23. Hukuk Dairesi 2016/9141 E. , 2019/4490 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
ASIL DAVADA DAVACI-BİR.
DAVALARDA DAVALI : ..
ASIL DAVADA DAVACILAR-BİR.
DAVADA DAVALILAR :
ASIL DAVADA DAVALI-BİR.
DAVALARDA DAVACI : ....
TEMSİLCİSİ :
Taraflar arasındaki tazminat, tapu iptali ve tescil, alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kabulüne, birleşen davalının reddine yönelik verilen hükmün asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilince duruşmalı, katılma yoluyla asıl davada davacılar vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-birleşen davada davacı şirket yetkilisi ... gelmiş teblgata rağmen diğer taraflardan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunanın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacılar vekili, müvekkilllerinin murisi ile davalı arasında 14.04.2010 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile ek sözleşme imzalandığını, teslim süresinin 15.10.2011 tarihinde dolmasına rağmen yapım işinin bitirilmediğini, ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını ileri sürerek eksik işlerin bedeli ve kira kaybı için şimdilik 50.000 TLnin temerrüt tarihinden itibaren faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslahla dava değerini yükseltmiştir.
Birleşen davalarda davacı şirket vekili, müvekkilinin davacıların murisinin 80.000 TL borcunu ödediğini, murise teslim edilecek dairelerde 10.000 TLlik fazla iş yaptığını muris tarafından verilen vekaletin geri alındığını ve inşaatın belirtilen sürede bitirilmemesine bu durumun neden olduğunu savunarak, asıl davanın reddini istemiş, birleşen 2014/345 Esas sayılı davada, 33 no.lu bağımsız bölüme yönelik müvekkili ile muris arasında adi şekilde yapılan ek sözleşmenin resmi şekilde yapılmamış olması nedeniyle geçerli olmadığını ileri sürerek 33 no.lu bağımsız bölümün tapu iptali ile teslcini, birleşen 2015/189 Esas sayılı davada ise murisin dava dışı .... Şti.den almış olduğu malzeme karşılığı düzenlenen 80.000 TL tutarındaki senetlerin müvekkili tarafından ödenmiş olduğunu, davalıların borcu ödemeye yanaşmadıklarını ileri sürerek 80.000 TLnin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre taraflar arasında yapılan resmi sözleşme sonrasında tarafların tekrar biraraya gelerek teslim tarihini değiştirdiklerini ve tam olarak belirledikleri ayrıca yapılan bu ek sözleşme doğrultusunda değişen karşılıklı yükümlülükler çerçevesinde tapu devirlerinin yapıldığı ve ek sözleşmenin 3. maddesi doğrultusunda muris adına senet düzelenmiş olduğu anlaşıldığından, ek sözleşmenin
geçersizliği yönündeki itirazın hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğu çünkü adi yazılı olarak yapılan ek sözleşmenin taraflarca uygulanmış olduğu bu itibarla ek sözleşme uyarınca asıl davanın kabulü ile birleşen 2014/345 Esas sayılı davanın reddinin gerektiği, birleşen 2015/189 Esas sayılı davada ise murisin aldığı malzemelere karşılık yüklenici şirketin 2 adet senet verdiği ve senet bedelinin yüklenici şirket tarafından ödenmesinin muris ile davalı arasında borç ilişkisi olduğunu göstermeyeceği ayrıca bu senetlerin yüklenici şirket tarafından 2009 yılında verilmiş ve tahsil edilmiş olması daha sonra da muris ile aralarnıda sözleşme ilişkisi kurulması ve sözleşmenin 13. maddesinde de yüklenicinin murise 20.000 TL vereceğinin ifade edilmesi, murisin yükleniciye borcunun bulunmadığını gösterdiği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davalı-birleşen davalarda davacı vekili ile katılma yoluyla asıl davada davacılar vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,
a) Asıl davada davalı şirket vekilinin,
b) Birleşen davalarda davacı şirket vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Asıl davada davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında 11.09.2012 tarihinde imzalanan ve mahkemenin kabulündeki gibi geçerliliği kabul edilen ek sözleşmenin 2. maddesine göre karkas daireler için de kira tazminatı ödeneceği hususu açıkça kararlaştırılmış olup, olayda; dava tarihine kadar teslim olgusu da tespit edilemediğinden, ek sözleşmede karkas daireler yönünden öngörülen teslim tarihi ile dava tarihi arasında geçen sürede arsa sahibi yararına kira tazminatına hükmedilmemesi ve red gerekçesinin de yazılmamış olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1-a) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davaya yönelik davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (1-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davalarda davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz eden asıl davada davalıdan alınmasına, fazla yatırılan temyiz peşin harcın asıl davada davacılar birleşen davada davalılara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 04.11.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.