Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı M.. S.. tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -KARAR- Davacı vekili, davacı şirkete kasko poliçesi ile sigotalı olan aracın davalının sevk ve idaresindeki araçla çarpışması sonucu hasarlandığını, kazaya davalının ters şeride girmesinin sebebiyet verdiğini, 11.000,00TL hasar bedelinin sigortalısına ödendiğini belirterek şimdilik 8.250,00TL"nin 09.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 4.360,00TL"nin 12.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı M.. S.. ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan kasko sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. HMK’nin 266.maddesi gereğince; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiyle başvurulamaz." Eldeki dava dosyasında, kaza tespit tutanağına göre; davalı KTK 84.maddesinde yer alan asli kusurlardan, "taşıt giremez" trafik işaretinin bulunduğu karayolunda veya bölünmüş karayolunda, karşı yönden gelen trafiğin kullandığı şerit, rampa ve bağlantı yollarına girme kuralını ihlal ettiği, davacı şirkete sigortalı olan sürücünün ise araçların hızını kavşaklara yaklaşırken, köprülere ve yaya geçitlerine yaklaşırken azaltmamaktan dolayı aynı Kanunun 52/1-a maddesini ihlal ettiği belirlenmiş; mahkemece tutanak mümziileri dinlenmek ve keşif yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporunda ise davalı sürücünün asli olarak ancak %40 oranında kusurlu bulunduğu, sigortalı araç sürücüsünün ise %60 oranında kusurlu bulunduğu belirtilmiştir. Bu durumda kaza tespit tutanağı ve kusur raporu arasında çelişki oluşmuş ve çelişki giderilmemiştir. O halde mahkemece çelişkiyi gidermek amacıyla, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü fen heyeti gibi kurum veya kuruluşlardan seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan kaza tespit tutanağı, davacı iddiası, davalı savunması ve önceki raporun da irdelendiği bir rapor alınıp çelişki giderilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının ve davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma kapsam ve nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya geri verilmesine 05.02.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.