22. Hukuk Dairesi 2015/7443 E. , 2015/16079 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, bakiye süre ücreti, haksız fesih alacağı ve ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin belirli süreli iş sözleşmesiyle davalıya ait iş yerinde çalıştığını, sözleşmenin süre bitiminden önce haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek, aylık ücret, bakiye süre ücreti ve haksız fesih tazminatı alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyma kararı verilerek yapılan yargılama sonucunda, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının tüm, davalının aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Somut uyuşmazlıkta, bozma ilamından sonra devam eden yargılamanın 16.12.2014 tarihli celsesinde, davacı vekili, haksız fesih tazminatına yönelik talebini atiye bıraktığını beyan etmiştir. Mahkemece, atiye terk sebebiyle, anılan talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davanın atiye bırakılması ifadesinden anlaşılması gereken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 123. maddesinde düzenlenen davanın geri alınmasıdır. Davanın geri alınmasının hukuki sonuç doğurabilmesi, karşı tarafın açık kabulüne bağlıdır. Bu itibarla, mahkemece, davalı vekilinden, haksız fesih tazminatına yönelik talep bakımından davanın geri alınmasına onay verip vermediğinin sorulmadan, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
3- Dosyaya sunulan 2011 yılının Haziran ayına ilişkin ücret bordrosundan, davacının aylık ücretinden 1076,71 TL “bilgisayar kesintisi” adı altında kesinti yapıldığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili, davacının işverene ait bilgisayarı iade etmesi üzerine, yapılan kesintinin davacının banka hesabına yatırılmak suretiyle iade edildiğini savunulmuştur. Mahkemece, banka hesap ekstrelerinin celp edilerek incelemesiyle savunmanın değerlendirilmesi gerekirken, bu yönde bir işlem tesis edilmeden, aylık ücret alacağı içerisinde söz konusu miktarın da hüküm altına alınması hatalı olmuştur.
Diğer taraftan, gerek 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu"nun mülga 77. maddesi, gerekse 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 80. maddesi uyarınca, aylık ücret prime esas kazançlar içerisinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda brüt tutarda hesaplanan aylık ücret alacağının net miktarının tespit edilmesinde, işçi payına düşen prim kesintilerinin nazara alınmamış olması hatalıdır.
4-Hüküm altına alınan alacaklara uygulanması gereken faizin başlangıç tarihinin temerrüd tarihi olarak belirlenmesi gerekirken, mahkemece, dava ve ıslah tarihlerinin esas alınarak faiz işletilmesine karar verilmesi hatalı ise de, bozmadan önceki ilk hükümde de aynı hatanın yapıldığı ve fakat ilk hükmün davacı tarafça temyiz edilmediği nazara alınarak, usulü kazanılmış hak ilkesi gereği bu yön bozma sebebi yapılmamıştır.
Yukarıda yazılı sebeplerden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi