13. Hukuk Dairesi 2015/31967 E. , 2018/2545 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kurum işleminin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, ... Eczanesi"nin sahibi olduğunu, davalı kurum ile arasında ilaç teminine ilişkin sözleşme imzalandığını, 14/05/2011 tarihinde ... Emniyet Müdürlüğü"nce, davalı kurum aleyhine reçetelerde usulsüzlük yapıldığı gerekçesi ile gözaltına alındığını ve Savcılık tarafından serbest bırakıldığını, olay ile ilgili ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 2011/122 Esasında dava açıldığını davanın halen devam ettiğini, yargılaması devam ettiği ve henüz suçluluğu hakkında kesinleşmiş bir karar bulunmayan olay nedeniyle sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini, ödeme iadesi, faizi, cezai şart adı altında yüklü meblağın ödenmesi için ihtarname gönderildiğini, reçeteleri kendisine getiren ..."ın çalışanı olmadığını, reçetelerin sahte olmadığını fakat reçete sahipleri için düzenlenen raporun sahte olduğunu, kendisinin bu raporların sahte olup olmadığı hususunu denetleyemeceğini belirterek, öncelikle sözleşmenin feshine, 2 yıl sözleşme yenilememe, 414.317,40 TL para cezasının tahsiline, 41.540,20 TL ödemenin faizi ile iadesine ilişkin kararın yürütmesinin tedbir yoluyla durdurulmasına, yargılama sonucunda dava konusu kararın iptaline ve tüm sonuçları ile birlikte ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, yapılan denetim ve sonucunda hazırlanan 07/06/2011 tarihli raporda davacı tarafça kuruma fatura edilen 41.323,28 TL tutarındaki reçetenin sahte ilaç raporu kullanılarak kuruma fatura edildiğinin ve 216,92 TL tutarındaki reçete arkasındaki imzanın hasta ya da hasta yakınlarına ait olmadığının tespit edildiğini, davacı ile imzalanan protokolün 6.3.19 ve 6.3.10. maddeleri gereği cezai şart uygulandığını ve davacının hakedişlerinden kesinti yapılacağının bildirildiğini ,davacının sorumluluğu olmadığını belirtmesine rağmen müstahdemlerinin işlemlerinden de sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu davalı kurumun 19.12.2011 tarihli yazısı ile davacı ile aralarındaki sözleşmenin feshi ve 414.317,40 TL cezai şart ve 41.540,20 TL ödemenin faizi ile iadesine ilişkin kararının iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Dava, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin haksız feshedilmesi sebebiyle fesih kararının iptali ve 414.317,40 TL cezai şart ile 41.540,20 TL"lik yersiz ödemenin faizi ,ile birlikte geri alınmasına dair kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini dilemiş, mahkemece dava konusu olay ile ilgili yürütülen ... 2.Ağı Ceza Mahkemesi"nin 2011/122 Esas Sayılı dava dosyasının yapılan yargılaması sonucunda, davacı sanığı beraatine karar verildiği ve kararın Yargıtay"dan geçecerek kesinleştiği, dolayısı ile davacıya isnaet edilen suçun ortadan kalktığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. İlgili Protoklün 6.3.19 maddesinde “Eczacı ya da eczane çalışanlarınca Kurumu zarara uğratmak amacıyla kasıtlı olarak Kuruma sahte ilaç fiyat küpürü veya sahte reçete veya sahte rapor fatura edildiğinin tespiti halinde reçete bedelinin 10 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşme feshedilir ve 2 yıl süre ile sözleşme yapılmaz. Ancak, söz konusu sahte küpür veya sahte reçete veya sahte raporun eczacının kastı dışında üçüncü kişilerin dahili ile Kuruma fatura etme işlemi gerçekleştirilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.“ hükmü düzenlenmiştir. Uyuşmazlığa konu 41.323,28 TL tutarındaki reçetenin sahte olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Her ne kadar, Bu madde kapsamında eczacının kastı olmadığı sonucuna varılarak para cezası ve fesih ihtiva eden cezai işlemin haksızlığının tespitine karar verilmiş ise de, karşılığı bulunmayan 41.323,28 TL tutarındaki reçete bedelinin davalı Kuruma yüklenmesi sonucunu doğuran reçete bedelinin tahsiline yönelik işlemin de haksızlığının tespitine karar vermek doğru olmamıştır. Gerek madde lafzının içeriğinde gerekse davacıda kasıt olmasa da sahte reçete tutarlarının Kurumca eczaneye ödenmemesi gerektiğinden mahkemece 41.323,28 TL tutarındaki reçete bedeli yönünden davacı talebinin reddedilmesi gerekirken bu talep yönünden de kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
3-Kabulüne göre de davacının taleplerinden birisi de 216,92 TL tutarındaki reçetenin arkasında bulunan hasta veya yakınlarına ait olmadığının tespit edilmesi sebebiyle protokolün 6.3.3. maddesi gereği reçeten bedelinin 5 katı tutarında uygulanan cezai şart ve yine bu reçete bedelinin yersiz ödeme kabul edilerek iadesine ilişkin kurum işleminin talebidir. Oysa mahkemece, bu hususta bir değerlendirme yapılmaksızın ve gerekçede bu kısım yönünden davanın neden kabul edildiği açıklanmaksızın hüküm kurulmuş olması da usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.