21. Hukuk Dairesi 2010/2169 E. , 2011/4452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı,almakta olduğu ölüm aylığını iptal eden Kurum işleminin iptaliyle kesilen aylıkların kaldığı yerden ödenmesi gerektiğinin tesbitine,bu talepler kabul edilmediği takdirde geri ödenmesi gereken meblağının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine.
2- Davacı ölen eşinden 1.8.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasaya göre dul aylığı aldığını, 1.4.2003 tarihinden itibaren de Bağ-Kur sigortalısı iken ölen babasından 1.6.2004 tarihine kadar yetim aylığı aldığı halde, Kurumca babasından aldığı yetim aylığı iptal edildiğinden, babasından yetim aylığı almayı hak ettiğinin tespiti ile kesilen aylığın 1.6.2004 tarihinden itibaren yeniden bağlanmasını ve Kurumca 2.357,33 TL"lik yersiz ödemenin kendisinden istenmesine ilişkin işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece istemin kısmen-kabulü ile davacının yersiz olarak ödenen aylıkları iyi niyetle harcadığı anlaşıldığından davacının davalı Kuruma 2.337,32 TL borçlu olmadığının tespitine, diğer taleplerin reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya babasının 20.12.1995 tarihinde ölümü nedeniyle 1.4.2003 tarihinde yetim aylığı bağlandığı, eşinin 4.2.2000 tarihinde ölümü nedeniyle de 1.8.2000 tarihinde dul aylığı bağlandığı, Kurumca 1479 sayılı Yasanın 46. maddesindeki “kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanı ödenir” hükmü gereği babasından dolayı bağlanan aylığın kesilerek, yersiz ödenen aylık ve faiz toplamı 2.357,32 TL nin 14.7.2004 tarihinde davacıdan istendiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 24.7.2003 tarih ve 4956 sayılı Yasanın 24. maddesiyle değişik 1479 sayılı Yasanın 46/2. maddesinde “Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıkların bu Kanun ile diğer sosyal güvenlik kanunları kapsamında çalışmaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden aylık ödeme tarihinden itibaren kesileceği ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kız çocuklarına bu aylıklardan fazla olanın ödeneceği bildirildiğinden mahkemece davacının babasından yetim aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine ilişkin istemin reddine karar verilmesi doğrudur.
1.10.2008 tarihinde yürürlükten kalkan 1479 sayılı Yasanın 67/2. maddesinde sigortalılara veya hak sahiplerine Kurumca fuzulen ödendiği anlaşılan her türlü aylık yardımların 55. maddenin son fıkrası saklı kalmak kaydıyla ilgililerin her çeşit istihkaklarından kesilmek suretiyle geri alınacağı bildirilmiştir.
Ancak 1.10.2008 tarihinde yürürlüge giren yersiz ödemelerin geri alınmasına ilişkin 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinde “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemelerin; a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden, b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren üç ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, üç aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan, itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurumdan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edileceği, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınacağı, alacakların yersiz ödemelere mahsubunun, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılacağı, kanunî faizin kalan borca uygulanacağı,
Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanacağı, yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan % 25 oranında kesilmek suretiyle uygulanacağı, yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esasların, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir.
Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında sigortalı yararına olan 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın 96. maddesinin tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir.
Somut olayda mahkemece, davacının diğer taleplerinin reddi yerinde ise de; yersiz ödemelerin ne şekilde iade edileceğine ilişkin özel yasada hüküm varken genel yasa niteliğindeki Borçlar Kanununun 63. maddesi hükmünün esas alınması hatalıdır. Sigortalı ve hak sahiplerinin Kuruma karşı herhangi bir sebepten dolayı yersiz ödemelerden kaynaklanan borçlarının iade usul ve esasları söz konusu 96. madde hükmünde açıkça belirtilmiş bulunmaktadır. Davacının iyiniyetli olduğu, Kurumun davacıya hata ile babasından dolayı aylık bağladığı hususlarının 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi uygulanırken mahkemece değerlendirilmesi mümkündür. HGK"nun 1.12.2010 günlü,2010/10-568 E.,2010-615K. ,6.4.2011 günlü, 2010/21-726 E,2011/68 K.,15.6.2011 T.,2011/21-362 E,2011-409 K sayılı kararları da aynı yöndedir.
Yapılacak iş; davacının yersiz olarak almış olduğu ölüm aylıklarından iade etmesi gereken miktarının 5510 sayılı Yasa"nın 96. maddesi gözönüne alınarak belirlenip, çıkacak sonuca göre bir karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 10.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.