23. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/7033 Karar No: 2019/4500 Karar Tarihi: 04.11.2019
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2016/7033 Esas 2019/4500 Karar Sayılı İlamı
23. Hukuk Dairesi 2016/7033 E. , 2019/4500 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili kooperatifin üyesi olan davalının 3 kooperatif hissesine karşılık gelen aidatlarını ödemediğini, 8.158,34 TL’nin tahsili talebiyle başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını ve %40 icra inkâr tazminatını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, talep edilen alacak miktarının davacı kooperatifin kayıtlarıyla uyuşmadığını savunarak açılan davanın reddi ile davacının %40 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kooperatif ticari defter ve kayıtlarına göre davacının davalıdan talep edebileceği 3 ayrı bağımsız bölüme ait ödenmeyen aidat miktarı toplamının 2.041,91 TL olduğu, genel kurul kararlarında cezai şartın açıkça belirlenmiş olması gerektiği halde belirleme mevcut olmadığından davalının sorumluluğunun 11,20 TL olduğu gerekçesiyle itirazın kısmen iptali ile takibin bu miktarlar üzerinden devamına ve davalının %40 icra inkâr tazminatı ödemesine karar verilmiştir. Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1-5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 Sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’a eklenen ek-madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2015 yılı için 2.080,00 TL’dir. İstemin kabul edilen kısmı, anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davalı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2- Dava, kooperatif aidat bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın iptali davasıdır. Genel Kurul kararları ile belirlenen aidatların hangi tarihte ödeneceği yine genel kurulda belirlendiği için üyeler açısından aidatların ödeneceği vade bellidir. Belirlenen aidatın muaccel hale geldiği tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Bunun için ayrıca teminat ihtarına gerek yoktur. Bu nedenlerle ödenmeyen aidatlara ödeme için belirlenen tarihten itibaren mahkemece genel kurul kararı ile o yıl için belirlenen gecikme faiz oranının devam eden yıllar içinde değiştirilinceye kadar uygulanması gerektiğinin kabulüyle faizin TBK"nın 88. ve 120. maddelerde yazılı yasal sınır dikkate alınmak suretiyle bilirkişi marifetiyle tespit ettirilerek hüküm altına alınması gerekirken bu hususlar gözardı edilerek hazırlanmış eksik bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulması doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. Kabule göre de %40 icra inkâr tazminatının hangi miktar üzerinden alınacağının yazılmamış olması isabetli değildir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.