
Esas No: 2014/5614
Karar No: 2014/24482
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2014/5614 Esas 2014/24482 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi
TARİHİ :04.12.2013
NUMARASI :Esas no:2011/974 Karar no:2013/897
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (koca) tarafından davalı-karşı davacı (kadın)"ın boşanma davasının kabulü, kusur tespiti ve tazminatlar yönünden, davalı-karşı davacı (kadın) tarafından ise; tazminatların miktarları ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 02.12.2014 günü duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı M.. A.. vekili Av. İ. B.geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı-karşı davalı M.. A.. ile vekilleri gelmediler. Gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece davacı-karşı davalı (koca)"nın evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmemesi ve eşini aldattığı gerekçesiyle kadının davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ise de; kocaya yüklenen eşini aldatma eylemi inandırıcı delillerle kanıtlanmamıştır. Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde de olması gerekir (TMK.m. 174/2). Davacı-karşı davalı (koca)"nın evlilik birliğine ilişkin görevlerini yerine getirmemesi tek başına davalı-davacı (kadın)"ın kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirilemez. O halde, davalı-karşı davacı (kadın)"ın manevi tazminat isteğinin (TMK. md. 174/2) reddi gerekirken, yazılı gerekçe ile kabulü isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir.
3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı-karşı davacı (kadın) yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK.md.174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
4-Tefhim edilen kısa kararda, davalı-karşı davacı (kadın)"ın tedbir ve yoksulluk nafakasının reddine karar verildiği halde, gerekçeli kararda bu hususlarla ilgili hüküm kurulmaması suretiyle kısa ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (6100 s. HMK. m.298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, 10.4.1992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek nafakalar yönünden yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1.bentte gösterilen sebeplerle ONANMASINA, duruşma için taktir olunan 1.100,00 TL. vekalet ücretinin Mehmet"ten alınıp Meral"e verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02.12.2014 (Salı)