Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/11419
Karar No: 2019/3951
Karar Tarihi: 02.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/11419 Esas 2019/3951 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalının açık besi ahırı işletmesinin sağlık koşullarına uygun olmadığını, dava konusu taşınmazına bitişik şekilde kaçak ve ruhsatsız yapı inşaa edildiğini, su kanalının üzerinin kapatılarak kullanılamaz hale getirildiğini ve açık besi ahırının kötü koku nedeniyle rahatsızlık yarattığını belirterek elatmanın önlenmesini, yapıların kal'ini ve sağlık koşullarına uygun hale getirilmesini talep etmiştir. Davanın reddi sonrası yapılan temyiz sonucu, Yargıtay kararının bozulduğu ifade edilmiştir.
Mahkeme kararı, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğiyle açılan elatmanın önlenmesi davası hakkında olup, davacının zararının doğması ya da taşkın kullanma belirlenmesi durumunda elatmanın tamamen ortadan kaldırılması ya da tahammül sınırları içerisine çekilmek üzere ne gibi önlemlerin alınması gerektiğine dair detaylı açıklamalar içermektedir. TMK'nin 737. maddesi de aynı şekilde taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerin kullanımı sırasında komşuların olumsuz etkilenmesini önleyecek bir davranış sergilemenin hukuki bir zorunluluk olduğunu belirtmektedir.
14. Hukuk Dairesi         2016/11419 E.  ,  2019/3951 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.08.2015 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı vekili, davacının 4014 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalının komşu taşınmaz üzerinde açık besi ahırı işlettiğini, mesken mahallelerde açık besi ahırı faaliyetinde bulunmanın yasal ve sağlık koşullarına uygun olmadığını, davacının taşınmazına bitişik şekilde 3 adet kaçak ve ruhsatsız yapı inşaa ettiğini, su kanalının üzerini kapatarak kullanılamaz hale getirdiğini davalıya ait 25 adet büyük baş hayvanın beslenmesi ve kontrolü için kullanılan mekanizma ve kilitlerin çıkardığı yüksek sesler nedeniyle davacı ve ailesinin rahatsız olduğunu, açık besi ahırının kötü koku nedeniyle sağlık yönünden önemli sorun yarattığını, davacının bahçesinde oturamadığını, yaz aylarında durumun daha da dayanılmaz bir hal aldığını, davalının TMK"nin 737. maddesine aykırı davrandığını belirterek, elatmanın önlenmesini, yapıların kal"ini, sağlık koşullarına aykırı durumların önlenmesi ve giderilmesini, gereken işlemlerin davalı tarafından yapılmasını, yapmadığı takdirde davacı tarafından yaptırılarak masrafının davalıdan alınmasını talep etmiştir.
    Davalı vekili, davalının da davacı gibi hayvancılık yaptığını, davanın iyi niyetle açılmadığını, öncelikle davacının komşuluk hukuku kurallarına uygun davranmadığını, iddia edildiği gibi bir su kanalı bulunmadığını, davalının gereken ilaçlamaları yaptırdığını ve davacıya bir zararın olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, komşuluk hukukuna aykırı davranışın giderilmesi isteğine ilişkindir. TMK"nin 737. maddesi; "Herkes taşınmaz mülkiyetinden doğan yetkilerini kullanırken ve özellikle işletme faaliyetini sürdürürken, komşularını olumsuz şekilde etkileyecek taşkınlıktan kaçınmakla yükümlüdür. Özellikle; taşınmazın durumuna, niteliğine ve yerel adete göre komşular arasında hoş görülebilecek dereceyi aşan duman, buğu, kurum, toz, koku çıkartarak gürültü ve sarsıntı yaparak rahatsızlık vermek yasaktır. Yerel adete uygun ve kaçınılmaz taşkınlıklardan doğan denkleştirmeye ilişkin haklar saklıdır." hükmünü içermektedir.
    Komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi davası açılabilmesi için kural olarak zararın doğmuş olması gerekir. Bu davalarda davalının kusurlu olması aranmaz. Davalının eylemi ile davacının zararı arasında illiyet bağının bulunması yeterlidir. Davacının zararının doğmaması için bir önlem almaması da elatmanın önlenmesi davasını etkilemez.
    Mahkemece yapılacak araştırmalarda somut olayın özelliği, komşu taşınmazların yerleri, nitelikleri, konumları, kullanma amaçları göz önünde tutularak, normal bir insanın hoşgörü ve tahammül sınırlarını aşan bir elatmanın bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Davacının subjektif ve aşırı duyarlılığı ile değil, objektif her nomal insanın duyarlılığına göre elatmaya katlanıp katlanamayacağı araştırılmalı; sonuçta katlanılabilir, hoşgörü sınırlarını aşan bir zarar veya elatmanın varlığı tespit edildiği takdirde mülkiyet hakkının taşkın olarak kullanıldığı sonucuna varılmalıdır.
    Taşkın kullanma belirlendiği takdirde elatmanın tamamen ortadan kaldırılması veya tahammül sınırları içerisine çekilebilmesi için ne gibi önlemlerin alınması gerektiği bilirkişiler aracılığı ile tespit edilerek, tarafların yarar ve çıkar dengeleri gözetilerek bunların en uygununa karar verilmelidir.
    Somut olaya gelince, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Uyuşmazlığın niteliğine göre, taraf taşınmazları üzerinde ev ve ahır bulunduğu, hayvancılık yapıldığı, davalı taşınmazında büyükbaş hayvan beslendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler de gözetilerek, yerinde yeniden keşif yapılmalı, bu kez refakata çevre mühendisi bilirkişi de alınarak 28 adet büyükbaş hayvanın beslendiği yerde çevreye ve davacıya verilen zarar var ise tespit edilmeli, giderilmesi için gerekli ve davacıya en az zarar verecek şekilde alınabilecek önlemler belirlenerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Değinilen bu yönler gözardı edilerek, eksik inceleme, araştırma ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.05.2019 tarihinde 02.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi