19. Ceza Dairesi 2019/29199 E. , 2020/2080 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : 4733 sayılı Kanuna Aykırılık, 5607 sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanık ... hakkında 5607 sayılı Kanun"un 4/2. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
I-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede;
Yükletilen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Sigaraların gümrük kaçağı olduğuna ve KEMT varakasındaki değere ilişkin sanıkların itirazı bulunmadığı hâlde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sebep olmadıkları yargılama giderinin sanıklara yükletilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ... ve ... müdafisinin, sanık ..."in, sanık ..."ın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin BOZULMASINA, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nin 322. maddesi uyarınca bu aykırılık, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, yargılama giderine dair hüküm fıkrası çıkarılarak yerine "Toplam 267,20 TL yargılama giderinin sanıklardan eşit olarak tahsili ile Hazineye irat kaydına" ibaresinin yazılması suretiyle başkaca yönleri kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye aykırı olarak, DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
II-Sanıklar ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik incelemede;
1-Gümrük kaçakçılığı suçlarında korunan hukuki yarar; Devletin egemenlik hakkının bir kısmı olarak ortaya çıkan kendi milli sınırları dahilindeki her türlü eşya giriş ve çıkışını kontrol etme ve düzenleme yetkisidir. Anılan fiiller ile devletin söz edilen egemenlik hakkının ihlali ile birlikte devletin vergilendirme hakkı ve mali yararlarını da ihlal ettiği kuşkusuzdur. Verginin ise devletin kamu hizmetlerini finanse etmek için toplumu oluşturan kişilerden zorunlu olarak alınan ekonomik değerler olduğu nazara alındığında gümrük kaçakçılığı suçlarının vergi kaybına sebep olması sonucu , kamu hizmetlerinin finansmanında güçlükler doğuracağı muhakkaktır. Bu itibarla, gümrük kaçakçılığı suçlarının mağdurunun da devletin yürüttüğü kamu hizmetlerinden yararlanan bireylerden oluşan toplum olduğu cihetle;
UYAP ortamında yapılan araştırmada, sanık ... hakkında 01/02/2014 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Marmaraereğlisi Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 27.10.2016 tarih ve 2014/121 Esas 2016/620 Karar sayılı mahkumiyet hükmüne ilişkin dosyanın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi,
Sanık ... hakkında 05/03/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/363 E. ve 2015/213 K. sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 26/02/2020 tarihinde bozulmasına karar verilmesi,
Yine sanık ... hakkında 26/12/2012 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine Saray(Tekirdağ) Asliye Ceza Mahkemesince verilen 01/04/2015 tarih ve 2013/94 Esas 2015/184 Karar sayılı mahkumiyet hükmüne ilişkin dosyanın incelenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/166734 Tebliğname numarasında kayıtlı olduğunun anlaşılması,
İş bu dava ile birleştirilmesine karar verilen Saray(Tekirdağ) Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/94 Esas sayılı dosyasında suç tarihinin 26/12/2012 olduğu, Saray(Tekirdağ) Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 06/03/2013 tarihli iddianamesi ile hukuki kesinti oluştuğu dikkate alınarak sanık ..."a atılı 14/12/2012, 26/12/2012, 27/12/2012, 31/12/2012, 08/01/2013, 01/03/2013, 05/03/2013 tarihli eylemler bakımından 5237 sayılı TCK’nin 43/1. maddesinin uygulanmasının tartışılması gerektiği, 31/07/2013 tarihli eylemin ise 06/03/2013 tarihli iddianame ile hukuki kesinti olmadığından zincirleme suç haricinde kaldığının anlaşılması,
Sanık ... hakkında 17/07/2013 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine, Düzce 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2014/305 E. ve 2015/358 K. sayılı hükmün Dairemizce incelenerek 26/02/2020 tarihinde bozulmasına karar verilmesi,
Yine sanık ... hakkında 18/03/2014 tarihinde işlediği aynı suç nedeniyle açılan kamu davası üzerine İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 31/12/2015 tarih ve 2014/280 Esas 2015/569 Karar sayılı mahkumiyet hükmüne ilişkin dosyanın incelenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/181337 Tebliğname numarasında kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında;
Anılan dosyaların âkıbeti araştırılarak, mümkün olması hâlinde getirtilip incelenerek ve birleştirilerek, hukuki kesintinin iddianamenin düzenlenmesiyle gerçekleşeceği gözetilmek sureti ile sanıkların bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla işleyip işlemediklerinin ve haklarında TCK"nin 43/1. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediğinin ve buna göre teselsülün sona erdiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan yasa hükümlerine göre uygulanacak yasa ve suç vasfının tartışılması zorunluluğu ile sanık ... hakkında 31/07/2013 tarihli eylemi yönünden hukuki kesinti nedeniyle müstakilen hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Sanıklar ... ve ... hakkında 5607 sayılı Kanun"un 4/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanık ..."in incelemeye konu bu dosyada TCK"nin 43. maddesinin uygulanmasında dikkate alınan ve teselsül oluşturan 14/12/2012 tarihli eylemi nedeniyle açılan
diğer bir kamu davası üzerine Çorlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nce verilen 2013/18 Esas ve 2015/425 Karar sayılı mahkumiyet hükmüne ilişkin dosyanın incelenmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2016/10017 tebliğname numarasında kayıtlı olduğunun anlaşılması karşısında; anılan dosyanın âkıbeti araştırılarak, dosyaların, hukuki ve fiili irtibat oluşturduğu nazara alınıp birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekirken eksik kovuşturmayla yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ... ve ... müdafisinin, sanık ... müdafii ile sanık ..."in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak, HÜKÜMLERİN 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK 326/son maddesi gereği sanıklar ... ve ... yönünden bu dosyada verilen ceza miktarı ile teselsüle dahil edilecek dosyalardaki ceza miktarı toplamları ve aleyhe temyiz bulunmamasına rağmen adı geçen sanıkların çifte atıfetten yararlanamayacağı gözetilerek kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 26/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.