Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/1758 Esas 2013/2305 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/1758
Karar No: 2013/2305
Karar Tarihi: 22.03.2013

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/1758 Esas 2013/2305 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, kadastro sırasında çalışma alanında bulunan taşınmazın haritasında yol olarak gösterildiğinden bahisle tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanarak adına tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay ise mahkemenin yanlış bir değerlendirme yaptığını ve davacının kendi adına mı yoksa tereke adına mı tescil istediğinin açıklığa kavuşturulması gerektiğini belirtmiştir. İştirak halinde mülkiyette mirasçılardan birinin kendi adına tescil isteyemeyeceği hususu dikkate alınarak, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Kanun maddeleri ise Kadastro Kanunu olmak üzere, herhangi bir sınırlama belirleyen kanun maddesi bulunmadığı vurgulanmıştır.
16. Hukuk Dairesi         2013/1758 E.  ,  2013/2305 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TESCİL


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sırasında davacı ..., ... beldesi çalışma alanında bulunan 243,30 m2 yüzölçümündeki taşınmazın haritasında yol olarak gösterildiğini öne sürerek tapu kaydı, irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedenlerine dayanarak adına tescil istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, ölü eşi ... adına kayıtlı 19.02.1974 tarihli tapu kaydına dayanarak tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece tespit öncesi nedene dayandığının kabulü halinde davanın tespit dışı bırakılma tarihinden itibaren makul sürede açılmadığı, tespitten sonra ise dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Gerek Kadastro Kanununda ve gerekse de diğer yasalarımızda, hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlar yönünden tespit öncesi hakka dayanarak dava açma hakkını süreyle sınırlayan bir düzenleme bulunmamaktadır. Mahkemenin değerlendirmesi bu yönüyle isabetli olmadığı gibi davacı dava dilekçesinde adına tescil isteminde bulunmuş ve davacı vekili 16.09.2010 tarihli duruşmada terekeye temsilci atanmasına ilişkin ilamı sunduğunu bildirmiştir. Hal böyle olunca; davacının kendi adına mı yoksa tereke adına mı tescil istediği hususunun açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davacı vekilinden bu husus sorulup saptanmalı, dava tereke adına açılmışsa sözü edilen 2010/11-16 karar sayılı terekeye temsilci atanmasına ilişkin ilam getirtilip dosyaya konulmalı, davacı vekiline dayanılan tapu maliki ... terekesini temsil konusunda vekalet verilip verilmediği sorulmalı, taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına ilişkin araştırma, inceleme yapılıp dayanılan tapu kaydı uygulanmalıdır. Davacının kendi miras payının adına tescilini istediği sonucuna varıldığında iştirak halinde mülkiyette mirasçılardan birinin kendi adına tescil isteyemeyeceği hususu dikkate alınarak hasıl olacak sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 22.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.