7. Hukuk Dairesi 2015/7016 E. , 2016/6888 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı işyerinde temizlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin emeklilik nedeniyle son erdiğini belirterek kıdem tazminatı, yıllık izin, asgari geçim indirimi, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Bakanlık davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı ıslah dilekçesi ile 100,00 TL talep ettiğini ileri sürdüğü ihbar tazminatı alacağını 1538,85 TL’ye yükselttiğini bildirmiştir.
Mahkemece kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacakları yönünden davanın kısmen kabulüne, asgari geçim indirimi yönünden reddine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesinde "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." hükmüne yer verilmiştir.
HMK"nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların dilekçelerinde belirttikleri vakıaları, dava konusunu veya talep sonucunu değiştirebilmesi imkânını sağlamaktadır. İki taraf da duruşmada hazır iseler ıslah sözlü olarak yapılabilir. Usule ilişkin işlemlerin tamamen ya da kısmen ıslahı mümkündür. Ancak, her iki durumda da usulüne uygun açılmış bir davanın bulunması şarttır. Başka bir anlatımla ıslah, açılmış bir davada taraflarca yapılmış usule ilişkin işlemlere yönelik olarak yapılmalıdır. Bu bağlamda, yargılaması devam eden bir dava içinde ıslah ile ikinci bir talepte bulunma olanağı bulunmamaktadır. Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçer ve yine tek bir dava söz konusu olur. Ancak, davacı peşin harç yanında başvuru harcını da yatırarak yeni bir talep de bulunması hallerinde ise bir ek dava olarak nitelendirilme hali olayımız dışındadır.
Somut olayda davacı dava dilekçesinde ihbar tazminatı, alacağı talep etmemiş 04/06/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile 100,00 TL talep ettiğini ileri sürdüğü ihbar tazminatı alacağını1.538,85 TL’ye yükselttiğini bildirmiş nispi ıslah harcını yatırmış başvuru harcı yatırmamıştır. Dava dilekçesinde talep edilmeyen bir alacak ıslah ile talep edilemeyeceği gibi, başvuru harcıda yatırılmadığından bu dilekçenin ek dava olarak kabulü de mümkün değildir. Bu nedenle, ihbar tazminatı alacağı hakkında dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla ıslah isteminin reddine karar verilmesi gerekirken ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş olması hatalıdır.
Ayrıca kabule göre de, davacı işyerinden emeklilik nedeniyle kendi isteği ile ayrıldığından ihbar tazminatı talebinin reddi gerekirken kabulü de hatalı olmuştur.
3- Davacı dava ve ıslah dilekçesinde fazla çalışma alacağının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
4857 sayılı Yasanın 34.maddesinde gününde ödenmeyen ücretler için mevduata uygulanan en yüksek faiz oranının uygulanacağı bildirilmiştir. Fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil ücreti de ücret kapsamında olup uygulanacak faiz en yüksek banka mevduat faizidir. Zaman zaman yasal faizin en yüksek banka mevduat faiz oranının üzerine çıktığı bir gerçektir. Bu durum gözetilerek fazla çalışma ve ulusal bayram genel tatil alacağına en yüksek banka mevduat faiz oranını geçmemek kaydı ile yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi gerekirken mahkemece doğrudan yasal faize hükmedilmesi hatalıdır.
Mahkemece, belirtilen hususlar gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, 23/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.