Esas No: 2019/20224
Karar No: 2021/6204
Karar Tarihi: 27.04.2021
Danıştay 6. Daire 2019/20224 Esas 2021/6204 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/20224
Karar No : 2021/6204
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Odası … Şubesi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
MÜDAHİL (DAVALI YANINDA) : ... Turistik Tesisler İşletmeciliği A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Nevşehir İli, Uçhisar Beldesi, ... Mahallesi, ... pafta, … ve ... sayılı parseller üzerinde yapımına başlanılan ... Otel'e verilen inşaat ruhsatının hukuka aykırı olduğundan bahisle, otel inşaatının mühürlenerek durdurulması ve alanın eski haline getirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin ... günlü, ... sayılı Uçhisar Belediye Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının Danıştay Ondördüncü Dairesinin 07/05/2018 tarih, E:2015/9863, K:2018/3330 sayılı kararıyla bozulması üzerine, bozma kararına uyularak, temyize konu karar ile davaya konu edilen mühürleme işlemine konu yapının, bir beldede veya kentte yaşayan tüm insanları veya büyük çoğunluğunu etkileyecek ölçüde önemli bir inşaat olmadığı, yapının komşuların veya aynı mahalledeki insanların hukuki ve kişisel menfaatlerini etkileyebileceği, davacı odanın davaya konu yapı ile ilgili olarak hukuki, kişisel ve güncel bir menfaatinin söz konusu olamayacağı ve odanın dava şartlarından olan dava konusu işlemle meşru, güncel ve kişisel bir menfaati olmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının kuruluş dayanağını Anayasanın 135. maddesinden alarak 6235 ve 3458 sayılı yasalara göre kurulan kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü olduğu, Odanın; kamunun ve ülke çıkarlarının korunmasında, doğal kaynakların bulunmasında ve korunarak çıkarılmasında, çevre ve tarihi değerlerin ve kültürel mirasın korunmasında, tarımsal ve sınai üretimin artırılmasında, ülkenin sanatsal ve teknik kalkınmasında gerekli gördüğü tüm girişim ve etkinliklerde bulunmak amacıyla kurulduğu, bu nedenle davacı Odanın kamu düzenini ilgilendiren dava konusu işleme karşı dava açma ehliyetinin bulunduğu, ancak temyize konu Mahkeme kararında ehliyet kavramının dar yorumlandığı, bu durumun hukuk devleti ilkesine ve Yüksek Mahkeme içtihatlarına aykırı olduğu belirtilerek, hukuka aykırı olan Mahkeme kararının bozulması gerektiği iddia edilmiştir.
SAVUNMALARIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ: Mahkeme kararının Dairemiz kararında belirtilen gerekçe ile bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Nevşehir İli, Uçhisar Beldesi, ... Mahallesi, ... pafta, … ve ... sayılı parseller üzerinde yapımına başlanılan ... Otel'e verilen inşaat ruhsatının hukuka aykırı olduğundan bahisle, otel inşaatının mühürlenerek durdurulması ve alanın eski haline getirilmesi istemiyle yapılan başvurunun ... günlü, ... sayılı Uçhisar Belediye Başkanlığı işlemiyle reddedilmesi üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Anayasanın 56. maddesinde; Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir." hükmü, 63. maddesinde; "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır.
" hükmü, 125. maddesinde; "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır." hükmü, 135. maddesinde ise "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir." hükmü yer almaktadır.
2872 sayılı Çevre Kanununun 3. maddesinde, "Başta idare, meslek odaları, birlikler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere herkes, çevrenin korunması ve kirliliğin önlenmesi ile görevli olup bu konuda alınacak tedbirlere ve belirlenen esaslara uymakla yükümlüdürler." kuralı yer almaktadır.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununun yukarıda anılan Anayasal hükme paralel olarak düzenlenen 2. maddesinde "(Değişik: 19/4/1983-KHK 66/2 md.) Birliğin kuruluş amacı ile yapamayacağı faaliyetler ve işler aşağıda gösterilmiştir.
Birliğin kuruluş amacı:
a) Bütün mühendis ve mimarları ihtisas kollarına ayırmak ve her kol için bir oda kurulmasına karar vermek;
Bu suretle aynı ihtisasa mensup meslek mensuplarını bir Odanın bünyesinde toplamak; merkezde idare heyeti, haysiyet divanı ve murakıplar gibi görevlilere yetecek kadar üyesi bulunmayan Odanın merkezini, Umumi Heyetin belirleyeceği yerde açmak;
b) Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak;
c) Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmektir.
(Değişik: 18/6/1997 - 4276/6 md.) Birlik ve organları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar." hükmüne yer verilmiştir.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Mimarlar Odası Ana Yönetmeliğinin 6. maddesinde ise "Odanın başlıca amaçları; a) Mesleki alanda ülke ve kamu çıkarları ile uluslararası gelişmeler çerçevesinde çalışmalar yapmak, mesleğin ve üyelerin değişen toplumsal ve ekonomik yapı içindeki değişen konumlarını izlemek, tespit etmek, değerlendirmek, mesleğin ve üyelerin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlemek, ulusal ve uluslararası ölçekte mesleğin gelişmesini izlemek ve sağlamak, b) Meslek onurunu ve üye haklarını korumak, c) Ülke içinde ve dışında tüm resmi ve özel kuruluşlarla işbirliği yaparak, mesleğin uygulama ve kuram alanında gelişmesini sağlamak üzere her türlü etkinliklerde bulunmak; bilimsel ve teknik evrakı inceleyerek gereken mesleki denetimleri yapmak, d) Mimarlık uygulamasıyla ilgili standart ve normları, yönetmelik ve teknik şartnameleri araştırmak ve incelemek, gerekli düzenlemeleri yapmak, e) Eğitim kurumlarıyla işbirliği yaparak mesleki eğitimin gelişmesine katkıda bulunmak, f) Üyeler arasındaki dayanışmayı sağlamak ve haksız rekabeti önlemek, g) Mimarlık kültürünün korunmasını ve geliştirilmesini sağlamak, bu doğrultudaki başarılı çalışmaları özendirmektir." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden; Nevşehir İli, Uçhisar Beldesi, ... Mahallesinde Kapadokya Bölgesi Kentsel Sit Alanı içinde kaldığı anlaşılan taşınmazlar üzerine yapılması planlanan otel için verilen inşaat ruhsatının hukuka aykırı olduğundan bahisle, otel inşaatının mühürlenerek durdurulması ve alanın eski haline getirilmesi istemiyle yapılan başvurunun ... günlü, ... sayılı Uçhisar Belediye Başkanlığı işlemiyle reddedilmesi üzerine, bakılmakta olan dava açılmıştır.
Sit alanları; tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olup, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli alanlardır.
Özellikle tarihi, kültürel ve jeolojik değerleri nedeniyle dünya ve ülke çapında önem arzeden sit alanları başta olmak üzere çevre, tarih ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin geniş yorumlanması; çevreyi geliştirmeyi, çevre sağlığını korumayı ve çevre kirliliğini önlemeyi, tarih, kültür ve tabiat varlıklarını ve değerlerini korunmayı Devlete bir ödev olarak veren, Anayasa'nın 56. ve 63. maddelerinin zorunlu bir sonucudur.
Anayasa'nın 125. maddesinde belirtildiği üzere ise; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Hukuk devletinde, idarenin hukuka uygunluğunun sağlanmasında en etkin araçlardan biri iptal davalarıdır. İptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulu doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılması ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olup, bu koşulun idari işlemlerin iptal davası yoluyla denetlenmesini etkilemeyecek şekilde anlaşılması gerekmektedir.
Yukarıda anılan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; dava açma ehliyeti, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade ettiği, her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edileceği, bununla birlikte, iptal davalarındaki subjektif ehliyet koşulunun, doğrudan doğruya hukuk devletinin yapılandırılmasına ve sürdürülmesine ilişkin bir sorun olması dolayısıyla, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun iptal davası yoluyla denetlenmesini engellemeyecek bir biçimde anlaşılması gerektiği, nitekim; çevre, tarihi ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını yakından ilgilendiren veya bütün ülkeyi ve kamuoyunu etkileyen konularda subjektif ehliyet koşulunun, bu durum dikkate alınarak yorumlanması gerektiğine ilişkin Danıştay kararları, yerleşik içtihat niteliği kazanmıştır.
Anayasanın yukarıda aktarılan 56. maddesinde, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı konusunda "herkes" denilerek bu hakkın kullanımı konusunda gerçek ve tüzel kişi ayrımı yapılmamış; ayrıca çevrenin korunması yalnızca Devlet için değil vatandaşlar için de bir ödev olarak belirlenmiştir. Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı, Anayasada, gerçek-tüzel kişi ayrımı gözetilmeksizin herkes için tanınmış ve Çevre Kanunu ile meslek kuruluşlarının da herkes kavramı içerisine dahil oldukları hususu açıkça ifade edilmiştir.
Böylelikle; Anayasanın çevre hakkı ve çevrenin korunması ile ilgili hükümleri, yasa koyucu tarafından da bütüncül ve kapsayıcı bir şekilde yorumlanıp anlamlandırılarak, yukarıda aktarıldığı biçimde, Yasa metninde ifadesini bulmuştur. Dolayısıyla, kuruluş belgelerinde veya yasalarında açıkça yazılı olmasa dahi, ilgili meslek kuruluşunun, çevreyi ilgilendiren konularla ilgili olarak, aynen gerçek kişiler gibi subjektif dava ehliyetine sahip olduğu açıktır.
Bu durumda; gerek çevre, tarih ve kültürel değerlerin korunması, imar uygulamaları gibi kamu yararını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin geniş yorumlanması sonucunu doğuran Anayasa'nın 56. maddesi, gerekse yukarıda bahsedilen mevzuat hükümleri dikkate alındığında, taşıdığı çevre, tarih ve kültürel değerler nedeniyle sit alanı ilan edilerek de koruma altına alınan bölgede yapılması planlanan otel inşaatının mühürlenmesine yönelik işlemin kamu yararını doğrudan ilgilendiren bir husus olduğu, dolayısıyla davacının kamu yararını koruma görev ve yükümlülüğünden dolayı ehliyetli kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, davacının ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmüştür.
Kaldı ki; davacının başvurusunda ismi geçen … Otel'e ait inşaatın mühürlenmesi talebinin reddine ilişkin işleme karşı davacı tarafından açılan bir diğer davada ise, işin esasına girilerek .... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline yönelik verilen karar, Dairemizin 27/04/2021 tarih, E:2019/14688, K:2021/6203 sayılı kararıyla onanmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.2577 sayılı Kanunun 49. maddesi gereğince, davacının temyiz isteminin kabulüne,
2.Yukarıda özetlenen gerekçeyle davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin temyize konu .... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 27/04/2021 tarihinde, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X):
Dava; Nevşehir İli, Uçhisar Beldesi, ... Mahallesi, ... pafta, … ve ... sayılı parseller üzerinde yapımına başlanılan ... Otel'e verilen inşaat ruhsatının hukuka aykırı olduğundan bahisle, otel inşaatının mühürlenerek durdurulması ve alanın eski haline getirilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin ... günlü, ... sayılı Uçhisar Belediye Başkanlığı işleminin iptali istenilmiştir.
Anayasanın 135. maddesinde "Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir." hükmü yer almaktadır.
6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu'nun yukarıda anılan Anayasal hükme paralel olarak düzenlenen 2. maddesinde "(Değişik: 19/4/1983-KHK 66/2 md.) Birliğin kuruluş amacı ile yapamayacağı faaliyetler ve işler aşağıda gösterilmiştir.
Birliğin kuruluş amacı:
a) Bütün mühendis ve mimarları ihtisas kollarına ayırmak ve her kol için bir oda kurulmasına karar vermek;
Bu suretle aynı ihtisasa mensup meslek mensuplarını bir Odanın bünyesinde toplamak; merkezde idare heyeti, haysiyet divanı ve murakıplar gibi görevlilere yetecek kadar üyesi bulunmayan Odanın merkezini, Umumi Heyetin belirleyeceği yerde açmak;
b) Mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak;
c) Meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmektir.
(Değişik: 18/6/1997 - 4276/6 md.) Birlik ve organları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar." hükmüne yer verilmiştir.
Olayda, kuruluş amacı Anayasada ve yukarıda anılan Yasa hükmünde açıkça, mühendislik ve mimarlık mesleği mensuplarının, müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hakim kılmak üzere meslek disiplinini ve ahlakını korumak için gerekli gördüğü bütün teşebbüs ve faaliyetlerde bulunmak, meslek ve menfaatleriyle ilgili işlerde resmi makamlarla işbirliği yaparak gerekli yardımlarda ve tekliflerde bulunmak, meslekle ilgili bütün mevzuatı normları, fenni şartnameleri incelemek ve bunlar hakkındaki görüş ve düşünceleri ilgililere bildirmek olarak sayılmış olan davacı odanın ancak tüzel kişiliğinin ve üyelerinin ortak çıkarlarını ilgilendiren konularda dava açma ehliyetinin olduğu açıktır.
Uyuşmazlıkta, yapımına başlanılan otelin mühürlenmesi yönünde bir değerlendirme yapıldığında, davaya konu edilen yapının, bir beldede veya kentte yaşayan tüm insanları veya büyük çoğunluğunu etkileyecek ölçüde önemli bir inşaat olmadığı, yapının komşuların veya aynı mahalledeki insanların hukuki ve kişisel menfaatlerini etkileyebileceği, davacı odanın davaya konu yapı ile ilgili olarak bir hukuki, kişisel ve güncel bir menfaatinin söz konusu olamayacağı açıktır.
Bu durumda, davacı odanın dava şartlarından olan dava konusu işlemle meşru, güncel ve kişisel bir menfaati olmadığı, dolayısıyla, dava açma ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından, ehliyet yokluğu nedeniyle davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.