10. Hukuk Dairesi 2015/17987 E. , 2015/19822 K.- ÖDENEN YERSİZ AYLIKLARIN TAHSİLİ AMACIYLA BAŞLATILAN TAKİBE VAKİ İTİRAZIN İPTALİ (ASIL DAVA)
- ÖLÜM AYLIĞININ KESİLMESİNE YÖNELİK KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ VE YENİDEN ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI İSTEMİ (BİLEŞEN DAVA)
- HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU (HMK) (6100) Madde 297
"İçtihat Metni"Asıl dava, davalıya ödenen yersiz aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemi, birleşen dava ise hak sahibi konumundaki davacıya bağlanan ölüm aylığının kesilmesine yönelik kurum işleminin iptali ve yeniden ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı hak sahibi vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece,26.01.2015 tarihli celsede tefhim olunan kısa kararda, “Davanın kabulüne, davalının Ankara 11.İcra Müdürlüğünün 2010/1376 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, inkar tazminatı talebinin reddine” şeklinde hüküm kurulmuşken, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında; “Davanın kabulüne, davalının Ankara 11.İcra Müdürlüğünün 2010/1376 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, inkar tazminatı talebinin reddine, birleşen davanın da reddine”, karar verilmek suretiyle,kısa kararda birleşen dava dosyasına ilişkin hüküm bulunmadığı halde ,gerekçeli karar hüküm fıkrasında ise birleşen dava dosyasına ilişkin de ekleme yapılmak suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir.
Tarafların yüzüne karşı tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğundan, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu"nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince salt bu husus bozma nedenidir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, asıl dosya davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı hak sahibi vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 17.11.2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.