Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5813 Esas 2021/2767 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/5813
Karar No: 2021/2767
Karar Tarihi: 04.03.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/5813 Esas 2021/2767 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, bir hizmet tespiti davasında davanın kabulüne hükmetmiştir. Ancak, temyiz eden tarafların itirazları üzerine Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamının tam olarak yerine getirilmediği belirtilerek, hüküm bozulmuştur. Yargıtay'ın bozma ilamında belirtilen şekilde inceleme ve araştırma yapılarak, işyerlerinin kapsamı, kapasitesi ve işin niteliği göz önünde bulundurularak, davacının çalışma süreleri net olarak belirlenmesi ve Kurumdan, davacının ihtilaf konusu dönemdeki farklı iş yerlerinde çalışması olup olmadığının irdelenmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri ise kararda belirtilmemiştir.
10. Hukuk Dairesi         2020/5813 E.  ,  2021/2767 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    ...

    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, (kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak, kararında belirtildiği şekilde davanın kabulüne hükmedilmiştir.
    Hükmün, taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi;
    Mahkemece Yargıtay (kapatılan) 21. Hukuk Dairesince verilen 06.10.2016 tarihli 2015/17479 E. 2016/12222 K. sayılı bozma ilamına uyulmuş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği görülmüştür. Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonucunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar.
    Bozma ilamında; “Mahkemece, davacı ile davalı işveren arasında saz sanatçısı olarak götürü bedelli hizmet alım sözleşmeleri imzalandığı, sözleşmeler de belirtilen gün sayısı kadar çalışma süresinin tespit edilse de bildirilen sürelerin hangi kritere göre belirlendiği belirsizdir. Hal böyle olunca, mahkemece, öncelikle, işverenin Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait dönem bordroları getirtilerek, dava konusu dönemde davacı ile birlikte çalışan ve işverenin bordrolarında kayıtlı kişiler saptanarak, çalışmaların varlığı ve süresi yönünden bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacının katılmış olduğu programlar gözetilerek hazırlık dönemi, prova dahil ortalama kaç saat çalışmayı gerektirdiği, davacının yapmış olduğu iş nazara alınarak her program başına kaç saat işverenin emir ve komutası altında kaldığı belirlenmeli ve davalı işverenin bir kamu kuruluşu olup kamu kuruluşlarındaki, çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılmasının asıl olduğu göz önünde bulundurulmalı, sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince tespit edilerek, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ile işin ve işyerinin niteliği nazara alınmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek, davacının çalışma süreleri net olarak belirlenmeli, Kurumdan, davacının ihtilaf konusu dönemdeki farklı iş yerlerinde çalışması bulunup bulunmadığı irdelenmeli ve varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.” denildiği, ancak mahkemece sadece işverenin İzmir’de davalı Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait bordroların getirtildiği, bozma ilamında belirtilen hususlarda yeterli araştırma yapılmadığı görülmüştür.
    Mahkemece öncelikle, işverenin İstanbul’da davalı Kurum nezdindeki ihtilaf konusu döneme ait bordroları da getirtilerek, İzmir ve İstanbul işyerlerindeki çalışmalarına ilişkin anılan ilamda belirtildiği şekilde inceleme ve araştırma yapılarak varılacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ :Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya ve davalı TRT Genel Müdürlüğü"ne iadesine, 04.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.