13. Hukuk Dairesi 2017/8472 E. , 2020/2692 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalı şirkete ait takip ettiği ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/522 esas, 2015/52 karar sayılı ve ... 1. Tüketici Mahkemesinin 2014/835 esas sayılı dosyalarının olduğunu, davalar devam ederken tarafların anlaştığını, kendi aralarında protokol imzaladığını, davayı takip etmediklerini bildirdiklerinden davaların işlemden kaldırıldığını, ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/522 esas, 2015/52 karar sayılı dosyasında lehine hükmedilen 1.500,00-TL avukatlık ücretini ilamlı icra takibi (... 3. İcra Müdürlüğünün 2015/11926 esas) ile talep ettiğinden davalı şirket tarafından 02/09/2015 tarihli azilname ile vekillik görevinden haksız ve kötü niyetli olarak azledildiğini, ... 14. İcra Müdürlüğünün 2012/14871-2012/17790-2012/18029-2012/18050-2012/18783 esas sayılı dosyalarında, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2015/11926 esas sayılı dosyasında, ... 1. Tüketici Mahkemesinin 2014/835 esas sayılı dosyasında ve bu icra takibinin dayanağı olan ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/522 esas, 2015/52 karar sayılı dosyası ve bildireceği diğer dosyalarda haketmiş olduğu akdi veklat ücreti alacağı, karşı yanca ödenen icra vekillik ücretleri, karşı tarafca ödenmesi gereken dava vekalet ücretlerinin hesaplanarak davalıdan tahsili ile tarafına verilmesi için şimdilik 10.000,00 TL"nin azil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, bilahare davasını ıslah ederek 41.959,12-TL"nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, haksız azil nedenine dayalı olarak ödenmeyen akdi, icra ve karşı yan vekalet ücretlerinin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır. Davalı ise, belirtilen dosyalarda karşı tarafla anlaşmaya varılıp protokol imzalandığını, bu protokole göre tarafların birbirinden hiçbir talepte bulunmayacağının kararlaştırıldığını, buna rağmen davacının vekalet ücreti talebi ile karşı taraf aleyhine takip başlattığını, bunun zarar verme amacı ile yapıldığını, azlin haklı olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Avukatın, vekil olarak borçları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 505 ve devamı maddelerinde gösterilmiş olup, vekil, TBK"nun 506. maddesine göre müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve ... ile ifa etmekle yükümlüdür. Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorunluluğundadır. ... borcu ile ilgili Avukatlık Kanununun 34. maddesinde mevcut olan, "Avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde ..., doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler." şeklindeki hüküm ise, avukatlık mesleğinin bir kamu hizmeti olması nedeniyle, TBK"nun 506. maddesinde düzenlenen vekilin ... borcuna göre çok daha kapsamlı ve özel bir düzenlemedir. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli ... ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır. Avukatlık Kanununun 174. maddesinde, "Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez." hükmü mevcut olup, bu hükme göre azil işleminin haklı nedene dayandığının kanıtlanması halinde müvekkil avukata vekalet ücreti ödemekle yükümlü değildir. Avukat bu durumda ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp, kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilir. Buna karşılık haksız azil halinde ise avukat, hangi aşamada olursa olsun, üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etme hakkına sahiptir.
Bu açıklamalardan sonra dosyanın incelenmesinde; ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/522 esas, 2015/52 karar sayılı dosyasında, davalı şirketin davalı konumda olduğu, tarafların imzaladığı protokol gereği dosyanın takip edilmediği ve açılmamış sayılmasına karar verildiği,kararda davalı vekili yararına AAÜT"ne göre belirlenen 1.500,00TL vekalet ücretine hükmedildiği, davacı avukat tarafından iş bu vekalet ücretinin takip konusu yapıldığı, belirtilen dosyada karşı tarafla yapılan protokol ile tarafların, vekalet ücretini de kapsar şekilde birbirlerinden hiçbir talepte bulunmayacaklarının kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, "bilirkişi raporunun usulüne uygun ve uyuşmazlığı çözebilecek nitelikte bulunduğu, davalı tarafından davacı avukatın haksız olarak azlettiği" gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yeterli delil toplanıp azlin haklılığı ya da haksızlığı hususunda değerlendirme yapılmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, öncelikle yeterli delil toplanıp azlin haklılığı ya da haksızlığı hususunun tartışılması, akabinde eğer azil haksız ise, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesi bulunmaması nedeni ile Avukatlık Kanunu 164. maddeye göre bir değerlendirme yapılması gerekirken, yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verild