Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/451
Karar No: 2021/1281

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2021/451 Esas 2021/1281 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İflas davası kapsamında kombiyo senetlerine özgü takibe itiraz eden davacı, İİK'nın 174. maddesi gereğince borçlunun itirazının kaldırılması ve iflas istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, yenileme sözleşmesi kapsamında verilen senet bedellerinin ödendiğinin ispatlanması gerektiğini belirtmiş ve tarafların borcun yenilenmesi ile ilgili mutabakatını kabul etmiştir. Ancak, mahkeme kararı bazı hususlarda yanılgılı gerekçeler içermiştir. Bu nedenle, davalı kooperatifin borcu bulunup bulunmadığının bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi ve yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve takip masraflarına mahsup edilmesi gerektiği belirtilerek, hüküm bozulmuştur. Kararda, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 114. maddesi ve TBK 133. madde ile ilgili açıklamalar yer almaktadır.
15. Hukuk Dairesi         2021/451 E.  ,  2021/1281 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki iflas davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Dava, kombiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe itiraz edilmesi nedeniyle, İİK"nın 174. maddesi hükmüne dayalı olarak, borçlunun itirazının kaldırılması ve iflası istemine ilişkin olup, mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 114. maddesinde aynen; "Borcun tecdidi akitten vazıh surette anlaşılmak lazımdır. Hususiyle mevcut bir borç için kambiyo taahhüdünde bulunmak veya yeni bir alacak senedi veya yeni bir kefaletname imza etmek, tecdidi tazammun etmez. Bununla beraber, bu hükmün aksine dair akdolunan mukaveleler muteberdir" hükmü yer almaktadır. (TBK 133. md.) HGK"nun 30.03.2005 tarih 2005/188 E, 2005/204 K, sayılı kararında açıklandığı üzere; en basit anlamıyla yenileme (tecdit); Yeni bir borcun ihdası suretiyle eski bir borcun ıskatıdır. Alacaklının kendisine yapılması lazım gelen bir eda yerine borçluya karşı yeni bir alacak elde etmesi; borçlunun da edayı yerine getirmeksizin alacaklıya karşı yeni bir borç taahhüt etmek suretiyle borcundan kurtulmasıdır. Alacağın eskisi yerine kaim olmasıdır. Tecditte borçlu kendisi borçlu kalır ancak borcu eski borç ilişkisine değil yenisine taalluk eder. Yeni alacağın eskisi yerine kaim olması önemli iki sonuç doğrur. Birisi, eski alacağı sakatlayan fesat sebeplerinin ve işbu alacağa karşı ileri sürülebilen def"ilerin yeni alacağa tesir etmemesi, diğeri de eski alacağa ilişkin teminatların eski alacakla birlikte sakıt olmasıdır. Kural olarak açık bir anlaşma olmaksızın salt yeni bir senet düzenlenmesi tecdit anlamına gelmez. Kambiyo senedine bağlı bir borcun süresinin yeni bir senetle uzatılması yenileme değildir. Ne var ki eski kambiyo senedinin iadesi karşılığında daha uzun süreli yeni bir kambiyo senedi verilmesi yönünde anlaşma yenileme mahiyetindedir.Somut olayda, davalı kooperatif ile yükleniciler davacı ... ve dava dışı ... arasında 20.09.2002 tarihinde, kooperatife ait bir takım inşaat işlerinin yapımı konusunda eser sözleşmesi düzenlenmiş, 25.12.2002 tarihinde hazırlanan hak ediş raporu hazırlanmıştır. Aynı taraflar arasında düzenlenen 23.06.2004 tarihli sözleşmede ise özetle; iş sahibi kooperatifin dört adet icra dosyası ile henüz takibe konulmayan iki adet senetten dolayı ... ve ..."a borçlu bulunduğu, kooperatifin, bu borçlarına karşılık, üyelerinden aldığı bir takım senetleri adı geçen alacaklılara ciro ettiği, bunun yanında keşide ettiği 30.06.2004 vadeli 31.250,00 TL bedelli iki adeti senet ile nakit 5.000,00 TL para verdiği, ciro edilen üye senetleri ile keşide edilen iki adet senet zamanında ödenmediği takdirde ceza-i şart ve vade farkı ödeneceği, kooperatifin, alacaklıların yaptığı takip masraflarını ve vekalet ücretini karşılayacağı, bu şekilde ... ve ..."ün kooperatif inşaatlarının taşeronluğunu yapmaları nedeniyle de (20.08.2002 tarihli sözleşme) tarafların birbirlerini ibra ettikleri, tarafların birbirlerinden verilen bu senetler dışında herhangi bir alacak verecekleri kalmadığı, takibe konulmayan iki adet bonunun kooperatife bu anlaşma anında bila bedel iade edildiği kararlaştırılmıştır.Tarafların, 23.06.2004 tarihli bu sözleşme ile 20.09.2002 tarihli inşaat sözleşmesinden kaynaklanan borcu yeniledikleri açıktır. Davalı borçlu kooperatif bu anlaşma ile artık inşaat sözleşmesi ilişkisinden bağımsız olarak, alacaklı yüklenicilere ciro ve keşide ettiği senet bedellerini ödeme borcu altına girmiştir. Borcun yenilenmesinin en önemli sonuçlarından birisi, eski alacağı karşı ileri sürülebilen itiraz ve def"ilerin yeni alacağı karşı ileri sürülememisidir. Bu itibarla, davalı kooperatifin, inşaat sözleşmesi kapsamında düzenlenen hak ediş bedelinden daha fazla ödeme yaptığına ilişkin savunmasının dinlenme olanağı yoktur. Yenileme sözleşmesi kapsamında ciro ve keşide edilen senet bedellerinin ödendiği ispat edilmelidir.Davacı ..., yenileme sözleşmesi kapsamında verilen 23.06.2004 tanzim ve 25.06.2005 vade tarihli 31.250,00 TL bedelli senede dayalı olarak 26.08.2006 tarihinde genel haciz yoluyla takibe girişmiş olup, davalı kooperatifçe bu takipte 13.11.2007 tarihinde 25.000,00 TL tutarında kısmi ödeme yapılmıştır. Davacı 06.09.2010 tarihinde takip yolunu iflas yolu ile takibe dönüştürmüş, kooperatifin itirazı üzerine açılan işbu davada, kısmi ödeme tutarı da nazara alınarak, itirazın kaldırılması ve davalı kooperatifin iflası talep edilmiştir.Mahkeme gerekçesinde, 23.06.2004 tarihli mutabakat metninde belirtilen senedin 30.06.2004 vade tarihli olduğu, davacının takibine konu senedin ise 25.06.2005 vade tarihli olduğu, takibe konu senedin kooperatif kayıtlarında yer almadığı, dolayısıyla davacının hem 23.06.2004 tarihli mutabakat metni ile tarafların birbirlerine ibra ettiklerini bildirmesi ve hem de mutabakat metninde yer almayan senede dayalı olarak takibe girişmesi karşısında alacağının hangi hukuki ilişkiden kaynaklandığı ispatlayamadığı belirtilmiş ise de yukarıda özetlendiği üzere, davacının takibine konu olan 25.06.2005 tarihli senedin, 23.06.2004 tarihli yenileme sözleşmesi kapsamında verildiği açık olup, bu hususta taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Nitekim, davalı kooperatifçe takip dosyasında kısmi ödeme yapılmış, ne takip dosyasında ne de bu davada, mahkeme gerekçesindeki gibi bir itiraz ileri sürülmemiştir. Bu itibarla, mahkeme gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumlu olmadığı anlaşılmıştır.Bu durumda, kooperatif kayıt ve belgeleri üzerinde araştırma yapılmasına dair 23. Hukuk Dairesi"nin 05.06.2015 tarihli bozmasının, taraflar arasında düzenlenen 23.06.2004 tarihli yenileme sözleşmesi kapsamında ciro ve keşide edilen senetlerden doğan borçlara karşı davalı kooperatifçe yapılan ödemelerin tespitine ilişkin olduğu dikkate alınıp, bilirkişi kurulundan bu hususta alınacak raporla, davalı kooperatifin borcu bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, borcun varlığının tespit halinde, davacının, takip talepnamesinde istediği işlemiş faiz miktarı ile bağlı olduğu da gözetilerek, davalı kooperatifçe yapılan kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve takip masraflarına mahsup edilmesi ve ayrıca bozma ilamından önce gönderilen depo emri üzerine yapılan ödeme de mahsup edilerek, bozma ilamında açıklanan şekilde, yeniden verilecek depo emri tarihine kadar asıl alacak, faiz ve icra masrafları hesap ettirilerek, davalı tarafa depo emri tebliğ edilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye ve yanılgılı gerekçeye dayalı olarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.Gerekçeli karar başlığında, 07.10.2010 olan dava tarihi hatalı olarak 16.11.2015 yazılmış olup, bu hususun, HMK"nın 304. maddesi uyarınca tarafların başvurusu üzerine veya re"sen düzeltilmesi mümkün maddi hata niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzelme yolu açık olmak üzere, 30.03.2021 tarihine oy birliği ile karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi