Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/16136 Esas 2010/29317 Karar Sayılı İlamı

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Borçluya örnek 7 ödeme emri, birlikte çalışır işçisi .................. imzasına 15.1.2010 tarihinde tebliğ olunmuştur. Borçlu 15.2.2010 tarihinde icra mahkemesine gelerek, tebligatın usulsüzlüğüne yönelik şikayette bulunmuş, tebliğ tarihinin şikayet tarihi olarak düzeltilmesine ayrıca, kesinleşmeye dair işlemlerin ve hacizlerin kaldırılmasına karar  verilmesini talep etmiştir.
Ödeme emri tebligatı borçlunun işyeri adresine çıkmıştır. 7201 Sayılı Kanun"un 17. maddesi uyarınca belli bir yerde devamlı olarak meslek ve sanatını icra edenlere yapılacak tebliğlerde, önce muhatabın aranması, onun bulunmaması halinde aynı yerde daimi memur veya müstahdemlerinden birisine tebligat yapılması gereklidir. Mahkemece yapılan araştırma ve incelemede tebligatı alan ................."in yukarıda açıklanan sıfatının bulunduğu tespit edilmiştir. Ne var ki, tebliğ evrakının incelenmesinde, muhatabın adreste bulunup bulunmadığı tesbit edilmeden tebligatın doğrudan işçisine yapıldığı, bu haliyle de tebligatın usulsüz olduğu görülmektedir. İcra Mahkemesi"nce 7201 Sayılı  Kanunun 32. maddesi de gözönünde bulundurularak tebliğ tarihinin düzeltilmesine ve buna göre takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. 
SONUÇ :Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 07/12/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.