11. Hukuk Dairesi 2018/966 E. , 2019/3129 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 10/05/2017 tarih ve 2015/414 E. - 2017/193 K. sayılı kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 29/11/2017 tarih ve 2017/1033- 2017/1099 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili ve davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "SINAV" asıl unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı gerçek kişinin ise "SAKARYA SINAV MERKEZİ SSM” ibaresinin tescili için diğer davalı kuruma başvurduğunu, bu başvuruya müvekkilince yapılan itirazın kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili markalarının tanınmışlığından istifade etmeye çalışan davalının kötü niyetli olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2015-M-11003 sayılı kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı TPMK vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, markalar arasında benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede görsel, sescil ve anlamsal benzerlik olup olmadığının, markaların bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin nazara alınarak belirlenmesinin gerektiği, davalının "SAKARYA SINAV MERKEZİ SSM" ibareli başvurusu ile davacının "SINAV" esas unsurlu markaları arasında bilirkişi raporunda belirtilen bir kısım emtia yönünden görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, her iki taraf markasında da "SINAV" ibaresinin ön plana çıktığı, başvuru kapsamındaki diğer bir kısım emtia davacı markalarının kapsamında yer almadığından bu emtia yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunmadığı ancak davacı markalarının tanınmış oldukları, benzer olmayan mal ve hizmetler yönünden davalı markasının tescili halinde davacının tanınmış markalarının şöhretinden haksız yararlanılabileceği, davacı markalarının itibarına ve tanınmışlığına zarar verebileceği, 556 sayılı KHK"nın 8/4 maddesindeki koşulların bu mal ve hizmetler yönünden oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, YİDK"in 2015-M-11003 sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkin edilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı kurum vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacının itirazına mesnet markasının eğitim sektöründe tanınmış iken 16, 35 ve 43. sınıflarda sayılan ve bilirkişi raporunda ayrıştırılan bazı mal ve hizmetlerin çok farklı sektörlere ilişkin olduğu, söz konusu mal ve hizmetler yönünden dava konusu başvurunun, davacı markalarının olumlu imajından haksız bir yarar sağlayacağından ya da davacı markalarının itibarına zarar vereceğinden veya onların ayırt ediciliklerini zedeleyeceğinden söz edilemeyeceği, anılan mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK"nın 8/1 ve 8/4 maddesinde düzenlenen koşulların gerçekleşmediği, bu kısım yönden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak davanın kısmen kabulü ile 16 ve 35. sınıftaki bazı hizmetler bakımından dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili ve davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı kurum vekili ve davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı Kurumdan alınmasına, 17/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.