23. Hukuk Dairesi 2016/9249 E. , 2019/4493 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vekili Avukat Pınar Yazıcıoğlu İneli ile davacı kooperatif vekili Avukat Pelin Aslantaş"ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalılar ile dava dışı yülenici şirket olan ...Şirketi arasında 08.07.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlenmiş olduğunu, bu kez müvekkili kooperatif ile davalılar adına vekaleten hareket eden dava dışı ...Şirketi arasında aynı taşınmaza yönelik 17.05.2005 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, Kuşadası Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/750 Esas sayılı davası ile 08.07.1996 tarihli sözleşmenin feshedildiğini başlanan inşaatların büyük bir kısmının tamamlandığını ve gerek davalıların gerekse müvekkili kooperatif ortaklarının en az 4-5 yıldır konutlarında oturduklarını, borçlarından dolayı haciz tehditi altına bulunan davalı ..."nun 1953 ve 1955 adalardaki hisselerini, ızrar kastını bilen diğer davalılara yani kardeşlerine muvazaalı biçimde devrettiğini ve müvekkili kooperatife devri gereken 1954 ve 1956 adalarda bulunan taşınmazları uhdesinde tutmak suretiyle dava dışı 3. kişiler tarafından kaydın haczine ve neticeten icra marifetiyle satışına sebebiyet verdiğini, davalılarca birlikte ve kasten gerçekleştirilen eylemler nedeniyle müvekkili kooperatifin, kendi üyelerine ait taşınmazları yeniden bedel ödemek suretiyle icradan satın almak mecburyetinde kalan ortaklarının zarara uğradıklarını ve zarar gören ortakların davalılardan olan alacaklarını müvekkili kooperatife devrettiklerini ileri sürerek şimdilik 238.000 TL munzam zararın kusurlu hareket eden davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, mağdur olduğu iddia edilen kişilerin kooperatif üyeleri olduğunu, ortakların haklarının davalı kooperatife devrine ilişkin yazılı bir temlik akdi sunulmadığıdan davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, davalı ... dışındaki diğer müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceği, kendilerine isabet eden daireleri teslim alamayan müvekkillerinin kooperatif üyelerine bu hisseleri devir etmelerinin mümkün olmadığını bu itibarla kooperatif üyelerinin alacak haklarının henüz muaccel olmadığını müvekkili ..."nun hisselerini diğer müvekkillerine satarak mal kaçırdığı yönündeki iddianın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın muvazaalı işlemlere dayalı uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, davalılardan ... adına gelen hacizlere ilişkin meblağın kooperatif ortakları tarafından ödenerek kooperatif borçlarından düşüldüğü ve davacının alacaklı konumuna geçtiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- 6100 Sayılı HMK’nın 297/2. maddesinde; “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.“ düzenlemesine yer verilmiştir. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden sözedilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantıda ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenmesi mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece Anayasa’nın ve HMK’nın anladığı anlamda gerekçe oluşturulmadan karar verilmiştir. Mahkeme kararı gerekçesiz olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
2- Bozma nedenine göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.