17. Hukuk Dairesi 2013/10008 E. , 2014/1247 K.
"İçtihat Metni"Davacılar ..., Mortaş, ... ve ... ile davalı ..., ... A.Ş. ve ... ( ) arasındaki dava hakkında ... Asliye 1. Hukuk Mahkemesinden verilen 01.02.2011 gün ve 2007/729 esas, 2011/420 karar sayılı hüküm Dairemizin 11.10.2012 tarih, 2012/12619 esas, 2012/10939 sayılı kararı ile Bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı ... A.Ş. vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
1-Dosya içeriğine, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, 6100 Sayılı HMK"nin geçici 3. maddesinin 2. fıkrası delaletiyle, 1086 Sayılı HUMK"nin 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan davalı vekilinin sair karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
2-Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat istemine yönelik davanın yapılan yargılaması sonunda, davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün davacılar vekili ve davalı ... A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 11.10.2012 tarih, 2012/12619 esas, 2012/10939 sayılı kararı ile davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları, davalı ... A.Ş. vekilinin sair yönlerden reddedilen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiş, davalı ... A.Ş. vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava davacılar murisinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu"nun 45. maddesi (6098 sayılı TBK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve aynı kanunun 47. (6098 sayılı TBK m. 56) maddesi uyarınca açılmış manevi tazminat istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nin 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. maddesinde düzenlenmiş olup "ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nun 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Desteklenen (yardım gören) kimsenin BK. 45 gereğince tazminat isteme hakkının doğabilmesi için, destek sayılan kimsenin ya fiilen ilgiliye bir yardımda bulunması, bakması veya ileride böyle bir yardım veya bakma ihtimalinin ciddi olarak muhtemel olması lâzım ve yeterlidir. Bir kimseye kanun hükmü veya akdî bir mükellefiyet icabı ileride bakması çok muhtemel olanlar da destek sayılırlar. Doktrin bu tür desteklere “farazi destek” adını vermektedir. Bundan maksat, ölenin ölmemiş olması halinde davacıya bakma hususunda kanunî bir yükümlülük altında bulunmasıdır.
Somut olayda vefat eden ... ölüm tarihinde 14 yaşında olup davacıların farazi desteği durumunda ve ... Yatılı İlköğretim Bölge Okulu"nda 8. sınıf öğrencisi olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, desteğin okul hayatının başında olması, okuduğu okuldan mezun olan öğrencilerin üniversiteye girme oranlarının ne olduğunun bilinmemesi, yüksek tahsil yapabilip yapamayacağı konusunda bir kanaate ulaşmanın zor olduğu ancak 5 yıl boyunca taktirname almış bir öğrenci olması nedeni ile asgari ücretin 2 katı tutarınca gelir sağlayacağı kabul edilmiş ve 18 yaşından itibaren çalışma hayatına başlayacağı değerlendirilerek hesaplama yapılmıştır.
Farazi desteğin davacı anne ve babasına hangi yaşından itibaren çalışarak destek olacağı ve ne kadar gelir elde edebileceğinin değerlendirilmesi, fiili destekliğe göre daha güçtür. Her somut olayda farazî desteğin ölmemiş olsaydı, hayatın normal seyrine ve tecrübelere göre yaşı, yaşadığı çevre, devam ettiği veya almış olduğu eğitimi, eğitim sürecindeki başarı düzeyi, anne ve babasının eğitim düzeyi ve gelir durumu dikkate alınarak gelir seviyesinin belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olaya baktığımızda vefat eden ... ölüm tarihinde 14 yaşında, ... Yatılı İlköğretim Bölge Okulu"nda 8. sınıf öğrencisi olduğu ve eğitim aldığı okuldan celp edilen not çizelgesine göre “üstün başarı belgesi”ne sahip bir öğrenci olduğu anlaşılmaktadır.
Mahkeme hükmüne esas alınan bilirkişi raporunda destek..."in eğitim hayatına devam ederek üniversite eğitimi alıp alamayacağına kanaat getirilemeyeceği belirtilmiş ve başarılı bir öğrenci olduğu da dikkate alınarak asgari ücretin 2 katı gelir sağlayacağı varsayılmış ise de mevcut veriler nazara alındığında vefat edenin üniversite eğitimi alacağının kabulü gerektiği gibi rapor kendi içerisinde çelişmektedir.
Buna göre mahkemece desteğin asgari ücretin 2 katı düzeyinde gelir elde edeceğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte, elde edilecek gelirin desteğin üniversite eğitimi alacağı kabul edilerek eğitim sürecinin biteceği tarih belirlenerek bu tarihten itibaren hesaplamanın yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde 18 yaşından itibaren gelir elde etmeye başlayacağı yönündeki bilirkişi hesaplamasının hükme esas alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin diğer karar düzeltme istemlerinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 11.10.2012 tarih, 2012/12619 esas, 2012/10939 sayılı bozma ilamının açıklanan bendin de eklenmek sureti ile hükmün BOZULMASINA, tashihi karar peşin harcın karar düzeltme isteyen davalı ... AŞ"ye geri verilmesine 06.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.