8. Hukuk Dairesi 2017/10076 E. , 2020/212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : istihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı üçünçü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı üçüncü kişi vekili, müvekkiline ait şirket adreslerinde ayrı ayrı 15.12.2015 ve 28.12.2015 tarihlerinde menkul hacizleri yapıldığını ve 29.02.2016 tarihinde ise ek haciz yapıldığını, ek hacze konu menkullerin de vekil edenine ait olduğunu belirterek, davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın süresinde açılmadığını, soyut ve net olmayan, hukuki alt yapısı bulunmayan iddialarla istihkak davası açıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı şirket ile borçlu şirketin faaliyet alanı, şirketlerin isimleri, ortakları, ortaklar arasındaki akrabalık, yetkililerinin aynı kişi olması, faaliyet adresinin aynı olması, haciz yapılan adresin borçluya ait adres olması, haciz sırasında borçlu şirket yetkilisine ait evrak bulunması gözönüne alındığında her iki şirket arasında yakın bir organik ilişki olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, karar davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK"nin 97 ve devamı maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Tarafların gösterdiği deliller toplanmadan karar verilmesi, hukukî dinlenilme hakkının ihlalidir.
Somut uyuşmazlıkta davacı üçüncü kişi vekili tarafından iddianın ispatına yönelik olarak takip dosyaları, ticaret sicil kayıtları, vergi dairesi kayıtları, faturalar, tanık beyanı ve bilirkişi incelemesi deliline dayanılmış olup, Mahkemece bu deliller toplanmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nin 366. ve HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.