Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/1937
Karar No: 2012/6526
Karar Tarihi: 08.05.2012

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2012/1937 Esas 2012/6526 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2012/1937 E.  ,  2012/6526 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.07.2010 gününde verilen dilekçe ile maden sahasına müdahalenin men"i ve tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 09.11.2010 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08.05.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı; ... ilçesi dahilinde, 78,43 hektarlık alanda 20052827 sayılı ve 24.01.2006 tarihli “serpantin madeni” işletme ruhsatı ve aynı tarihli 4,18 hektarlık alanda işletme izni olduğunu, serpantin çıkartmak için ruhsat verilen bu alanda davalı şirkete de ... İl Özel İdaresi"nden 24.03.2008 tarih ve 45 sayılı “yamaç molozu” çıkartma ruhsatının verildiğini, davalının ruhsatı geçerli olsa bile bu ruhsatın serpatin çıkarma yetkisi veren bir ruhsat olmadığını, davalı şirketin yamaç molozu çıkarma adı altında kendilerinin ruhsat alanında serpantin madenini çıkardığını, ... SHM’nin 2009/14 D.İş sayılı dosyası ile yapılan tespite göre davalı şirketin dinamit patlatarak, 295.641.40 m3 serpantin çıkardığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500.000 TL tazminatın, zararın doğduğu tarihten itibaren ticari avans faizi ile davalıdan tahsilini ve davalının maden ruhsat sahasına müdahalesinin önlenmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, 24.03.2008 tarihli ve 45 sayılı ruhsata istinaden faaliyette bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının işletme izninin Maden Kanununun 24. maddesi gereğince 24.01.2009 tarihi itibariyle iptal edildiği, taraflara verilen maden işletme ruhsatları çakışmakta ise de maden işletme izinlerinin çakışmadığını ve davalının maden çıkardığı alanda davacının işletme izni almamış olduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Davacıya ait işletme ruhsatının bulunduğu alanda, serpantin madeni çıkarma hakkı bulunmayan davalının haksız şekilde serpantin madeni çıkarması durumunda davacının Borçlar Kanununun 41. maddesi gereğince çıkarılan madenin tazminini istemesi mümkündür. Borçlar Kanunu’nun 43. maddesi gereğince de tazminatın nasıl hesaplanacağı hakimin takdirine bırakılmıştır.
    Haksız eyleme dayalı tazminat davalarında Borçlar Kanununun 42/1. maddesi uyarınca ve genel ilke olarak zararın varlığını kanıtlama yükü davacıya aittir. Zararın gerçek tutarını kanıtlamanın olanaksız olduğu durumlarda Borçlar Kanunu’nun 42/2. maddesi yargıca tanınan adalete uygun olarak zarar tutarını belirleme görevi ayrık bir düzenleme olup özel niteliği nedeniyle zararın belirlenmesinin olanaksız olması ya da gerekli kanıtların bulunmaması veya davacıdan kanıt getirmesinin istenememesi koşullarıyla sınırlıdır.
    Öte yandan, 3213 sayılı Maden Kanununun 5177 sayılı Kanunla değişik 3. maddesindeki ifadeye göre işletme ruhsatı, “İşletme faaliyetlerinin yürütülebilmesi için verilen yetki belgesi”ni ifade eder. İşletme izni ise, “Bir madenin işletmeye alınabilmesi için verilen izin”dir. Yine Maden Kanunu’nun 16/10. maddesi uyarınca “Bir grup için verilen ruhsat, diğer gruptaki madenler için hak sağlamaz.” Kanun’un 16/11. maddesince de “Aynı grup ruhsatlar birbiri üzerine verilemez. Kazanılmış haklar korunmak kaydı ile ayrı grup ruhsatların birbiri üzerine verilebilmesine ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir” şeklindedir.
    Haksız fiil failinin sorumluluğu ve maden mevzuatına ilişkin bu genel açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
    Davacı, Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından verilen 20052827 sayılı ve 24.01.2006 tarihli II. Grup maden işletme ruhsatı ve aynı tarihli 4,18 hektarlık işletme iznine dayanarak eldeki davayı açmış olup, bu tür ruhsatlar geçerliliğini koruduğu sürece ruhsat sahibine maden sahasında işletme faaliyetlerinde bulunma ve yararlanma hakkı sağlar. Davalının “yamaç molozu”
    çıkarmak için aldığı 1 (a) grubu maden işletme ruhsatı ile serpantin madeni çıkarması hukuken mümkün olmadığından, davalının serpantin madeni çıkarma hakkı varmış gibi maden işletme izinlerinin çakışmadığı ve davalının maden çıkardığı alanda davacının işletme izni almamış olduğu gerekçeleri ile istemin reddi doğru görülmemiştir.
    Diğer yandan mahkemece, davanın reddine gerekçe olarak davacıya ait işletme ruhsatının iptal edildiği belirtilmiş ise de, dosyadaki belgelerden davacıya ait iptal edilen ruhsatın İR:8389 (sicil:72809) sayılı başka bir ruhsat olduğu, dava konusu maden sahasına ilişkin ruhsat ile bir ilgisinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Bütün bu anlatılanlardan sonra mahkemece yapılması gereken; Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Maden İşleri Genel Müdürlüğünden veya başkaca ilgili yerlerden koordinatlar belirtilmek suretiyle (plankoteler) maden sahasının standart topografik paftaları istenmeli, daha sonra yerinde harita ve maden mühendisi bilirkişilerle keşif yapılarak haritaların çekişmeli sahaya uygulanması, davalının sahip olduğu ruhsat ile sadece yamaç molozu çıkarma hakkının bulunduğu da göz önünde bulundurularak, çekişmeye konu alanda serpantin madeni cevherleşmesinin olup olmadığı ve varsa davalının elde ettiği serpantin malzeme miktarının buna göre saptanması ve bilirkişilerden yukarıda belirtilen yönteme uygun zarar hesabına ilişkin ayrıntılı, gerekçeli ve denetimine elverişli rapor alınarak davayı bunun sonucuna uygun olarak karara bağlamak olmalıdır.
    Eksik inceleme ve araştırma sonucu, davacı istemlerinin yazılı gerekçelerle reddi doğru olmamış hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 900 TL Yargıtay duruşma ücretinin davalı şirketten alınarak davacı şirkete verilmesine 08.05.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi