Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2017/7561
Karar No: 2021/6128
Karar Tarihi: 27.04.2021

Danıştay 6. Daire 2017/7561 Esas 2021/6128 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2017/7561
Karar No : 2021/6128

KARAR DÜZELTME İSTEMİNDE
BULUNAN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …

2- … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

3- … Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …

4-… Kaymakamlığı

İSTEMİN ÖZETİ : Danıştay Altıncı Dairesince verilen 02/05/2017 tarih ve E:2012/5638, K:2017/3074 sayılı kararın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.

SAVUNMALARIN ÖZETİ : Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ … DÜŞÜNCESİ: Karar düzeltme isteminin kısmen kabulü kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 10/07/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 101. maddesi uyarınca Hazine malları konusunda genel yetkili kuruluş Milli Emlak Genel Müdürlüğü olup anılan Genel Müdürlük aynı Kararnamenin 99. maddesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hizmet birimleri arasında sayıldığından ve 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 1. maddesinin 19. fıkrası uyarınca, Hazineye ait taşınmazlara ilişkin olarak İzmir Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı yerine, İzmir Valiliği (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü) davalı olarak alınarak, gereği görüşüldü:
Karar düzeltmeye konu kararın esası açısından;
6545 sayılı Türk Ceza Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 103. maddesinin b) bendi ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi yürürlükten kaldırılmış ise de; anılan Yasanın 27. maddesiyle 2577 sayılı Yasaya eklenen Geçici 8. maddenin 1. fıkrasındaki "Bu Kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümler, 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3 üncü maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanır. Bu tarihten önce verilmiş kararlar hakkında, kararın verildiği tarihte yürürlükte bulunan kanun yollarına ilişkin hükümler uygulanır." kuralı uyarınca, bu maddeye göre kararın düzeltilmesi yolundaki istemin incelemesine geçildi.
Danıştay Dava Daireleri ile İdari veya Vergi Dava Daireleri Kurullarının temyiz üzerine verilen kararları hakkında ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinde yazılı nedenlerle kararın düzeltilmesi istenebilir. Kararın düzeltilmesi dilekçesinde öne sürülen hususlar ise adı geçen yasa maddesinde yazılı nedenlerden hiçbirisine uymamaktadır.
Temyize konu kararın yargılama giderlerine ilişkin kısmına gelince;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine göre kararın düzeltilmesi istemi yargılama giderleri yönünden yerinde görüldüğünden Dairemizin 02/05/2017 tarih ve E:2012/5638, K:2017/3074 sayılı kararının anılan kısmı kaldırılarak;
Dava, İzmir İli, Karabağlar İlçesi, ... Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı taşınmazda, kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden inşaat yapımını üstlenen davacı tarafından, komşu parselde bulunan yapı yola tecavüzlü olduğu gerekçesiyle mimari projenin onaylanmaması ve yapı ruhsatı düzenlenmemesi nedeniyle inşaata başlanılamamasına sebep olan davalı İdarelerin hizmet kusuru bulunduğundan bahisle, uğranıldığı ileri sürülen 300.000,00-TL zararın faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dava konusu taşınmaza komşu … ada, … parsel sayılı taşınmazın yola terki hususunda davalı idarelerin görev ve yetkileri kapsamında gerekli işlemleri yerine getirdikleri ve bu süreç içerisinde davacıya gerekli bilgilerin verildiği, bu haliyle davalı idarelere hizmet kusuru olarak atfedilebilecek bir durumun söz konusu olmadığı, ayrıca davacının ortada gerçekleşmiş kesin bir zararının da bulunmadığı anlaşıldığından davalı idarelerin tazminle sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığı sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından dilekçesinde vekalet ücretine ilişkin ayrıca iddiada bulunulmamış ise de, kararın bir bütün olduğu ve davacının kararın tümünün temyiz edildiği açıktır.
Temyiz istemine konu edilen kararda reddedilen 300.000,00 TL maddi tazminat miktarı üzerinden nispi şekilde hesaplanan 22.450,00 TL vekalet ücretinin davacı tarafından davalı idarelere ödenmesine hükmedilmiştir.
Anayasa'nın "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir..." hükmü bulunmaktadır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” kenar başlıklı 6. maddesinde, herkesin medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelen, mahkemeye erişim hakkının da bu çerçevede değerlendirilmesi gereklidir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren ya da dava açılmasının davacının dava açtığı konumdan daha da geriye götürülmesi durumlarında mahkemeye erişim hakkının özüne dokunulacak şekilde sınırlandığının kabulü gerekmektedir.
Dava sonucundaki başarıya dayalı olarak taraflara vekalet ücreti ödeme yükümlülüğü öngörülmesi de bu kapsamda mahkemeye erişim hakkına yönelik bir sınırlama oluşturur. Dolayısıyla, davayı kaybetmesi halinde davacıya yüklenecek olan vekalet ücreti bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Nitekim bir tam yargı davasında davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinin, hak arama hürriyeti ve mahkemeye erişim hakkını ihlal ettiği iddiasıyla yapılan bireysel başvuru sonucunda, Anayasa Mahkemesince verilen 07/11/2013 tarihli, Başvuru No:2012/791 sayılı kararda, hak edilen tazminatın 3/4'ünün vekalet ücreti adı altına idareye verilmesinin Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama özgürlüğü kapsamında mahkemeye erişim hakkının ihlali niteliğinde değerlendirilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde, avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade ettiği; 168. maddesinde, yargı yerlerindeki işlemler ile diğer işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren bir tarifenin hazırlanacağı; 169. maddesinde, yargı mercilerince karşı tarafa yükletilecek avukatlık ücretinin, avukatlık ücret tarifesinde yazılı miktardan az ve üç katından fazla olamayacağı belirtilmiştir.
Yukarıda yer verilen yasal düzenlemelerden açıkça anlaşıldığı üzere, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin amacı, avukatların mesleklerini icra ederken hak edecekleri ücret için belli bir asgari sınır getirmektir. Bir başka ifade ile yapılan hukuki yardımın niteliği veya niceliği ne olursa olsun, avukatın verdiği hukuki hizmetin maddi karşılığının belli bir miktarın altına düşmesini engellemektir.
Öte yandan, yargının kurucu unsurlarından olan savunmayı temsil eden avukatın, Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde öngörüldüğü üzere, emek ve mesaisinin dikkate alınmasının yanı sıra, kişilerin hak arama özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte düzenlemelere Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde yer verilmemesi gerekmektedir.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin "Manevi tazminat davalarında ücret" başlıklı 10. maddesinde; "(1) Manevi tazminat davalarında avukatlık ücreti, hüküm altına alınan miktar üzerinden Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. (2) Davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına Tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemez. (3) Bu davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücreti, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunur. (4) Manevi tazminat davasının, maddi tazminat veya parayla değerlendirilmesi mümkün diğer taleplerle birlikte açılması durumunda; manevi tazminat açısından vekalet ücreti ayrı bir kalem olarak hükmedilir." ve "Tarifelerin üçüncü kısmına göre ücret" başlıklı 12. maddesinde ise; " (1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Belirlenen bu ücret Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre tespit edilen ücretten az olamaz." düzenlemelerine yer verilmiştir.
Tarife'de manevi tazminat isteminin tümüyle reddedilmesi durumunda, maktu vekalet ücretine hükmedileceği belirtilirken, maddi tazminat isteminin tümüyle reddi halinde bu yönde özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Yine, manevi tazminat isteminin kısmen reddedilmesi durumunda, karşı taraf vekili yararına hükmedilecek nispi vekalet ücretinin, davacı vekili lehine belirlenen nispi vekalet ücretini geçemeyeceği belirtilirken, maddi tazminat isteminin kısmen reddi durumunda bu şekilde ayrık bir düzenlemeye de yer verilmemiştir.
Tazminat isteminin tamamının veya bir kısmının reddedildiği hallerde, düzenleme açısından durum bu şekilde ikili bir ayrıma tabi tutulmakta ise de maddi ve manevi tazminat istemlerinden birinin diğerine göre daha farklı ve daha fazla çaba, gayret ve emek sarf edilmesine gerek göstermemesine karşın, maddi ve manevi tazminat istemleri açısından vekalet ücretlerinin farklı şekilde belirlenmesi, avukatın harcadığı çaba, gayret ve emeği ile alınacak vekalet ücreti arasında orantısızlık yaratacağı sonucuna varıldığından, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde tanımlanan avukatlık ücreti kavramı ile bağdaşmamaktadır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince, maddi tazminat isteminin tamamı için ret hükmü kurulmasına rağmen maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken davalı idareler lehine nispi vekalet ücreti hükmedilmesinde, kişilerin hak arama özgürlüğü kapsamındaki mahkemeye erişim hakkı yönünden isabet bulunmamaktadır.
Bu itibarla, davanın reddine ilişkin temyize konu İdare Mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın esasına yönelik karar düzeltme isteminin reddine, kararın yargılama giderlerine ilişkin kısmı yönünden karar düzeltme isteminin kabul edilerek davanın reddi yolunda ... İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın bu kısmının BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, 27/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi