Esas No: 2022/3238
Karar No: 2022/5711
Karar Tarihi: 13.06.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/3238 Esas 2022/5711 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, bir konut kredisi için başvuruda bulunduğunu ancak başka bir ev almak zorunda kaldığını ve banka yetkililerinin krediyi sözleşme imzalaması için onayladığını, ancak ev almadan önce kredi hesabına geçirildiğini belirtmiştir. Davacı, imzası olmadan yapılan döviz işlemleri ve kredi ödeme işlemlerinin de davalı bankanın kötüniyetini ortaya koyduğunu iddia etmiştir. Hakim, davacının talebi üzerine 5.325 TL dosya masrafı adı altında alınan ücreti ve kredi kullanımından ötürü 30.644,12 TL olan zarar bedelini davalıdan tahsil etmiştir. Davacı, mahkeme kararının düzeltilmesi istemiştir. İlk olarak, diğer karar düzeltme itirazlarının reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ancak, davacının 5.325 TL'lik masraf ücreti ve komisyonunda haksızlık olduğu ve geri ödenmesi gerektiği belirtilerek kararın bozulması gerektiği açıklanmıştır.
HUMK, 440
HMK 297/2
"İçtihat Metni"
Davacı ... ile davalı ...Ş. aralarındaki alacak davasına dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18/03/2021 tarihli ve 2019/141 E. - 2021/292 K. sayılı hükmün onanması hakkında Dairece verilen 24/01/2022 tarihli ve2021/5314 E. - 2022/323 K. sayılı karara karşı, davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, 2008 yılı Mart ayında konut kredisi kullanmak üzere ... adlı bankaya başvurduğunu, kredi için ön onay verildiğini, ancak almak istediği evde problem çıkınca başka bir ev aramaya başladığını, davalı banka yetkililerince ön onayı verilen kredinin sözleşmesini imzalamasını ve ev aldığında kredinin hesabına geçileceği söyleyerek kendisinden bir takım imzalar alındığını, 12/09/2008 tarihinde bir ev alarak yine ...'tan konut kredisi kullandığını, 2013 yılında hesaplarını ve ödemelerini incelerken konut kredisinin ev aldığı 12/09/2008 tarihinde değil, 19/03/2008 tarihinde kullandırıldığını ve o tarihten bu yana kredi taksitlerini ödemekte olduğunu fark ettiğini, araştırdığında ön onayı verilen krediyi aldığı tarihte ileride kullandırılmak üzere imzaladığı halde bilgisi olmaksızın ve ev almadığı halde 135.000,00 TL kredinin hemen kullandırılarak masraf ve komisyon kesintisi yapılıp 129.675,00 TL olarak hesabına geçildiğini ve yine bilgisi olmaksızın Euro cinsinden yabancı paraya çevrildiğini, hesabından her ay döviz bozum işlemleri yapılarak 19/03/2008 tarihinde usulsüz olarak kullandırılan kredinin taksitlerinin yine bilgi ve talimatı olmadan adına ödendiğini, ev aldığı tarihte hiç bilgi verilmeden, sanki yeni kredi kullanıyormuş gibi işlem yapıldığı ve o tarihte hesabında kalan 107.212,91 TL'nin yeni krediymiş gibi Euro hesabından TL hesabına geçirildiğini tespit ettiğini, ortada bir konut kredi sözleşmesinin söz konusu olduğunu ve ev satın almayan bir tüketicinin konut kredisi kullanmasının da fiilen ve hukuken mümkün olmadığını, sözleşme ve ödeme planını imzalamış olsa dahi, ev almadığına göre krediyi kullanmasının ve hiç dokunmadığı bir paranın içinden taksitlerini ödemeye başlamasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, nitekim imzası olmadan yapılan döviz işlemleri ve kredi ödeme işlemlerinin de davalı bankanın kötüniyetini ortaya koyduğunu, kullandığı kredi aslında 107.212,91 TL olduğu halde 135.000 TL'ye göre hazırlanan ödeme planına göre geri ödeme yapıldığını ve ayrıca 5.325 TL masraf ve komisyon adı altında haksız kesinti söz konusu olduğunu ileri sürerek ve belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kredi kullandırma işlemleri sebebiyle uğradığı zarar ve haksız olarak alınan masraf ve komisyonun iadesi için 10.000,00 TL ve manevi zarar için 1.000,00-TL olmak üzere toplam 11.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini istemiş; ıslah suretiyle talebini 35.969,12 TL'ye çıkarmış ve ıslah tarihinden itibaren avans faizi işletilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının talep ettiği konut kredisinin Genel Müdürlükçe onaylandığını ve ipotek işlemlerinin tamamlanması aşamasında kredinin kullandırılıp blokeye alınmasının davacı tarafından istendiğini, buna göre davacıya 19.03.2008 tarihinde kredi kullandırıldığını ve paranın davacının hesabına blokeli olarak yatırıldığını, sonradan davacı ile ev sahibi arasında anlaşmazlık ortaya çıktığını ve davacının evi almaktan vazgeçtiğini, ancak kredinin de kullandırılmış olması nedeniyle yeniden masraf ödememek için paranın blokede tutulmasını istediğini, davacının bilgisi ve onayı dahilinde olmak üzere geri ödeme planına göre ödemesi gereken taksitlerin mahsup edildiğini ve davacının talebi ile TL hesabındaki tutarın, Euro hesabına virman edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, maddi tazminat davasının kabulüne, davacıdan dosya masrafı adı altında alınan 5.325,00 TL ve kredi kullanımından ötürü davacının dava tarihine kadar uğramış olduğu zarar bedeli olarak 30.644,12 TL olmak üzere toplam 35.969,12 TL'nin davalıdan tahsiline; manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, 500,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hükmün her iki tarafça temyiz edilmesi üzerine dairemizin ilamı ile eksik inceleme sebebiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen karar 24.01.2022 tarihli ilamla onanmış, davacı karar düzeltme istemiştir.
1-Davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının düzeltilmesi istenilen Yargıtay ilamında benimsenen mahkeme kararındaki gerekçelere göre düzeltme dileğinde ileri sürülen sebepler HUMK'nın 440. maddesindeki yazılı hallerden hiç birisine uymadığından vaki düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2-Davacının davada talepleri arasında 5.325 TL kredi kullanımı sırasında alınan dosya masrafı ve komisyon ücretleri de bulunmaktadır. Davacı yapılan bu kesintilerin haksız olduğunu ve iadesi gerektiğini ileri sürmüş, ilk kararda da bu kalem isteğin kabulüne karar verilmiştir. İncelemeye yönelik bozmadan sonra verilen kararda bu istek yönünden bir karar oluşturulmamıştır. HMK 297/2. maddesi uyarınca taleplerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen harç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık ve şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Mahkemece bu istek hakkında herhangi bir değerlendirme yapılmaması ve hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Bu husus zuhulen gözden kaçırıldığından davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bent gereğince sair karar düzeltme isteklerinin REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme talebinin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 13/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.