Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/2877
Karar No: 2019/1335
Karar Tarihi: 12.02.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2018/2877 Esas 2019/1335 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2018/2877 E.  ,  2019/1335 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)


    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi olan ..."ın 30.11.2011 tarihinde T.C. ...Bankası A.Ş. ... Şubesinden tüketici kredisi kullandığını, krediye istinaden davalı sigorta tarafından 30.11.2011 başlangıç ve 25.11.2015 bitiş tarihli 24.150,00 TL bedelli Bireysel Kredi Müşterileri Grup Hayat Sigortası ile sigortalandığını, sigorta priminin de ödenen kredi içerisinden peşin olarak alındığını, bir yıl sonra faiz oranlarının düşmesi sebebiyle murisin düşük faizden yararlanmak için yapılandırma yaptığını, var olan hayat sigortasının yapılandırma esnasında iptal edilerek davalı tarafından 11.12.2012 başlangıç tarihli 25.11.2015 bitiş tarihli sigorta ile yine sigortalandığını ve sigorta priminin peşin olarak kesildiğini, sigortalının 21.05.2013 tarihinde sepsis ve melastatik akciğer kanseri sebebiyle vefat ettiğini, davacıların 21.525,00-TL tazminatı almak için sigorta şirketine müracat ettiğini ancak davalının talebi reddettiğini, sigorta başlangıç tarihi olan 11.12.2012 tarihinde muris ..."ın kanser hastası olduğunu bilmediğini, davacılar ve doktorları tarafından kanser olduğunun muristen saklandığını belirterek davanın kabulüyle 21.525,00-TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, 21.525,00 TL"sının 21.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak miras payı oranlarında davacılara verilmesine karar verilmiş; karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava hayat sigorta poliçesine dayalı vefat tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
    Sigorta sözleşmeleri iyi niyet sözleşmeleri olup, taraflar sözleşme kurulması aşamasında birbirlerini aydınlatma yükümlülüğü altındadır.
    Yapılandırma sureti ile düzenlenen yeni hayat sigortası poliçesinin tanzim tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 1439. maddesinde "(1)Sigortacı için önemli olan bir husus bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olduğu takdirde, sigortacı 1440. maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabilir veya prim farkı isteyebilir. İstenilen prim farkının on gün içinde kabul edilmemesi hâlinde, sözleşmeden cayılmış kabul olunur. Önemli olan bir hususun sigorta ettirenin kusuru sonucu öğrenilememiş olması veya sigorta ettiren tarafından önemli sayılmaması durumu değiştirmez.
    (2)Rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder." düzenlemesi yer almaktadır.
    Somut olayda, muris ile davalı sigorta şirketi arasında 30/11/2011-25/11/2015 tarihlerini kapsayan hayat sigortası poliçesi tanzim edilmiş, daha sonra kredi borcunun yapılandırılması işlemi esnasında anılan bu poliçe iptal edilerek (ve sigortalı muris tarafından yeniden sigorta talep ve sağlık beyan formu doldurulmak sureti ile) 11/12/2012 başlangıç tarihli yeni bir hayat sigorta poliçesi düzenlenmiştir.Bu yeni poliçenin düzenlenmesi sonrasında muris, 21/05/2013 tarihinde vefat etmiştir. Davalı sigorta şirketi cevap dilekçesinde, sigorta öncesinden gelen kanser hastalığının teminat kapsamı dışında olduğunu, sigortalının sağlık problemi olmadığını ifade ederek rahatsızlığını sigortacıdan gizlediğini ve beyan yükümlülüğünün kasten ihlal edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Dosya içerisinde yer alan ve son poliçe tanzimi esnasında doldurulan sağlık beyan formunda; "kanser şüphesi ile bir tetkik yapıldı mı veya tetkik sonrası kanser bulgusuna rastlandı mı" sorularına "hayır" cevabının verildiği, formda sigortalı murisin imzasının yer aldığı görülmüştür. Dosya kapsamındaki belgeler ve tedavi evraklarından, sigortalı murise, kanser tanısının 16/5/2012 tarihinde konulmuş olduğu, yani son tanzim olunan 11/12/2012 başlangıç tarihli hayat sigortası poliçesi düzenlenirken kanser tanısının mevcut olduğu, ancak murisin onkoloji servisinde yatarak tedavi görmeye başladığı tarihin, son poliçenin tanzim tarihinden sonraki bir tarih olan 18/05/2013 tarihi olduğu anlaşılmaktadır. Yine dosya kapsamındaki davacı tanıklarının beyanlarından ise, muris ..."ın hastalığının moral destek nedeni ile kendisinden ve hatta murisin eşinden de gizlendiği anlaşılmış ve mahkemece de bu yönde kanaat oluşmuştur.
    Bu durumda, 11/12/2012 başlangıç tarihli poliçe esnasında murisin kanser hastalığını kasten bildirmediğini söylemek mümkün değilse de, beyan yükümlülüğü konusunda muris sigortalının ihmali bulunduğu da açıktır.
    O halde mahkemece, 6102 sayılı TTK"nın 1439/2. maddesi uyarınca, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümünü ihlal ettiği kabul edilerek bu doğrultuda tazminattan uygun miktarda bir indirim yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    3-Davalı sigorta şirketi murisin hayat sigortacısı olup, Hayat Sigortaları Genel Şartlarının B maddesi uyarınca sigortalının vefatı halinde hak sahipleri tarafından ölüm ile ilgili bütün bilgi ve belgelerin sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 10 gün içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut uyuşmazlıkta, davalı sigorta şirketine murisin vefatına ilişkin olarak 6/6/2013 tarihinde başvuru yapıldığı anlaşılmaktadır. Buna göre davalı sigorta şirketinin bu tarihten on gün sonrası olan 17/6/2013 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü gözetilerek 17/6/2013 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken vefat tarihinden itibaren faizle sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi