlu olduğunu belirledi ve asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verdi. Ancak, asıl davada davacı vekili, davadan feragat ederek hükmün bozulmasını talep etti. Bu nedenle, mahkemece feragat hakkında inceleme yapılması gerektiği belirtildiği kararda HMK'nın 310 ve 311. maddelerine atıfta bulunuldu.
Kanun Maddeleri:
HMK'nın 310 ve 311. maddeleri.
23. Hukuk Dairesi         2016/5628 E.  ,  2019/4526 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
    ASIL DAVADA DAVACI-BİRLEŞEN DAVADA
    ASIL DAVADA DAVALI-BİRLEŞEN DAVADA
    Vek. Av. ...

    Taraflar arasındaki asıl davada menfi tespit, birleşen davada itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik verilen hükmün asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - KARAR -
    Asıl davada davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında 02.01.2008 tarihli Distribütörlük sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeden doğan hukuki ilişkinin davalının fesih ihbarı neticesinde sona erdiğini, akabinde davalı tarafından düzenlenmiş olan toplu tüketime ilişkin iade faturaları ile davacı faturaları arasında farklılıklar bulunduğunun tespit edildiğini, bu farkın ya sehven oluştuğunu ya da davalının dayanağı belli olmayan faturalar düzenlediğini ileri sürerek, davacının davalıya 352.658,00 TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
    Asıl davada davalı vekili, asıl davanın reddini istemiş, birleşen davasında ise davalının taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan borcunu ödememesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her iki tarafın yaptırılan ticari defter incelemelerinde asıl davada davacı şirketin davalı şirkete borçlu bulunduğunun tespit edildiği, hatta davacının bizzat kendi defter kayıtlarından davalıya 679.178,99 TL borçlu olduğunun anlaşıldığı, asıl davada davalı-birleşen davada davacının kayıtlarına göre ise takip tarihi itibariyle birleşen davanın davalısı şirketten 677.166,00 TL alacaklı olduğu, davalının takibe haksız olarak itirazda bulunduğu gerekçesiyle, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararı, asıl davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dosya temyiz aşamasında iken, hükmü temyiz eden asıl davada davacı vekili Av.... 30.10.2019 günlü dilekçesi ile, davadan feragat etmiştir. Vekaletnamesinde özel yetkisi bulunan bu vekilin bahsi geçen dilekçesi uyap sistemi üzerinden ve e-imzalı olarak ibraz edilmekle, usulüne uygun bir feragat beyanıdır.
    Davadan feragat, HMK"nın 310 ve 311. maddelerinde düzenlenmiştir. Mahkeme, davadan el çektiğinden, karar ortada durduğu müddetçe, davayı ele alıp, feragat hakkında bir karar veremez (11.04.1940 gün ve 70 sayılı YBK, 21.11.1981 gün 1981/2-551 sayılı HGK kararı). Bu itibarla, davadan feragat hakkında mahkemece bir inceleme yapılarak, sonucuna uygun karar verilmesi gerektiğinden, bunun sağlanabilmesi için hükmün öncelikle bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma nedenine göre, asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bent uyarınca asıl davada davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.