15. Hukuk Dairesi 2016/1761 E. , 2017/3726 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava, eser sözleşmesine dayalı olarak yapılan protokolden kaynaklanan bakiye iş bedelinin tahsili için başlatılan takibe yönelik itirazın iptâli, karşı dava ise, yüklenici tarafından ödenmesi gereken SGK primlerinin iş sahibince ödenmesi sebebiyle rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen hüküm, davalı-karşı davacı vekilince temyiz olunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekili, müvekkillerinin murisi ile davalıya ait arsa üzerine 10 dairelik inşaat yapımı konusunda anlaştıklarını, işin yapılıp bitirilmesine ve 26.10.2010 tarihli protokolde 90.000,00 TL"nin davalı iş sahibi tarafından ödeneceğinin kararlaştırılmasına rağmen 10.000,00 TL dışında ödeme yapılmadığını, müvekkillerinin hissesine düşen bedel için başlattıkları takibe de itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptâli ile takibin devamına ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde protokolün tek başına borcun varlığının kanıtı olmayacağını, ayrıca bu süre içerisinde başkaca ödemeler de yapıldığını, davanın reddiyle kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiş, karşı dava ise de, davacı adına SGK prim borcu ödendiğini ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 TL"nin davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacıların murisi ile davalı arasında eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık 26.10.2010 tarihli protokolde kararlaştırılan bedelin ödenip ödenmediği, karşı davada da, yüklenici adına ödenmesi gereken SGK prim borçlarından davacı yüklenicinin sorumlu olup olmayacağı konularında toplanmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan 26.10.2010 tarihli protokolde iş sahibinin yükleniciye 90.000,00 TL borcu olduğu kabul edilmiştir. Bu protokolde saptanan bedelin 10.000,00 TL"lik kısmının ödendiği kabul edilmiş, kalan kısmın ise davalı iş sahibi tarafından
ödenmediği iddia edilmiştir. Davalı taraf ödeme yapıldığı savunmasında bulunmuş ise de, mahkemece bu konuda yapılan araştırma ve inceleme yeterli olmayıp, ödemelerle ilgili mali müşavir bilirkişi seçilmek suretiyle banka ekstreleri üzerinde ve gerektiğinde banka kayıtları üzerinde de inceleme yapılma yetkisi verilip, protokol tarihinden sonra yüklenici tarafından vekalet alınmak suretiyle davalının banka hesabından çekilen tutar belirlenmeli ve bu konuda rapor alınmalı, alınan rapora itirazlar değerlendirilmeli, asıl davada davacıların hissesine isabet eden miktar bulunmalı, yine iş sahibi tarafından davacı yüklenici adına yapılan işle ilgili olarak iş sahibi tarafından SGK prim borcu yatırılıp yatırılmadığı belirlenmeli ve aksi kararlaştırıldığı kanıtlanmadığı sürece prim borcundan yüklenicinin sorumlu olduğu kabul edilerek karşı davada taleple bağlı kalınarak hüküm kurulmalıdır. Ayrıca alacak yargılamayı ve bilirkişi incelemesini gerektirdiğinden İİK"nın 67/II. maddesindeki koşullar oluşmadığından reddi gerekirken kabulü de doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
Kabule göre de, HMK"nın 266. maddesine aykırı biçimde hukukçu bilirkişi atanması da doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davalı-karşı davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalı-karşı davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 01.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.