Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10004 Esas 2019/3944 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/10004
Karar No: 2019/3944
Karar Tarihi: 02.05.2019

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/10004 Esas 2019/3944 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, tapu iptali ve tescil ile tazminat istemiyle davalılar aleyhine dava açmıştır. Taşınmazın, açık artırma yoluyla satışa çıkarıldığını, davacı ve diğer davalının ihaleye katıldığını ve davalı tarafından önalım hakkı sahibi olarak taşınmazın alındığını, daha sonra akrabasına düşük bedelle satıldığını iddia etmiştir. Mahkeme, davanın usulden reddine karar vererek idari yargının görevli olduğuna hükmetmiştir. Ancak, Yargıtay kararıyla bu hüküm bozulmuştur. İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan davalar idari yargıda görülür. Bu sebeple, uyuşmazlığın esastan incelenerek karara bağlanması gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuştur. Kanun maddeleri: 4070 sayılı Kanun, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu.
14. Hukuk Dairesi         2016/10004 E.  ,  2019/3944 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.12.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine, idari yargının görevli olduğuna dair verilen 06.04.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, dava konusu 122 ada 72 parsel sayılı taşınmazın evvelinde Hazine"ye ait bir tarım arazisi iken 4070 sayılı Yasa uyarınca açık artırma yolu ile satışa çıkarıldığını, ihaleye davacı ile davalı ..."ın katıldığını, davacının en son 12.000,00TL"lik pey ileri sürdüğünü ve davalı ..."ın ihaleden çekildiğini, ancak davalı ..."ın taşınmazda önalım hakkı sahibi olduğu gerekçesiyle hazinenin taşınmazı ihale değeri olan 12.000TL karşılığında almasını teklif ettiğini, davalı ..."ın kabul etmesi üzerine taşınmazın satılarak tapuda davalı ... adına tescil edildiğini, davacının bu konuda yanıltıldığını, davalı ..."ın taksit ödemelerini bitirince 12.000TL"ye aldığı bu taşınmazı daha düşük bedelle 10.500TL"ye akrabası olan diğer davalıya sattığını, davalıların kötü niyetli olduğunu belirterek, 122 ada 72 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu talep kabul görmediği takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 12.000TL tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, ihalenin usul ve yasaya uygun olarak yapılmış bir idari işlem olduğunu, taşınmazın diğer davalı ..."a satılmış olması nedeniyle müvekkili..."a husumet yöneltilemeyeceğini, davacı iddialarının doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin tapuya güven ilkesi gereğince taşınmazı satın alan iyi niyetli üçüncü kişi olduğunu belirtmiş, davanın reddini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili, yapılan işlemlerin 4070 sayılı Kanuna uygun olarak gerçekleştirildiğini, idari yargının görevli olduğunu belirterek, davanın öncelikle usul yönünden aksi halde esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı Hazineye yönelik tazminat talebi yönünden tefrik kararı verilerek dosya mahkemenin 2016/38 Esas sayısına kaydedilmiştir.
    Mahkemece, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsiz olması nedeniyle davanın usulden reddine, davaya bakmakla idari yargının görevli olduğuna karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun "idari dava türleri ve idari yargı sınırı başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri ve idari yargı yetkisi açıkça düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı açılan tam yargı davaları ve idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan anlaşmazlıklara ilişkin davalar olarak gösterilmiştir.
    Bu bağlamda, davacı vekilinin ihaleye dayalı olarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin davası adli yargıda görülerek çözümlenmesi gereken uyuşmazlıklardandır. Mahkemece, uyuşmazlığın esastan incelenerek karara bağlanması gerekirken, idari yargının görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.05.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.