Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/10535
Karar No: 2017/5528
Karar Tarihi: 17.04.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/10535 Esas 2017/5528 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı ve vekil edeni kardeş olan taraflar arasındaki muhdesatın tespiti davasında mahkeme, davanın açılmasında güncel hukuki yarar olmadığı gerekçesi ile davayı reddetmiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları sonucunda, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi kararı incelenmiş ve mahkemenin kararının bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kadastro Kanunu'nun 19/II. maddesi gereği, taşınmaz mal üzerindeki muhdesat sahibi belirtilerek beyanlar hanesinde gösterilmelidir. Ancak, kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kadastro mahkemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse, Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan öncesi nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davada muhdesatın arzdan ayrı olarak beyanlar hanesine yazılması istenebilir. Anahtar kelimeler: Kadastro Kanunu, taşınmaz mal, muhdesat, hak düşürücü süre.
8. Hukuk Dairesi         2017/10535 E.  ,  2017/5528 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacı vekili, davalı ve vekil edeninin kardeş olduğunu, dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde 2008 yılında kadastro tespitlerinin yapıldığını ve muris babalarından kalma 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazın vekil edeni ve davalı adına tapuya kayıt edildiğini, bu duruma bir itirazının olmadığını, ancak taşınmaz üzerinde 3 katlı evinin olduğunu, davalının da iki katlı evinin bulunduğunu, kadastro çalışmaları sırasında evlerin arazi ile birlikte müşterek olarak tapuya tescil edildiğini açıklayarak, taşınmaz üzerinde bulunan üç katlı kargir evin tamamının vekil edeninin adına tapuya tesciline, iki katlı kargir evin tamamının davalı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; davacının davanın açılmasında güncel hukuki yararı olmadığı gerekçesi ile hukuki yarar yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 3402 Kadastro Kanunu"nun 19. maddesine göre, kadastro tespiti öncesi yapılan muhdesatın tespiti istemine ilişkindir.
    Tapu kütüğünün beyanlar hanesine “beyan” imkanı veren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 19/II. maddesi "sahibi lehine muhdesatın tespitine ve bunun kütüğün beyanlar hanesine yazılmasına" imkan sağlamaktadır. Anılan hüküm uyarınca “Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir”. Bu şekilde bir belirtmenin yenilik doğurucu bir sonucu olmadığı, esasen var olan şahsi hakka aleniyet kazandıracağı ve muhdesat sahibi lehine kanıt oluşturacağı kuşkusuzdur. 3402 sayılı Kadastro Kanunu kural olarak kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanır. Ancak, yasanın 33. maddesinde Kadastro Kanununun bazı hükümlerinin kadastro çalışma bölgeleri dışındaki genel hükümlere göre açılan davalara da uygulanacağı kabul edilmiştir. Maddede sayılan

    genel hükümleri arasında 19. madde bulunmamaktadır. Ancak, kadastro çalışması yapılan taşınmazlarda, tutanakların askıya çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde kadastro mahkemesinde açılan davalarda veya bu süre içinde dava açılmamış tutanak kesinleşmişse, Kadastro Kanununun 12/3 maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan öncesi nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılacak davada muhdesatın arzdan ayrı olarak beyanlar hanesine yazılması istenebilir. Bir başka anlatımla, kadastrodan sonraki hukuki sebeplere dayanılarak, genel mahkemelerde açılan davada, Kadastro Kanununun 19/II. maddesine dayanılarak muhdesat tespiti ve bunun kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmesi dava edilemez.
    Tüm dosya içeriği ve toplanan delillerden, dava konusu 132 ada 1 parsel sayılı taşınmazın davacı ve davalı adına hükmen tescil ile 15/05/2008 tarihinde tapuda kayıtlı olduğu, tapunun beyanlar hanesinde üç katlı ev ve iki katlı kargir ev ve bahçe niteliğinin yazdığı anlaşılmaktadır.
    Somut olaya gelince; davacı vekili, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde, tespit öncesi nedene dayanarak açtığı temyize konu dava ile 132 ada 1 parsel üzerindeki üç katlı binanın vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş, mahkemece eldeki davayı açmakta davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle isteğin reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu görüşüne katılmak mümkün değildir. Yukarıdaki bilgiler ışığında, 10 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açıldığı hususu gözönünde bulundurularak, iddia ve savunma doğrultusunda toplanan ve toplanacak taraf delillerine göre, davacının talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanlışa düşülerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Ne var ki, HGK.nun 07.05.1986 tarih ve 1985/1-281 Esas, 490 Karar sayılı kararında; "Evin kendisine ait olduğu konusunda tapu kütüğüne şerh verilmesi mümkün değil ise de; beyanlar hanesine yazılmasına karar verilmesi gerekir", denilmektedir. Anılan bu kararın olaya ışık tutacağı açıktır
    SONUÇ: Açıklanan nedenlerle,davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 17.04.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi