Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/691
Karar No: 2020/5087
Karar Tarihi: 16.11.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/691 Esas 2020/5087 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2020/691 E.  ,  2020/5087 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/02/2018 tarih ve 2016/457 E- 2018/36 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/11/2019 tarih ve 2018/919 E- 2019/1442 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; dava dışı Kordsa Global...AŞ"nin Çin"e mal mukabili teslim şekli ile ihraç ettiği emtianın müvekkili tarafından nakliye rizikolarına karşı sigortalandığını, yükün taşınması ve konteyner temininin davalı tarafından üstlenildiğini, malın iki konteyner içinde gemi ile İstanbul Ambarlı Limanından Çin"in Dalian Limanına taşındığını, ancak alıcıya teslimi sırasında yükte yırtılma, kırılma ve dağılma şeklinde hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, söz konusu hasar nedeniyle sigorta şirketi tarafından sigortalıya 24.03.2016 tarihinde 71.065,38 TL hasar tazminatı ödenerek sigortalıdan temlikname ve ibraname alındığını, bu şekilde davacının sigortalının haklarına halef olduğunu, davalı taşıyanın yük hasarından dolayı TTK"nun 1178.madde hükümlerine göre sorumlu olduğunu, sigortalıya ödenen hasar bedelinin davalıdan tahsilinin talep edildiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 71.065,08 TL tazminatın 24.03.2016 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili; müvekkili şirketin taşıyan ile taşıtan arasında aracılık yaparak sevkiyatın organize edilmesini sağladığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, iddia edilen hasar ile ilgili olarak süresinde ve usulüne uygun hasar bildiriminin yapılmadığını, davacı tarafça sunulan sörvey raporunun tek taraflı olarak düzenlendiğini, taşıyan ya da temsilcisinin imzası bulunmadığından müvekkili açısından geçerli sayılamayacağını, ekspertiz raporunun da müvekkilinin sorumluluğu için yeterli olmadığını, tespit edilen hasar bedelinin fahiş olduğunu, taşımanın konteyner içerisinde yapılıp, yükleme, istifleme ve sabitleme işlemlerinin gönderen tarafından yerine getirildiğini, konişmentolarda da shipper"s load, stown and count kaydının yer aldığını, bu durumda hatalı istif, yükleme ve bağlama sebebi ile oluşan hasarlardan dolayı taşıyanın sorumlu tutulamayacağını, hasarın sigorta teminatı kapsamında olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; bilirkişi raporundaki teknik değerlendirmelere göre, hasarın konteyner içerisine deniz taşımasına uygun şekilde yükleme, istifleme ve bağlama işlemlerinin yapılmamasından kaynaklandığı, dosyada mübrez sea waybill ve fiili taşıyanın düzenlediği konişmentodaki kayıtlara göre konteynerin satıcı firma tarafından mühürlenmeden yani kapakları açık bir şekilde davalı taşıyıcıya teslim edildiği, bu durumda davalının tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu dikkat ve özeni göstererek konteyner içindeki istif ve leasingi kontrol etmesi gerektiği, ancak davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, zira konteyner içi istifleme ve yükün emniyete alınması işlemlerinin deniz taşımasına uygun olmadığı, bu nedenle de taşımanın herhangi bir aşamasında yüklerin dağılması, yırtılması suretiyle yükte hasar meydana geldiği, bu durumda TTK"nun 1178. maddesi gereğince davalının taşıyıcı sıfatıyla yük hasarından sorumlu olduğu, yükteki hasar miktarının 25.789,68 USD olduğu, bu tutarın davacının ödeme yaptığı 24.03.2016 tarihindeki kur üzerinden 74.490,91 TL"ye tekabül ettiği, ekspertiz raporunda belirtilen 3.000.-TL sovtaj düşüldükten sonra gerçek zarar miktarının 71.490,90 TL"ye baliğ olduğu, ancak taleple bağlılık ilkesi gereğince 71.065,08 TL"nin 24.03.2016 tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; davalı ... Hizm. Ltd. Şti. fiili taşıyana karşı taşıtan ve aynı zamanda yükleten, davacı selefine karşı ise taşıyan konumunda olup, FCL/FCL yani tek yükleyici/tek alıcı kaydı bulunan konteynerin tek bir göndericiye tahsis edildiği taşımalarda davalının iddia ettiği gibi ticari teamül gereği mühürleme işlemi gönderici tarafından yapıldığı, davalının düzenlendiği Express konişmentoda FCL/FCL ve “Shipper’s load, stow and count" kayıtları mevcut ise de mühür işleminin davacı selefi tarafından yaptırıldığına dair kayıt bulunmadığı, fiili taşıyan tarafından düzenlenen davalı ... Hizm. Ltd. Şti.’nin taşıtan ve aynı zamanda yükleten sıfatına haiz olduğu ... nolu konşimento konteynerlerin yükleten tarafından mühürlendiği kaydı bulunmakta olup, davalının sunduğu Sea Waybill ve dava dışı fiili taşıyanın düzenlediği konşimentodaki kayıtlardan da konteynerlerin mühürlenmesi işleminin davalı ... tarafından yapıldığı, bu kayıtlara göre konteynerlerin davalıya konteyner kapısı açık olarak teslim edildiği, bir başka deyişle konteyner içindeki istifi davalı taşıyanın kontrol edebileceği şekilde teslim edildiği tespit edilmekle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir, ayrıca taşınan emtianın alıcısına teslimi sırasında hasarlı olduğunun tespit edildiği, söz konusu hasar nedeniyle TTK"nın 1185. maddesine göre taşıyıcıya süresinde hasar ihbarı yapılmamış olup, bu durumda hasarın, yük taşıyıcısının sorumluluk alanında iken ve taşıyıcının kusuruyla meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerekmektiği, uzman bilirkişi raporuna göre hasar konteyner içerisine deniz taşımasına uygun şekilde yükleme, istifleme ve bağlama işlemlerinin yapılmamış olmasından kaynaklanmakta olduğu anlaşıldığı, konteynerler satıcı firma tarafından mühürlenmeden yani kapakları açık bir şekilde davalı taşıyıcıya teslim edildiğine göre, bu durumda davalının tedbirli bir taşıyanın göstermekle yükümlü olduğu dikkat ve özeni göstererek konteyner içindeki istif ve leasingi kontrol etmesi gerekirken davalının yerine getirmediği bu yükümlülüğünü nedeniyle taşımanın herhangi bir aşamasında yüklerin dağılması, yırtılması suretiyle yükte meydana gelen hasardan TTK"nın 1178. maddesi gereğince davalının taşıyıcı sıfatıyla yük hasarından sorumlu olduğu, davalı tarafından düzenlenen konşimentoda belirtilen değer üzerinden taşıyıcının navlun bedeli ödenmemesi halinde art taşıyıcının paket başına ve teamüli navlun birimi veya konteyner başına taşımayla bağlantılı 500 USD’yi geçen zararlardan sorumlu olmayacağı kaydına göre davalının konşimentodaki taşıyıcı olarak sorumluluğunun konteyner başına 500 USD ile sınırlı olduğuna yönelik istinaf sebebi yerinde görülmemiş ve taşıma nedeniyle yükte meydana gelen 25.789,68 USD hasardan sorumlu olduğu kabul edilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, deniz yoluyla konteyner taşımacılığı sırasında oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı taşınan emtianın navlun sözleşmesi uyarınca davalı taşıyıcıya açık olarak teslim edildiğini, taşıyıcının yüke nezaret yükümünü yerine getirmediğini ileri sürerek yüke gelen hasarın tazminini davalı taşıyıcından talep etmiş, davalı yan ise konteynerı kapakları kapalı olarak teslim aldıklarını, kapalı konteynerın içindeki yüke ilişkin nezaret yükümü olmadığını savunmuş, mahkemece davalı/asıl taşıyan ile dava dışı fiili taşıyıcı arasındaki konişmentoda gönderen olarak davalının gözüktüğü ve bu konişmentoya göre de gümrükleme işlemlerinin davalı tarafından yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, istinaf mahkemesince davalı vekilinin istinaf istemleri yukarıda yazılı gerekçeyle esastan reddedilmiştir.
    Somut olayda; davacının selefi taşıtan/gönderen ile davalı arasındaki tesellüm konişmentosundan anlaşıldığı üzere, taşımanın yapıldığı konteyner davalı taşıyıcıya FCL kaydıyla kapalı olarak teslim edilmiş olup, bu kayda göre davalı taşıyıcının, konteyner içerisindeki emtianın istiflenmesi ve sabitlenmesi ile ilgili herhangi bir yükümlülüğü bulunmadığı gibi, fiilen kapakları kapatılmış konteynerın içindeki emtianın ne şekilde istiflendiğinin davalı tarafından kontrol edilmesi yükümü ve kabiliyeti de bulunmamaktadır. Davalı ile dava dışı fiili taşıyan arasındaki asıl konişmentoda davalının gönderen olarak gösterilmesi ve bu konişmentoda gümrüklemenin gönderen tarafından yapıldığının belirtilmesi, davanın tarafları arasındaki tesellüm konişmentosuna aykırı şekilde konteyner kapaklarının davalı tarafından kapatıldığı ya da konteyner içindeki yükün davalı tarafından istiflendiğini göstermez. Dosya içerisine kazandırılan bilirkişi heyeti raporu incelemesinden; yükteki hasarın bağlama ve sabitleme hatası nedeniyle olağan taşıma koşullarında meydana geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; yüke gelen hasar sebebiyle davalı taşıyıcının taşıma sözleşmesinden kaynaklanan ne asli ne tali bir sorumluluğunun olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamış olup, ilk derece mahkemesi kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurularını esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.



    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi