Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2021/866
Karar No: 2021/2032
Karar Tarihi: 27.04.2021

Danıştay 10. Daire 2021/866 Esas 2021/2032 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2021/866
Karar No : 2021/2032

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Kozmetik Kimya Otomotiv İletişim Bilgisayar Elektrik Elektronik İnşaat Malzemeleri İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
(… Havalimanı … Gümrük Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması davacı tarafından istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına tahakkuk ettirilen … tarih ve … sayılı 53.195,44 TL Ek tahakkuk ile … tarih ve … sayılı 159.586,32 TL para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin "TRT Bandrol Ücreti ve buna bağlı para cezasına ilişkin kısmının" iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; Atatürk Hava Limanı Kargo Müdürlüğü'nce davacı şirket adına tescilli muhtelif tarih/sayılı beyannameyle cep telefonlarının ithalatının gerçekleştirildiği, idarece yapılan inceleme neticesinde beyanname muhteviyatı cep telefonlarının TRT Bandrol Ücretine tabi olduğu tespit edilerek tahsil edilmeyen Katma Değer Vergisi ve Özel Tüketim Vergisi ile buna ilişkin idari para cezası için anılan Müdürlük tarafından … tarih ve …sayılı Ek Tahakkuk ile … tarih ve … sayılı Para Cezası Kararı düzenlenerek davacı şirkete 06/04/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davacı şirket tarafından ek tahakkuk ve para cezası kararına karşı harhangi bir itirazda bulunulmaması üzerine kesinleşen ek tahakkuk ve para cezasının tahsili amacıyla davacı şirket adına dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin düzenlenerek 27/11/2017 tarihinde davacı şirketin işçisi …'e tebliğ edildiği, taraflar arasında tebligatın usulsüzlüğü ile ilgili herhangi bir ihtilaf bulunmadığı, tebligatın usulüne uygun yapıldığı, diğer taraftan dava konusu ödeme emrinin ihtiva etmesi gereken kayıtları taşıdığı ve usulüne uygun olarak düzenlendiği, davanın ise 7 günlük dava açma süresinin son günü olan 04/12/2017 (Pazartesi) tarihinde açılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra ilk olarak … Vergi Mahkemesi'nin E:… esasına kayden 05/12/2017 (Salı) tarihinde açıldığı, anılan Mahkemece 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmüne uygun bulunmayan dava dilekçesinin reddine karar verilmesi üzerine açılan iş bu davanın süresinde açılmadığı anlaşılmakla, davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği sonucuna varıldığı, öte yandan 6183 Sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 58. maddesinde belirtilen yedi (7) günlük dava açma süresinin, 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 28/11/2017 tarih ve 7061 sayılı Kanunun 9. maddesi ile on beş (15) güne çıkarıldığı, buna göre 05/12/2017 tarihi itibariyle 6183 sayılı Kanuna göre düzenlenen ödeme emirlerine karşı dava açma süresinin 15 gün olduğu, olayda ise dava açma süresinin son gününün 04/12/2017 tarihi olduğu ve bu tarihte dava açma süresinin sona erdiği görülmekle, dava açma süresinin bitmesinden sonra yürürlüğe giren kanun değişikliğinin süreyi canlandırmayacağı, bu haliyle kanun değişikliğinde belirtilen 15 günlük sürenin iş bu davada uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, ilk derece mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ek tahakkuk ve ceza kararlarına karşı süresinde itiraz edildiği halde iadeli taahhütlü mektupla gönderildiği için süresinde olmadığının iddia edildiği, buna rağmen kesinleşmemiş alacak için hatalı olarak ödeme emrinin düzenlediği, bu nedenle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, haksız ve hukuki dayanağı bulunmayan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile usulüne uygun olmayan tebliğ üzerine açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmakla işin esasının incelenmesi gerektiğinden Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY :
2015 yılı teftiş programı kapsamında Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğünün Dış Ticaret, Tarife, Kıymet ve Vergiler Servisi işlemlerinin teftişi sonucunda Gümrük ve Ticaret Bakanlığı müfettişleri tarafından hazırlanan … tarih ve … sayılı Cevaplı Raporda bazı marka ve model cep telefonları ile ilgili olarak, ticari markaların Türkiye temsilcilikleri, distribütörleri vb. ile yapılan yazışmalar, gümrük temsilcileri ile yapılan görüşmeler ve elde edilen katalogların incelenmesi sonucunda, FM radyo alıcısının mevcut olduğu cep telefonları model bazında liste halinde belirlenmiştir. Buradan hareketle, davalı idarece kullanılan GÜVAS (Gümrük Veri Ambar Sistemi) Bilgi Sisteminde model bazında belirlenen cep telefonlarının ithalinde TRT bandrol ücreti ödenmeksizin ithalat işlemlerinin tamamlandığı anlaşılmakla, bu işlemleri yapan firmalar, davalı idareye sundukları serbest dolaşıma giriş beyannameleri üzerinden araştırılmıştır. Davacı Şirket adına, Atatürk Havalimanı Kargo Gümrük Müdürlüğü'nde işlem gören muhtelif tarih ve sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri ile ithal edilen cep telefonu cinsi eşyanın radyo özelliği bulunduğu halde TRT bandrol ücretinin ödenmediği anlaşıldığından (özel tüketim vergisi hariç) katma değer vergisi matrahı üzerinden hesaplanan 43.901,69 TL bandrol ücreti ile 2015/7757 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı eki "Karar"ın 10. maddesi ile 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234. maddesine dayanılarak bandrol ücretinin üç katı tutarında 131.705,07 TL idari para cezası tahakkuk ettirilmiştir. Anılan tahakkuk ve para cezasına ilişkin kamu alacağının kesinleştiği ve ödenmediğinden bahisle tahsili amacıyla davacı adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin "TRT Bandrol Ücreti ve buna bağlı para cezasına ilişkin kısmının" iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan "Ödeme emrine itiraz" başlıklı 58. maddesinin 1. fıkrasında, "Kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtirazın şekli, incelenmesi ve itiraz incelemelerinin iadesi hususlarında Vergi Usul Kanunu hükümleri tatbik olunur." hükmüne yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10. maddesinde; tebligatın, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılacağı belirtilmiş; "Hükmi şahıs ve ticarethanelere tebligat" başlıklı 12. maddesinde, "Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir." hükmüne; "Hükmi şahısların memur veya müstahdemlerine tebligat" başlıklı 13. maddesinde, "Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir hâlde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerine yapılır." hükmüne yer verilmiş; Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 20. maddesinin 3. fıkrasında, gerçek ve tüzel kişilere ait ticari işletmelerin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, ticari işletmenin o işlemde yetkili ticari temsilcisine yapılan tebliğin geçerli olduğu vurgulanmış; 21. maddesinde ise, "Tüzel kişiler adına tebligatı almaya yetkili kişiler, herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmamaları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir hâlde olmaları durumunda tebliğ, tüzel kişinin o yerdeki sürekli çalışan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Ancak, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gereklidir. Bu kişilerin de bulunmaması hâlinde, bu husus tebliğ mazbatasında belirtilir ve tebliğ, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır." hükmü öngörülmüş; 53. maddesinde de "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" düzenlenmiş olup, bu maddeye göre tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliği öğrenmiş ise geçerli sayılacağı ve muhatabın öğrendiğini beyan ettiği tarihin tebliğ tarihi kabul edileceği belirtilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyadaki bilgi ve belgeler ile anılan mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, hükmi şahıslara yapılacak tebligatın öncelikle hükmi şahsın yetkilisine yapılması; yetkili kişinin bulunmaması veya evrakı alacak durumda olmaması halinde ise, o anda orada bulunan herhangi bir çalışanına yapılmasının mümkün olduğu, ancak bu son halde tebliğ memurunca tebliğ mazbatasında şirket yetkilisinin işyerinde bulunmadığı veya tebliğ mazbatasını alacak durumda olmadığı için tebligatın, çalışanına yapıldığı yönünde açıklama yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusu ödeme emrinin tebliğine ilişkin dosyadaki tebliğ alındısında, bu hususta bir açıklama yapılmadığından tebligatın usulüne uygun yapılmadığı, davacı Şirket tarafından dava konusu işlemin iptali istemiyle ilk olarak 05/12/2017 tarihinde açılan davanın kanuni süresi içinde açıldığı ve esasının incelenmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda, ödeme emrine karşı açılan davanın süre aşımı yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan davacının istinaf başvurusunun reddi yolundaki Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. …Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi … İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 27/04/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi