4. Ceza Dairesi 2020/31880 E. , 2021/11710 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Tehdit ve hakaret suçlarından sanık ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-1. cümle ve 125/1 maddeleri gereğince 6 ay hapis ve 3 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Uşak (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/12/2012 tarihli ve 2011/566 esas, 2012/1047 sayılı kararı ile aynı sanığın hakaret ve tehdit suçlarından 5237 sayılı Kanun’un 125/1-4, 106/1-1.cümle ve 62/1. (2 kez) maddeleri uyarınca 2 ay 27 gün hapis ve 5 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Uşak (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/01/2013 tarihli ve 2011/653 esas, 2013/53 sayılı kararını kapsayan dosyalar incelendi.
İstem yazısında;
“Dosyalar kapsamına göre, Uşak (Kapatılan) 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/12/2012 tarihli ve 2011/566 esas sayılı dosyasındaki şüphelinin müşteki Neslihan Okyay"a yönelik olarak ""a... koyduğumun şerefsizi, seni keseceğim, bir daha dışarı çıkmayacaksın"" şeklinde tehdit ve hakaret eylemi ile ilgili suç tarihinin 24/06/2011, iddianame düzenleme tarihinin ise 25/07/2011 olduğu, Uşak (Kapatılan) 1. Sulh Ceza Ceza Mahkemesinin 16/01/2013 tarihli ve 2011/653 esas sayılı dosyasındaki şüphelinin anılan müştekiye yönelik olarak ""şerefsiz senin a.... koyarım, senin bu bahçeye ölünü gömeceğim"" şeklindeki tehdit ve hakaret suçlarına ilişkin suç tarihinin 23/06/2011, iddianame düzenleme tarihinin 08/09/2011 olduğu, her iki suçun da ilk iddianamenin düzenlenme tarihinden önce işlendiği ve hukuki kesinti olmadığı, anılan iki dosyada da sanığın üzerine atılı eylemlerin aynı mahiyette olduğu dikkate alınarak, bu eylemlerin bir suç işleme kararı icrası kapsamında işlendiği anlaşıldığından, dosyaların birleştirilmesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 43. maddesinde öngörülen zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, her bir eylem için ayrı ayrı ceza verilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK’nın “Zincirleme Suç” başlıklı 43. maddesinin 1. fıkrasında; “Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi durumunda, bir cezaya hükmedilir. Ancak bu ceza, dörtte birinden dörtte üçüne kadar artırılır. Bir suçun temel şekli ile daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekilleri, aynı suç sayılır. Mağduru belli bir kişi olmayan suçlarda da bu fıkra hükmü uygulanır” şeklinde zincirleme suç tanımlanmış, ikinci fıkrasında ise; “Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır” denilmek suretiyle zincirleme suçtan farklı bir müessese olan, aynı nev’iden fikri içtima kuralı düzenlenmiştir.
Türk Ceza Kanunu sistematiğinde, kural olarak yasadaki suç tanımına uygun her bir netice ayrı bir suç oluşturmasına karşın, bu kuralın istisnaları olarak, TCK’nın “suçların içtimaı” bölümünde, 42, 43 ve 44. maddelerine yer verilmiştir. Aynı nev’iden fikri içtima halinde, fiil yani hareket hukuksal anlamda tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Bu durumda hareket tek olduğu için, fail hakkında tek bir ceza verilecek, ancak bu ceza mağdur sayısı
fazla olduğu için, TCK’nın 43/1. maddesine göre artırılacaktır. (Ceza Genel Kurulunun 05/06/2012 tarih ve 15/491-219 sayılı ilamı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; sanığın, müştekiye karşı 24/06/2011 tarihinde işlediği hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı"nca 08/09/2011 tarihinde iddianame düzenlendiği, Uşak 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 16/01/2013 tarih, 2011/653 Esas 2013/53 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet kararı verildiği, yine aynı sanık hakkında aynı müştekiye karşı aynı tarihte işlediği hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle Uşak Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 25/07/2011 tarihinde iddianame düzenlenip Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 18/12/2012 tarih, 2011/566 Esas ve 2012/1047 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet kararı verildiği, her iki iddianameye konu eylemlerin, ilk iddianame tarihi olan 25/07/2011 tarihinden önce aynı suç işleme kararı kapsamında hukuki kesintiye neden olmayacak zaman aralığında gerçekleştirildiği anlaşıldığından, her iki suç yönünden TCK’nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümleri uygulanarak hükümler kurulması gerekirken, iki ayrı mahkumiyet hükümleri kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-Uşak 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/01/2013 tarihli ve 2011/653 Esas ve 2013/53 Karar ve Uşak 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 18/12/2012 tarihli ve 2011/566 Esas 2012/1047 Karar sayılı kararlarının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-Aynı Kanun maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 05/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.