
Esas No: 2020/352
Karar No: 2021/1587
Karar Tarihi: 27.04.2021
Danıştay 13. Daire 2020/352 Esas 2021/1587 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2020/352
Karar No:2021/1587
TEMYİZ EDENLER : 1. (DAVALI) ... Kurumu
VEKİLİ : Av. ...
2. (DAVACI) ... Akaryakıt A.Ş.
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bayilik lisansı ile faaliyet gösteren davacıya ait akaryakıt istasyonunda 04/08/2016 tarihinde yapılan denetimde otomasyon sistemine göre akaryakıt istasyonunda menşei belli olmayan akaryakıt bulundurulması nedeniyle dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal edildiği, akaryakıt istasyonundaki otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermemesi ve otomasyon sistemine müdahale edildiğinin tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin yedinci fıkrası ve Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. Maddesi Uyarınca 2016 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ uyarınca her bir aykırılık için ayrı ayrı olmak üzere toplam 169.150,00-TL (84.575,00-TL + 84.575,00-TL) idarî para cezası verilmesine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (Kurul) kararı ile davacı şirkete tanınan 15 günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmediğinden bahisle 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkrası uyarınca piyasa faaliyetinin 30 gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararda; davalı idare tarafından idarî para cezasının hangi nedenle üst sınırdan verildiğinin somut bilgi ve belgelerle ortaya konulamadığı, ayrıca bu konuda herhangi bir açıklama da getirilmediği göz önününde bulundurulduğunda, herhangi bir kriter gözetmeksizin salt takdir yetkisinden hareketle Kanun'da öngörülen üst sınırdan idarî para cezası verilmesine ilişkin dava konusu ... tarih ve ... sayılı Kurul kararında hukuka uygunluk bulunmadığı;
Öte yandan, otomasyon sistemi ile ilgili aykırılığın giderilmediğinden bahisle 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkrası ile Petrol Piyasasında Yapılacak Denetimler ile Ön Araştırma ve Soruşturmalarda Takip Edilecek Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'in 21. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca piyasa faaliyetinin 30 gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının icrası kapsamında, akaryakıt istasyonundaki 1 nolu adaya bağlı Petposan marka 9443 nolu dispenser üzerinde bulunan 2 adet tabanca ile 1 ve 2 nolu tank dolum ağzı kapağına uygulanan mühürlemelerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Denetim Dairesi Başkanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı yazısı üzerine kaldırıldığı ve dolayısıyla ... tarih ve ... sayılı Kurul kararı yönünden davanın konusuz kaldığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının iptaline, ... tarih ve ... sayılı Kurul kararı yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davalı idare tarafından, anılan Mahkeme kararının iptale ilişkin kısmına yönelik istinaf isteminde bulunulması üzerine, ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nce;
Dava konusu ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının, istasyon otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermemesi, otomasyon sistemine müdahale edilmesi nedeniyle 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 84.575,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden; 5015 sayılı Kanun kapsamında belirlenmiş olan fiillerin ihlâli hâlinde uygulanacak olan idarî para cezalarının miktarının ve/veya aralığının tespitinde, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17. maddesinde yer alan kural da göz önünde bulundurulmak suretiyle, fiilin ağırlığı, failin kusuru ve ekonomik durumu gibi etkenlerin, idarenin takdir yetkisinin gerekçesi ve aynı zamanda da yargısal denetimde hükme dayanak oluşturacak temel ve kaçınılmaz ölçütler olacağı, başka bir ifadeyle, idarî para cezaları için 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrasında idareye takdir yetkisi sağlayan aralığın, fiilin ağırlığı, failin kusuru gibi ölçütler esas alınarak, idarî para cezasının üst sınırdan mı yoksa alt sınırdan mı uygulanacağının belirlenmesini sağlayacağı; bu durumda, otomasyon sisteminin sağlıklı veriler içermemesi ve otomasyon sistemine müdahale edilmesi fiilinin niteliği de göz önünde bulundurulduğunda, davalı idarece 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrasında belirlenen üst sınırdaki tutar üzerinden takdir yetkisi kullanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka, adalete, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesi ile 5015 sayılı Kanun'un amaçlarına aykırılık, dava konusu işlemin bu kısmının iptali yolundaki Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmadığı sonucuna varılarak, davalı idarenin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile Ankara 6. İdare Mahkemesi kararının bu kısmının kaldırılmasına, esastan incelenen davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının, otomasyon sistemine göre akaryakıt istasyonunda menşei belli olmayan akaryakıt bulundurulması nedeniyle dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal edildiği ve bu fiilin 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 8. maddesinin birinci fıkrası ile aynı maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi ile Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliği'nin 38. maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bendine aykırı olduğundan bahisle, anılan Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 84.575,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden; davacı şirkete isnat edilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımı, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, bu maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen anılan Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrasının, anılan fiil için yasal dayanak olarak belirlenerek tesis edilen dava konusu işlemde hukukî isabet bulunmadığı,
Davalı idare tarafından davacı şirketin fiili, 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali eylemi olarak nitelendirildiğinden anılan fiilin karşılığı olarak, aynı Kanun'un 19. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinin (3) numaralı alt bendi uygulanmak suretiyle, hakkında ceza yaptırımı tayini gerekmekte ise de, Anayasa Mahkemesi'nin 03/05/2016 tarih ve 29701 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 07/04/2016 tarih ve E:2015/109, K:2016/28 sayılı kararıyla; 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi yönünden Anayasa'nın 2. maddesine aykırı bulunarak iptaline karar verilmiş olması nedeniyle, davacı hakkında bu madde yönünden yaptırım uygulanmasına da hukuken olanak bulunmadığı,
Davacı şirkete isnat edilen dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali fiilinin 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrası yönünden değerlendirildiğinde, 5015 sayılı Kanun'un "Bayiler" başlıklı 8. maddesinin birinci fıkrasında, bayi lisanslarına ilişkin düzenlemelerin (teknik, güvenlik, kapasite, çevre vb.) Kurum tarafından yapılacağı, bayilerin dağıtıcıları ile yapacakları tek elden satış sözleşmesine göre bayilik faaliyetlerini yürüteceklerinin belirtildiği, Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen anılan maddenin ikinci fıkrasının (a) bendinde de, bayilerin lisanslarının devamı süresince bayisi olduğu dağıtıcı haricinde diğer dağıtıcı ve onların bayilerinden akaryakıt ikmali yapılmaması ile yükümlü olduklarının kurala bağlandığı, kanunîlik ilkesi uyarınca, ortaya çıkan sonuca ceza uygulanabilmesi için, fiilin kanunlarda açık bir şekilde kabahat veya suç olarak tanımlanması gerektiği, tipiklik unsuru olarak da ifade edilen kanunî unsurun, somut fiilin kanunda belirlenmiş soyut hukuk normuna uygun olmasını ifade ettiği,
Dava konusu olayda, davacı şirketin faaliyetini dağıtıcısı ile yapmış olduğu bayilik sözleşmesi kapsamında yürüttüğü, Kurul kararı ile davacı şirkete isnat edilen fiilin ise, dağıtıcısı haricinde akaryakıt ikmal edilmesi olarak tanımlandığı, bu bağlamda, davacı şirketin fiilinin, idarî para cezası verilmesine dayanak olan Kanun'daki kural ile örtüşmediğinden, davacı şirkete 5015 sayılı Kanun'un 8. maddesinin birinci fıkrasına dayanılarak idarî para cezası verilemeyeceği,
Sonuç olarak, davacı şirkete atfedilen "dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali etmek" fiilinin karşılığı olan idarî para cezası yaptırımının, 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinde düzenlenmiş olduğundan, bu maddede sayılanların dışında kalan fiiller için verilecek olan cezayı düzenleyen 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrasının, anılan fiil için yasal dayanak olarak belirlenerek tesis edilen dava konusu işlemin bu kısmında hukukî isabet bulunmadığı, bu durumda, davacı şirketin dağıtıcısı dışında akaryakıt ikmali gerçekleştirdiği gerekçesiyle tesis edilen dava konusu idarî para cezasının bu kısmına ilişkin iptal hükmü kurulmasına yönelik Mahkeme kararının sonucu itibarıyla usul ve hukuka uygun olduğu ve istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren bir neden bulunmadığından, davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun bu kısmının belirtilen gerekçeyle reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı şirketçe, aynı Kurul kararının iptali istemiyle ... İdare Mahkemesi'nde dava açıldığı, derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davacı şirkete ait akaryakıt istasyonunda yapılan denetim sonucu tutulan tutanak ve soruşturma raporu sonucunda, istasyon otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı çalışmamasına rağmen davacı şirketçe akaryakıt hareketine konu faaliyette bulunulduğunun tespit edildiği, dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal edildiğinin sabit olduğu, dava konusu işlemin hukuka uygun olarak tesis edildiği ileri sürülmüştür.
Davacı tarafından, davalı idarece idarî para cezasının hangi sebepten ötürü üst sınırdan verildiğinin gerekçesinin ortaya konulamadığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olarak tesis edildiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması istenen kısmının usul ve yasaya uygun olduğu, bu nedenle davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
USUL YÖNÜNDEN:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun dava şartlarını düzenleyen 114. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendinde, "Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması" kuralına yer verilmek suretiyle "derdestlik" doğrudan dava açma şartları arasında sayılmış; aynı Kanun'un 115. maddesinde ise, mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit etmesi hâlinde, davayı usulden reddedeceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda "derdestlik" müessesesi düzenlenmemiş ve Kanun'un 31. maddesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve onun yerine çıkarılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun derdestlik ile ilgili maddelerine atıfta bulunulmamış olmakla birlikte, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açıldığının ve görülmekte olduğunun tespit edilmesi hâlinde, usûl hukukunun temel kavramlarından olan derdestlik müessesesinin temelinde yatan, ilk davanın aynısı olan ikinci davanın açılmasında davacının hukukî yararı bulunmadığı olgusundan hareketle, ikinci davanın derdestlik nedeniyle incelenmesi mümkün değildir.
Derdestlik durumunun ortaya çıkması için, aynı davanın iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı dava olması şartları birlikte gerçekleşmelidir. Davaların aynı dava olarak kabul edilebilmesi de, davaların taraflarının, konularının, dava konusu işlemlerin hukukî sebeplerinin aynı olmasına bağlıdır.
Derdestlik, yeni açılmış olan bir davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış ve görülmekte (derdest) olduğunun taraflarca ileri sürülmesi ile ya da mahkemece re'sen yapılacak araştırma ile tespit olunur.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dairemizin E:2020/352, E:2020/1789 ve E:2020/2175 sayılı dosyalarının birlikte incelenmesinden;
Bayilik lisansı ile faaliyet gösteren davacıya ait akaryakıt istasyonunda 04/08/2016 tarihinde yapılan denetim üzerine ... tarih ve ... sayılı Kurul kararı ile, otomasyon sistemine göre akaryakıt istasyonunda menşei belli olmayan akaryakıt bulundurulması nedeniyle dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal edildiği, akaryakıt istasyonundaki otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermemesi ve otomasyon sistemine müdahale edildiğinin tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin yedinci fıkrası ve Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. Maddesi Uyarınca 2016 Yılında Uygulanacak Para Cezaları Hakkında Tebliğ uyarınca her bir aykırılık için ayrı ayrı olmak üzere toplam 169.150,00-TL (84.575,00-TL + 84.575,00-TL) idarî para cezası verilmesine karar verilmiştir.
Öte yandan, ... tarih ve ... sayılı Kurul kararı ile, davacı şirkete tanınan 15 günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmediğinden bahisle 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkrası uyarınca piyasa faaliyetinin 30 gün süreyle geçici olarak durdurulmasına karar verilmiştir.
Davacı şirket tarafından, ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının iptali istemiyle 13/08/2018 tarihinde ... İdare Mahkemesi'nde E: ... sayılı davanın açıldığı, anılan Mahkeme'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararı ile, akaryakıt istasyonunda menşei belli olmayan akaryakıt bulundurulması nedeniyle dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal edilmesi eylemi ile akaryakıt istasyonundaki otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermemesi ve otomasyon sistemine müdahale edilmesi eylemi arasında maddî veya hukukî yönden bağlılık ya da sebep sonuç ilişkisi bulunmadığından, her bir eylem hakkında tesis edilen işlemlerin iptali istemiyle ayrı ayrı dilekçelerle dava açılmak suretiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Bunun üzerine davacı şirket tarafından, 22/10/2018 tarihli yenileme dilekçesi ile akaryakıt istasyonunda menşei belli olmayan akaryakıt bulundurulması nedeniyle dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal edildiğinden bahisle tesis edilen işlemin iptali için ... İdare Mahkemesi'nin ... sayılı esasına; akaryakıt istasyonundaki otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermemesi ve otomasyon sistemine müdahale edildiğinin tespit edildiğinden bahisle tesis edilen işlemin iptali için ... İdare Mahkemesi'nin ... sayılı esasına kayden davalar açılmıştır.
Davacı şirket tarafından, ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının ve davacı şirkete tanınan 15 günlük süre içerisinde aykırılığın giderilmediğinden bahisle 5015 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkrası uyarınca piyasa faaliyetinin 30 gün süreyle geçici olarak durdurulmasına ilişkin ... tarih ve ... sayılı Kurul kararının iptali istemiyle 07/09/2018 tarihli dilekçe ile ... İdare Mahkemesi'nde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Öte yandan, İdare Mahkemesi'nce, ... tarih ve ... sayılı Kurul kararı yönünden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; taraflarca Mahkeme kararının bu kısmına yönelik istinaf isteminde bulunulmadığından kararın bu kısmı kesinleşmiştir.
Bu durumda, dava konusu ... tarih ve ... sayılı Kurul kararına karşı davacı şirket tarafından daha önce 13/08/2018 tarihli dilekçe ile aynı sebebe dayanılarak ... İdare Mahkemesi'nde dava açılmış olduğundan, davanın bu kısmının derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın ... tarih ve ... sayılı Kurul kararına ilişkin kısmının derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerekirken, anılan Kurul kararının iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü, kısmen gerekçeli reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usûl hükümlerine uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin kabulüne,
2. Dava konusu işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile akaryakıt istasyonundaki otomasyon sisteminin doğru ve sağlıklı veriler içermemesi ve otomasyon sistemine müdahale edildiğinin tespit edildiğinden bahisle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 84.575,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısım yönünden davanın reddi; otomasyon sistemine göre akaryakıt istasyonunda menşei belli olmayan akaryakıt bulundurulması nedeniyle dağıtıcı dışında akaryakıt ikmal edildiğinden bahisle 5015 sayılı Kanun'un 19. maddesinin yedinci fıkrası uyarınca 84.575,00-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin kısım yönünden istinaf isteminin gerekçeli reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3. Davalı idare harçtan muaf olduğundan temyiz ve istinaf aşamasında yatırılan toplam ... -TL harcın istemi hâlinde davalıya iadesine,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 27/04/2021 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.