10. Hukuk Dairesi 2019/4850 E. , 2020/208 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemenin,Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı Kararı).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. (Prof. Dr. Baki Kuru, Usuli Müktesep Hak (Usule İlişkin Kazanılmış Hak) Dr. A. Recai Seçkin’e Armağan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları No. 351 Ankara, 1974, sayfa 395 vd.)
Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez.Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK).
Mahkemece Dairemizce verilen bozma kararına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Bozma sonrası yapılan araştırmanın eksik olduğu,bozma gereğinin yerine getirilmediği, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmadığı görülmektedir.
Önceki bozma ilamında "Eldeki davada, hükme esas alınan kusur raporunda davalı işverenin % 80, kazalının % 20 kusurlu olduğu kabul edilmişse de kusurun oluşa uygun olmadığı anlaşılmakla; Mahkemece ceza dosyası da celp edilmeli, ceza dosyasındaki oluş şekli göz önünde bulundurularak somut olayın ortaya konulması, işçinin kaldırma sırasında yükün üzerinde durmasının gerekip gerekmediği, yükün üzerinde durmaması halinde kazanın meydana gelip gelmeyeceği, yüklemenin kuralına göre ne şekilde yapılması gerektiği hususları irdelenmek suretiyle olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata uygun, soyut ifadelere dayanmayan, uzman bilirkişi kurulundan alınacak kusur raporu alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yanlış değerlendirme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir." şeklinde detaylı ve yol gösterici açıklama yapılarak karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamı sonrasında alınan ek raporla davalı işverenin % 80, kazalının %20 kusurlu olduğu kabul edilmişse de; kazalının, iş yerinde uzun süreden beri çalışan ekip şefi konumunda olduğu halde, iş tecrübesinin gereklerine aykırı olacak şekilde yükün bağlanması için vinç üzerinde bulunduğu esnada yükün üzerinden inmediği, yük kaldırma işlemi yapılırken vincin kırma noktasındaki pimin kopması sonucu 2,5 metre yükseklikten yere düşmesi sonucu vefatıyla sonuçlanan iş kazasında, kazalı sigortalının yaşı, tecrübesi, iş deneyimi dikkate alındığında, hükme esas alınan ek kusur raporunun, işverenin kusurunun tespiti noktasında yetersiz olduğu anlaşılmakla; Mahkemece, önceki bozma ilamı da gözönünde bulundurularak ek rapor şeklinde değil, yeniden farklı bir uzman bilirkişi kurulundan olay tarihinde yürürlükte bulunan mevzuata uygun, soyut ifadelere dayanmayan kusur raporu alınarak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik ve yanlış değerlendirme ile karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.