6. Ceza Dairesi Esas No: 2015/1380 Karar No: 2018/1145 Karar Tarihi: 19.02.2018
Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2015/1380 Esas 2018/1145 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, mağdurun yürüdüğü yol üzerinde geçişini engelleyecek şekilde önceden engeller koyarak ve tertibat alarak yolunu kesmek biçiminde bir hareketlerinin bulunmadığı ve bu bağlamda \"yol kesmek\"ten söz edilemeyeceği gözetilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 149/1.maddesinin uygulama koşulları oluşmayan (d) bendi ile de hüküm kurulması, kanuna aykırı ise de temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi; sonuç cezaya etkili görülmediğinden; Sanıkın kendisini yakalayan kolluk güçlerine, üzerinde bulunan suça konu cüzdan ve parayı teslim etmesinde; TCK’nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık koşullarının bulunmadığı ve cezasından indirim yapılamayacağı gözetilmeden, yazılı biçimde uygulama yapılması karşı temyiz bulunmadığından; kabule göre de sanık hakkında kurulan hükümde, TCK’nın 61. maddesine aykırı olarak, aynı Yasanın 168/3. maddesinin, 31/3. maddesinden önce uygulanması sonuca etkili görülmediğinden, anılan husular bozma nedeni yapılmamıştır. Ancak, zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi kanuna aykırıdır. Kanunlar: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 149/1.maddesi, 168. maddesi, 61. maddesi; Türk Anayasa'nın 90. maddesi; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi; 5271 sayılı CMK'nın 150, 234 ve 239. maddeleri; 5320 sayılı Yasanın 13. maddesi; 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi.
6. Ceza Dairesi 2015/1380 E. , 2018/1145 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Yağma HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Sanığın mağdurun yürüdüğü yol üzerinde geçişini engelleyecek şekilde önceden engeller koyarak ve tertibat alarak yolunu kesmek biçiminde bir hareketlerinin bulunmadığı ve bu bağlamda “yol kesmek”ten söz edilemeyeceği gözetilmeden, 5237 sayılı TCK"nın 149/1.maddesinin uygulama koşulları oluşmayan (d) bendi ile de hüküm kurulması, kanuna aykırı ise de temel cezanın alt sınırdan belirlenmesi; sonuç cezaya etkili görülmediğinden;
Sanığın kendisini yakalayan kolluk güçlerine, üzerinde bulunan suça konu cüzdan ve parayı teslim etmesinde; TCK’nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık koşullarının bulunmadığı ve cezasından indirim yapılamayacağı gözetilmeden, yazılı biçimde uygulama yapılması karşı temyiz bulunmadığından; kabule göre de sanık hakkında kurulan hükümde, TCK"nın 61. maddesine aykırı olarak, aynı Yasanın 168/3. maddesinin, 31/3. maddesinden önce uygulanması sonuca etkili görülmediğinden, anılan husular bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
T.C. Anayasa"nın 90. maddesinin son fıkrası ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/3-c maddesi ışığında, 5271 sayılı CMK"nın 150, 234 ve 239. maddeleri ile 5320 sayılı Yasanın 13. maddesine dayanılarak hazırlanan, Ceza Muhakemesi Kanunu Gereğince Müdafi ve Vekillerin Görevlendirilmeleri ile Yapılacak Ödemelerin Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 8. maddesi gereğince, sanık için baro tarafından görevlendirilen zorunlu savunman ücretinin, yeterli ödeme gücü bulunmayan sanıktan alınmasına hükmedilemeyeceği, bu ücretin Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla ayrılan ödenekten karşılanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde zorunlu savunman ücretinin sanıktan alınmasına hükmedilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedenleri yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hüküm fıkrasından yargılama giderlerinin tahsiline ilişkin bölümden “zorunlu müdafii giderinin” çıkarılması suretiyle, eleştiri dışında diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.