10. Hukuk Dairesi 2015/20873 E. , 2015/19960 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, ilamında belirtilen gerekçelerle ...Evleri Konut Yapı Koop. yönünden davanın kabulüne, ... yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili ve davalı ... Evleri Yapı Kooperatifinin tasfiye memuru ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Gerekçeli kararın tebliği için Dairemizin geri çevirme kararı sonrasında davalı... Evleri Yapı Kooperatifinin tasfiye memuru ... tarafından kooperatifin 08.11.2008 tarihinde tasfiyesini tamamladığı belirtilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.06.2007 tarih, 2007/10-358 Esas, 2007/337 Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere; ticari şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır. Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek taraf teşkili sağlanmak suretiyle yargılamanın devamının sağlanması gerekir.
Şu halde yapılması gereken iş; öncelikle davalı... Evleri Yapı Kooperatifinin ticaret sicil kaydının terkin edilip edilmediği usulünce araştırılarak belirlenmeli; bu belirleme yapıldıktan sonra terkin edildiğinin anlaşılması halinde, anılan HGK kararı çerçevesinde, tüzel kişiliği sona eren davalı kooperatifin ihyası için
tasfiye memurluğu ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek ayrı bir dava açılması için davacı tarafa uygun bir süre verilmeli, dava açıldığı takdirde bu davanın sonucu beklenmeli, tüzel kişiliğin yeniden ihyası halinde, taraf teşkili sağlanarak, sonucuna göre karar verilmelidir.
2- Davalı işverenlere ait işyerinde 14.12.2004-01.04.2009 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Yargılama sırasında resmi belge veya yazılı delil esas ise de; somut bilgilere dayanması ve inandırıcı olmaları koşuluyla tanık beyanları ile de ispatı mümkündür.
İnceleme konusu davada istem kısmen hüküm altına alınmış ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli görünmemektedir. Bu bakımdan; davacının çalışmalarının önce ... Evleri Yapı Kooperatifinde başladığı, kooperatifin daha sonra siteye dönüştürüldüğü ve davacının çalışmalarının sitede devam ettiğinin iddia edildiği, Mahkemece, çalışmanın sitenin 5510 Sayılı Kanun kapsamına alındığı tarihte kooperatifte sona erdiği, sitede başladığı kanaati ile işverenin 01.02.2009 tarihinden itibaren site yönetimi olduğuna karar verildiği anlaşılmış olup, yapılması gereken iş, sadece işyeri tescil kayıtları ile yetinilmeyip, kooperatifin tasfiye edildiği dönem ile sitenin fiilen kurulduğu dönemler kooperatifin ticaret sicil kayıtlarından, sitenin toplantı tutanaklarından ve tapu kayıtlarından ve lüzumlu görülen diğer kayıtlardan araştırılıp belirlenerek çalışmaların hangi dönemlerde hangi işveren nezdinde geçtiği açıklıkla ortaya konulmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
3-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK.) 297. maddesinin b bendinde (Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 388. maddesinde) tanımlanan unsurları taşıması ve “tarafların kimliklerini... ” kapsaması yönündeki hükümlerinin kararın yazımında dikkate alınması gerekmekte olup, davalılardan ...’nın ve vekilinin karar başlığına yazılmaması, ... vekilinin vekaletnamesinin dosyaya eklenmemesi hatalı bulunmuştur.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekili ve davalı ... Evleri Yapı Kooperatifi tasfiye memuru...’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ... Evleri Yapı Kooperatifi"ne iadesine, 19.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.