
Esas No: 2022/957
Karar No: 2022/5662
Karar Tarihi: 09.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/957 Esas 2022/5662 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2022/957 E. , 2022/5662 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 46. HUKUK DAİRESİ
İLK DERECE
MAHKEMESİ :
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen menfi tespit davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelenmesi sonucunda;davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik karara süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 1936 doğumlu olduğunu, 2013 yılında 4 adet taşınmazı ile ilgili olarak varlığı ve miktarı tartışmalı olmakla beraber oğlu ... ... ...'ın borcu için davalıya ipotek verdiğini, bu ipoteğin taraf olmadığı borç yapılandırma sözleşmesi kapsamında verildiğini, söz konusu anlaşmada imzasının olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte ipoteklerin dışında ek bir teminat/kefalet/garanti de öngörülmediğini, ipotek akit tablosunda yer alan kefalet kaydının geçersiz olduğunu, kefalet sözleşmesinin şartlarının oluşmayıp kefaletin akdinin kesin hükümsüz olduğu gerekçesiyle iş bu davayı ikame ettiklerini belirterek Bakırköy 7. İcra Müdürlüğünün 2016/8527 Esas sayılı dosyasında davalı tarafa borçsuz olduğunun tespitine, davalının takipte haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle %20'den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince; İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 21/05/2018 tarih 2018/362- 2018/693 sayılı ilamı ile İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2013/3370 Esas sayılı takip dosyasından davacı aleyhine verilen ... belgesinin iptaline karar verildiği, iş bu kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 2018/3077- 2019/855 sayılı ilamı ile kesinleştiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 02/12/2015 tarih 2015/7552 - 2015/16000 ilamında da belirtildiği üzere ''ipotekli taşınmazın maliki olan davacıya karşı başlatılan ipoteğin ... ile takipte taşınmazın satılarak bakiye alacak için davacı borçlu hakkında İİK'nin 152. maddesi hükmü uyarınca borç ikrarı niteliğindeki ... belgesinin düzenlendiği, bu belgeye dayanılarak ancak borçlu aleyhine takip yapılabileceği, davacı ...'ın tapu maliki ipotek veren olduğu, asıl borçlunun borcuna karşılık ipotek eden malik olarak üçüncü kişi konumunda olup, ipotek veren 3. kişinin sorumluluğunun ayni sorumluluk olduğundan ipotek konusu taşınmazın değeri ile sınırlı olduğundan ... belgesine dayanılarak 3. kişi aleyhine takip yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının Bakırköy 7. İcra Müdürlüğünün 2016/8527 esas sayılı icra takibi ve takibe dayanak ... belgesinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine,davacının kötüniyet tazminat isteminin reddine dair karar taraflarca istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince; İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 21/05/2018 tarih 2018/362 - 2018/693 sayılı ilamı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nin 18/04/2019 tarih 2018/3077- 2019/855 sayılı ilamı ile esastan ret kararı verildiği ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesiinin 15/06/2020 tarih ve 2019/8832-2020/4702 sayılı kararı ile de istinaf kararının onandığı,davacı vekilinin bu dava da ... belgesinden ötürü borçlu olmadığının tespitini isterken ,davaya ilişkin dilekçesinde İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/362-2018/693 kararına atıf ile ... belgesinin kendileri yönünden iptal edildiğini de açıklamıştır.Belgenin verildiği dosyadaki işlemin Yargıtay incelemesi sonucu kesinleşen karar ile iptal edilmesi karşısında menfi tespite konu bu davanın devamında hukuki yarar kalmadığı,davacı vekilinin ipotek akit tablosunun içinde yer alan kefalet hükümlerinin geçerli olmadığını ,Türk Borçlar Kanununun 584. maddesine uygun şekilde düzenlenmediğinden nazara alınamayacağını "yok" hükmünde olduğunu ileri sürdüğünü, ... belgesi ipotek akit tablosundaki kefalete dayanarak davacı hakkındada düzenlendiğinden ve neticeten dava ... belgesine dayalı takibe vaki borçsuzluğun tespiti istemine ilişkin olmakla; ... belgesi de iptal edildiğinden takip dayanağı ortadan kalmakla, rehin açığına ilişkin kısmın menfi tespit istemi yönünden hukuki yarar ortadan kalkacağını artık kefalete ilişkin hükümlerin esasa ilişkin olması karşısında eldeki davada tartışma konusu yapılamayacağı,davacı tarafın, mahkeme kararının gerekçesinin bu yönde genişletilmesi talebinin dinlenmesine de bu sebeple olanak olmadığı,aynı zamanda icra memur muamelesi olan ... belgesini , icra dosyasında alacaklı talep etse de icra memur kararına dayandığından, bu belge ile bakiye alacak için takip açılmasında kötüniyet aranması mümkün olmadığından kötü niyet tazminatı talebi yerinde olmadığı,davalı vekilinin usuli itirazları değerlendiğinde ise,davanın konusuz kalıp kalmadığı tartışılmalı olduğu dava açıldığında asıl takip dosyasından verilen ve sonraki takip dosyasına konu olan ... belgesinin iptali davasında iptal yönünde karar verildiği dava yürürken de kararın kesinleştiğinin anlaşıldığını,bu durumda sonraki takibin temeli ipotek alacaklısı yönünden çökmüş ve borç doğuran belge ortadan kalktığını, menfi tespit davasının devamında hukuki yarar kalmadığını,hukuki yarar dava sonuna kadar mevcut olması gerektiğini belirterek davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Bakırköy 7.İcra Müdürlüğünün 2016/8527 esas sayılı dosyasında davanın konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına,davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş;hüküm,davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Eldeki davada davacı, ipotek sözleşmesinin tarafı olmadığı borç yapılandırma sözleşmesi kapsamında verilmesi ile kefalet sözleşmesinin şartlarının oluşmayıp kefaletin akdinin kesin hükümsüz olduğu gerekçesiyle Bakırköy 7. İcra Müdürlüğünün 2016/8527 Esas sayılı dosyasında davalı tarafa borçsuz olduğunun tespitini istemiştir.
Somut olayda, davalı ile dava dışı ... ... ... arasında borç üstlenmesi sözleşmesi yapılmış ve davacı, 27/03/2013 tarihinde(... ...'ın ...'den alacakları 1.000.000.00 TL borca karşılık 1.000.000.00 TL müşterek borçlu ve müteselsilen ... lehine Kışla mah.1036 ada 16 parsel 3 nolu bağımsız bölüm 1.derecede, aynı parsel 11 nolu bağımsız bölüm ve 10 nolu bağımsız bölüm, Kışla Mah. 614 ada 55 parsel 10 nolu bağımsız bölüm 2.derece olmak üzere faizsiz faiz 22.03.2015 süre ile ) dört adet taşınmazı davalı lehine ipotek ettirmiş ve tesis edilen ipoteğe ilaveten ipotek tutarı kadar ve ipotekle teminat altına alınan borç tümü ile ödenip ipotek fek edilinceye kadar süre ile sözleşmede yazılı borcun tamamından ayrıca sorumlu olmayı kabul ve taahhüt etmiştir.
Davalı, İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2013/3370 esas sayılı dosyası ile borçlular davacı ... ve dava dışı ... ... ... hakkında 985.000,00 TL bedelli İpoteğin ... ile icra takibi başlatıldığı, takip neticesinde alacağın tamamen tahsil edilememiş olması nedeniyle her iki borçlu açısından 478.828,00 TL bedelli, 13/05/2016 tarihli ... Belgesi düzenlendiği, 13/05/2016 tarihli ... Belgesi ile her iki borçlu hakkında 20/05/2016 tarihinde Bakırköy 7. İcra Müdürlüğünün 2016/8527 Esas sayılı dosyası ile 478.828,00 TL bedelli takip başlatılmış,davacı tarafından rehnin kaldırılması istemi ile dava açılmış ve İstanbul 12. İcra Hukuk Mahkemesi 21/05/2018 tarih 2018/362 - 2018/693 sayılı kararında ;taşınmazın ipotek borç bedelini tam karşılamadığı,İcra İflas Kanununun 152. maddesi gereğince kesin ... belgesinin asıl borçlu adına düzenlenmesi gerekeceği, üçüncü kişinin bu borçtan sorumluluğunun taşınmazının ihale bedeli ile sınırlı olacağı gerekçesi ile şikayetin kabulü ile İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2013/3370 Esas sayılı takip dosyasından davacı aleyhine verilen ... belgesinin iptaline karar verilmiştir.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 18/04/2019 tarih 2018/3077-2019/855 sayılı ilamında davalı taraf ipotek senedinde ipotek maliki davacının borca ayrıca kefil olduğunu ileri sürdüğünü,... belgesi ipotek maliki hakkında düzenlenemediği gibi kefil hakkında da düzenlenemeyeceği ancak asıl borçlu hakkında düzenlenebileceği, alacaklının kefil hakkında kalan borç için ilamsız takip yapması gerekeceği gerekçesiyle davalı tarafın istinaf başvurusu esastan reddedilmiş,Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 15/06/2020 tarih 2019/8832 - 2020/4702 sayılı ilamı ile karar onanmıştır.
Bölge adliye mahkemesince, dava açıldığında asıl takip dosyasından verilen ve sonraki takip dosyasına konu olan ... belgesinin iptali davasında iptal yönünde karar verildiği dava yürürken de kararın kesinleştiğinin anlaşıldığı,bu durumda sonraki takibin temeli ipotek alacaklısı yönünden çökmüş ve borç doğuran belge ortadan kalktığı, menfi tespit davasının devamında hukuki yarar kalmadığı,hukuki yarar dava sonuna kadar mevcut olması gerektiği gerekçesiyle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak Bakırköy 7.İcra Müdürlüğünün 2016/8527 Esas sayılı dosyasında davanın konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve her ne kadar ... belgesi iptal edilip kesinleşmiş ise de davalının ilgili icra dosyasında 15/04/2019 ve 22/02/2020 tarihlerinde haciz isteğinde bulunduğu görülmekle davacının haciz tehdidi ile karşı karşıya olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca;Bölge Adliye Mahkemesince davacının dava açmakta hukuki yararının olduğu kabul edildikten sonra,davanın esasına girerek sonucuna göre bir karar vermesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2- Bozma nedenine davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nin 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA, ikinci bentte gösterilen nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, HMK'nin 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 09/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.