11. Hukuk Dairesi 2017/4354 E. , 2019/3147 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01/12/2016 tarih ve 2014/991 E. - 2016/810 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesince verilen 13/07/2017 tarih ve 2017/432-2017/453 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 16.04.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. Harun Denli dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacılar vekili, ...’nın On Klink Sağlık Hiz. Ltd. Şti"ndeki hissesinin tamamını ..."ya, ...’in ise aynı şirketteki hissesinin tamamını Medemi Sağlık Ürünleri San. ve Dış Tic. Ltd. Şti"ne hisse devir sözleşmesi ile devrettiğini, devir öncesinde şirketin tüm mali ve hukuki yapısı devralanlarca incelenmiş olsa da devre konu şirketin devir sonrasında herhangi bir idari ve vergisel yükümlülüğünün çıkması ihtimaline binaen güvence olarak teminat senetleri keşide ettiklerini, taraflar arasındaki mutabakata rağmen senetlerin lehtarı Medemi Sağlık Ürünleri San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. temsilcisinin senetleri diğer davalıya ciro ettiğini ve bu senetlerin icra takibine konu edildiğini, ...’nın devir sonrası On Klink Sağlık Ltd. Şti"de 26/07/2013 tarihli hekim sözleşmesi kapsamında çalışmaya devam edeceğinin kararlaştırdığını ileri sürerek, asıl davada davacıların İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2013/23099 esas sayılı dosyasında takibe konu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile %20 oranında tazminata hükmedilmesini; birleşen davada ise davacıların İstanbul 28. İcra Müdürlüğünün 2013/25667 esas sayılı dosyasında takibe konu senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespiti ile %20 oranında tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı ... vekili, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü şahıs olması sebebiyle şahsi defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, senetlerin teminat amacıyla verildiğine dair senetler üzerinde herhangi bir ibare ve şerh bulunmadığını, taraflar arasında akdedilen 17/07/2013 tarihli sözleşmenin 1. maddesine göre, sözleşme tarihi itibariyle 988.000,00 TL borç devredildiğini, sözleşmenin 3. maddesi gereğince, ... ve ...’in şirketin borcunun daha fazla çıkması durumunda fazla çıkan borcun tamamını taahhüt ettiklerini, 26/07/2013 tarihli “ibradır” başlıklı sözleşme ile davacıların şirketin borcunun devir tarihi itibariyle 1.500.000,00 TL olduğunu kabul ve ikrar ettiklerini, fazladan çıkan 500.000,00 TL borcun karşılığı olarak davaya konu iki adet bononun Medemi Sağlık Ürünleri San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. yetkilisine verildiğini, bu sebeple senetlerin teminat amacıyla verilmediklerini ve senetlerin bedelsiz oldukları iddiasının gerçekle bağdaşmadığını savunarak asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı şirket temsilcisi, asıl ve birleşen davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu senetlerin davacılar tarafından düzenlenip imzalandığı, davacıların On Klink Sağlık Hiz. Ltd. Şti.deki hisselerini 17/07/2013 tarihinde devrettikleri, ayrıca 26/07/2013 tarihli yazılı devir sözleşmesi de yapıldığı, hekim sözleşmesi kapsamında davacılardan ..."nın On Klink Sağlık Hiz. Ltd. Şti.de çalışmaya devam edeceğinin kararlaştırıldığı, yine taraflar arasında düzenlenen 26/07/2013 tarihli “ibradır” başlıklı belgenin davacılar tarafından inkar edilmediği, belgede iki adet bononun düzenlendiğinin yer aldığı, bu belgede bonoların teminat olarak verildiğine dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, devirden önce şirketin ilave borcuna karşılık senetlerin düzenlendiği, bonoların şirket pay devri şeklinde tanımlanabilecek temel ilişki kapsamında keşide edildiği, tarafların irade sakatlığına ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmediği, bonoların teminat amacıyla düzenlendiğinin yazılı delil ile kanıtlanması gerektiği, davalılardan ..."nin düzenleyenin bilerek zararına hareket ettiğinin kesin delillerle kanıtlanamadığı, iyi niyetli hamil olduğu gerekçesiyle, asıl ve birleşen davanın reddine, davalı ... vekilinin kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermiştir.
Karara karşı, asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1) b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, asıl ve birleşen davada davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacılar vekili tarafından temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davacılardan alınmasına, 18/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.