Esas No: 2016/11933
Karar No: 2021/2510
Karar Tarihi: 27.04.2021
Danıştay 4. Daire 2016/11933 Esas 2021/2510 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2016/11933
Karar No : 2021/2510
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tekstil İnşaat Dayanıklı Tüketim Malları Gıda ve Petrol Ürünleri Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, 2014/4 dönemi için resen tarh edilen vergi ziyaı cezalı gelir stopaj vergisinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; her ne kadar yasal defter ve bilançoda yer almayan kazancın şirket ortağına dağıtımı yapıldığı ileri sürülse de; davalı idarece yeterli bir araştırma ve tespitin yapılmadığı, yalnızca şirket ortağı hesap hareketlerinin dayanak alındığı, hesaptaki hareketlerinin tamamının şirketin yapmış olduğu belgesiz satışlara ait olduğunun ortaya konulamadığı, davacının şirket ortağı …'ın hesabına yatan paranın daha sonra tekrardan şirket hesabına yatırıldığı iddiasına karşılık herhangi bir savunmada veya tespitte bulunulmadığı, eksik inceleme sonucunda bulunan matrah farkı üzerinden tarh edilen vergi ve kesilen cezada yasal isabet görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı şirket hakkında … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporunun düzenlendiği, davacı şirketin defter ve kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahını doğru ve kesin tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih olmadığından dolayı şirket ortağı …'ın banka hesabına yatan fakat şirket hasılatı olan tutarlara belge düzenlememesi vergi idaresi bilgisi dışında tutması, vergi beyannamelerine dahil etmemesinden kaynaklanan matrah farkı tespit edildiği, tespit edilen matrah farkı üzerinden cezalı gelir stopaj vergisi tarhiyatı yapıldığı, yapılan işlemin yasal ve yerinde olduğu, kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 3/B maddesinde ise vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delil ile ispatlanabileceği, 141. maddesinde de, inceleme esnasında lüzum görülen hallerde vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumlarının ayrıca tutanaklar ile tespit ve tevsik olunabileceği, ilgilinin itiraz ve mülahazalarının (açıklamalarının) varsa bunlarında tutanağa geçirileceği, bu suretle düzenlenen tutanakların bir nüshasının mükellefe veya nezdinde inceleme yapılan kimseye bırakılmasının mecburi olduğu hükme bağlanmıştır.
Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanunun 134. Maddesi uyarınca ödenmesi gereken verginin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak amacıyla yapılan vergi incelemesi sırasında, lüzumlu görülen hallerde, yukarıda değinilen VUK'nun 141. maddesi uyarınca vergilendirme ile ilgili olaylar ve hesap durumları tutanağa bağlanarak belgelendirilmektedir.
Yukarıda mezkur mevzuat hükümlerinin birlikte tetkikinden de görüleceği gibi, Vergi Usul Kanunun 141. Maddesi uyarınca tanzim olunan inceleme raporu eki tutanağın gerçek veya gerçeğe en yakın gelirin vergilendirilmesinde delil vasfının haiz olduğu, zira, inceleme esnasında gerek görülen maddi olayların ve hesap durumlarının belgelendirildiği, ilgilinin varsa itiraz ve açıklamalarınında tutanağa geçtiği, bu anlamda vergi incelemeleri sonucu düzenlenen Vergi İnceleme Raporlarının gerekçesini oluşturan belgeler olarak da tanımlanması mümkün vergi inceleme raporu eki tutanaklarının en önemli özeliklerinden birisinin de bu tutanakda sadece inceleme elamanının saptamalarının değil, bunlar ile ilgili (inceleme elemanlarının tespitleriyle) mükellef itiraz ve açıklamalarını da içermektedir.
İhtilaflı yılda yürürlükte olan 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 13. maddesinde; kurumlar vergisinin birinci maddede yazılı mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanunun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiş, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 2. maddesinde de, yukarıda belirtilen (aynı maddede sayılan) kazanç ve iratların gelirin tespitinde gerçek ve safi miktarları ile nazara alınacağı kurala bağlanarak "gerçek gelirin vergilendirilmesi" ilkesi benimsenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı hakkında 07.07.2015 tarih ve 2015-A-1605/40 sayılı vergi inceleme raporunun düzenlendiği, raporda davacı şirketin defter ve kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahını doğru ve kesin tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih olmadığından dolayı şirket ortağı …'ın banka hesabına yatan fakat şirket hasılatı olan tutarlara belge düzenlememesi vergi idaresi bilgisi dışında tutması, vergi beyannamelerine dahil etmemesinden kaynaklanan matrah farkı tespit edildiği, tespit edilen matrah farkı üzerinden vergi ziyaı cezalı gelir stopaj vergisi tarhiyatı içerikli, … tarih ve … sayılı vergi ceza ihbarnamesinin düzenlendiği ve 20.10.2015 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Cezalı tarhiyatın dayanağı olan raporun incelenmesinden özetle; davacı şirketin … Caddesi No:… …/… adresinde, evde kullanılan tekstil takımları, perdeler ve çeşitli tekstil malzemesinden ev eşyaları toptan ticareti işi ile iştigal ettiği, 01.01.2013-31.01.2013 tarihleri arasında … Vergi Dairesi mükellefi olarak faaliyet gösterdiği, 2013 yılında (3.163.530,56-2.918.386,13=)245.144,43 TL kurum kazancını beyan dışı bıraktığı ve fatura düzenlemediği, şirket ortağı …'ın banka hesabına yatan fakat şirket hasılatı olan tutarlara belge düzenlememesi vergi idaresinin bilgisi dışında tutması, vergi beyannamelerine dahil etmemesinden kaynaklanan matrah farkının beyan dışı bırakıldığı, yasal defterler ve bilançoya göre söz konusu kazancın şirkette kalmadığı, bu kazancın defter ve bilançolarda yer almaması söz konusu kazancın şirkette kalmadığına delil olduğu, gizlenen kazanç kayıtlarda ve dolayısıyla işletmede olmadığından, bu kazancın ortaklara dağıtımının yapıldığı, şirketin defter ve kayıtları ve bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahını doğru ve kesin tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih olmadığını göstermesi sebebiyle bulunan matrah farkı üzerinden hesaplanan verginin davacı adına re'sen tarh edildiği ve vergi ziyaı cezasının kesildiği anlaşılmıştır.
Olayda, davacı şirketin ortağı ve müdürünün şahsi hesabına şirkete ait satış hasılatlarının yatırıldığı, bu tutarların kayıt ve beyan dışı bırakıldığı, bu tutarların belgesiz mal satışı olmadığına dair inceleme elemanına belge, fatura ibraz edilmediği, şirket müdürünün ayrı bir ticari faaliyetinin ve vergi mükellefiyetinin bulunmadığı, şirket çalışanları tarafından da kuryelerden tahsil edilen tutarların şirket müdürünün şahsi banka hesabına yatırıldığı, vergilendirmede vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetinin esas olduğu, ispat külfeti kendisine ait olanın iddiasını ispatla yükümlü olduğu, şirket müdürünün inceleme elemanına belgesiz satış yapılmadığına dair bilgi, belge ve fatura ibraz edemediği, ayrıca ticari ve ekonomik icaplar gereği şirket tarafından satılan emtialar karşılığı ihracat bedellerinin şirketin banka hesabına yatırılması gerektiği, oysa bir kısım ihracat bedellerinin elden tahsil edilerek şirket müdürünün hesabına yatırıldığı görülmektedir.
Buna göre, vergi inceleme raporuna istinaden davacı şirketin belgesiz satış yoluyla kazancını bir kısım hasılatını kayıt ve beyan dışı bıraktığı hususu somut olarak tespit olunduğundan, her ne kadar Mahkemece davalı idare tarafından yeterli bir araştırma ve tespitin yapılmadığı, yalnızca şirket ortağı hesap hareketlerinin dayanak alındığı, hesaptaki hareketlerinin tamamının şirketin yapmış olduğu belgesiz satışlara ait olduğunun ortaya konulamadığı ifade edilmiş ise de bu durumun aksini ispat külfeti davacıya ait iken dosyaya buna ilişkin ispat edici bilgi ve belgeler sunulmadığı, davacının ifadelerinin genel ve soyut olduğu, şirket ortağı hesabına yatan paranın şirket çalışanlarınca yatırıldığı hususunda ihtilaf olmadığı, söz konusu tutarın ihraç bedeli olduğu hususunun yukarıda zikredilen 213 sayılı Kanunun 3. maddesi kapsamında davacı tarafından ortaya konulması gerektiğinden Mahkeme kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.