11. Hukuk Dairesi 2020/88 E. , 2020/5086 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.07.2018 tarih ve 2018/259 E. - 2018/612 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi"nce verilen 07.11.2019 tarih ve 2018/1432 E. - 2019/1425 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin hissedarlarından ..."nin 23.03.2015 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın şirketteki esas sermaye payının yasa gereği davalılara geçtiğini, ..."nin vefatından sonra gerek mirasçılar gerekse mirasçıların avukatları ile yapılan görüşmelerde şirketteki hisselerin davalı mirasçılar adına pay defterine işlenmesi, tescil ve ilan edilmesi hususunda yasal işlemlerin yapılması talebinde bulunulduğunu, ilgili hususta ihtarname gönderildiğini, ancak davalıların yasal zorunlulukları yerine getirmediklerini belirterek davalıların miras bırakanı ..."den intikal eden davacı şirketteki esas sermaye paylarının, davalıların miras hisseleri oranında intikal ettirilip pay defterine işlenmesi, tescil ve ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin murisinin vefat etmesi üzerine TMK"nın 640. maddesi uyarınca terekeye elbirliği ile sahip olduklarını, davacı şirkete gönderilen ihtarname ile ..."nin şirketteki ortaklık payının davalılar adına şimdilik elbirliği şeklinde pay defterine kaydedilmesinin talep edildiğini, davacıların dava açmakta hukuki yararları olmadığını, kanunen elbirliği ile hak sahipliği şeklinde intikal eden terekeyi paylaşmak veya paylı mülkiyete dönüştürmenin mirasçılara tanınan bir hak olduğunu, yasanın mirasçılara tanıdığı bu hakkı üçüncü kişilerin kullanmasının mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; limited şirketlerde mirasçıların payı iktisabı ve payın mal ortaklığı kapsamına alınması için şekle bağlı devir sözleşmesine gerek bulunmadığı, veraset ilamı, vasiyetname, miras sözleşmesi ve eşler arasındaki sözleşme gerekli ve yeterli olduğu, mirasta pay bölünmesinin kendiliğinden gerçekleştiği, miras ile payın intikalinde pay, kendiliğinden kanuni miras paylarına göre bölünerek mirasçılara geçtiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin 05.07.1983, 3374/3550, esas/karar sayılı kararında da belirtildiği üzere istemin paylaştırmayı da içerdiği gözetilerek miras bırakana ait sermaye payının, miras payları oranında bölünerek, mirasçı sıfatı bulunan yanlara geçtiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı şirket hissedarlarından ..."nin 23.03.2015 tarihinde vefatı nedeniyle geriye mirasçıları olarak davalılar ... ve ..."nin kaldığı anlaşılmakla ..."nin sahip olduğu 25 hisse karşılığı 62.500 TL esas sermaye payının miras hisseleri oranında 4 pay kabul edilerek 3 payının ... ve 1 payının ... adına davacı şirket pay defterine işlenerek Ticaret Sicilinde Tescil ve ilanına karar verilmiş, karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; TTK"nın 596. maddesi uyarınca esas sermaye payının miras yoluyla geçmesi halinde tüm hak ve borçlar genel kurulun onayına gerek olmaksızın esas sermaye payını iktisap eden mirasçılara geçtiği, ancak bu durumun Ticaret Sicil Gazetesi"nde tescil ve ilan edilmesi için Ticaret Sicil Yönetmeliği"nin 103/b-c maddeleri uyarınca gerekli belgelerin ticaret siciline ibrazı gerektiği, davacı tarafından davalılara bu kapsamda ihtarname gönderildiği, ancak davalılarca veraset belgesinin sunulmadığı, davacı şirketçe de ticaret siciline başvuru yapılamadığı, bu sebeple davacının dava açmakta hukuki yararı olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, limited ortaklık payının şirket mirasçılık hissesi oranında davalılara paylaştırılması, pay defterine tescili ile sicilde ilan edilmesi istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK"nın 598. maddesinde; ""Esas sermaye paylarının geçişlerinin tescil edilmesi için, şirket müdürleri tarafından ticaret siciline başvurulur. Başvurunun otuz gün içinde yapılmaması hâlinde, ayrılan ortak, adının bu paylarla ilgili olarak silinmesi için ticaret siciline başvurabilir. Bunun üzerine sicil müdürü, şirkete, iktisap edenin adının bildirilmesi için süre verir."" denilmekte, aynı Kanun"un 596/1. maddesinde de ""Esas sermaye payının, miras, eşler arasındaki mal rejimine ilişkin hükümler veya icra yoluyla geçmesi hâllerinde, tüm haklar ve borçlar, genel kurulun onayına gerek olmaksızın, esas sermaye payını iktisap eden kişiye geçer."" denilmektedir. Bu durumda Kanun"un 596. maddesinin 1. fıkrasındaki gösterilen hallerden birine dayalı olarak esas sermaye payının mülkiyeti kazanılmış ise, 598. maddesi hükmü gereği ilgili şirketin esas sermaye payının yeni malikler adına tescili için ticaret sicil müdürlüğüne başvurması gerekmektedir.
Somut olayda; davacının 598. maddede sunulan imkanı kullanmadan davalılara miras yolu ile intikal eden şirket paylarının paylaştırılması istemini de içerir şekilde işbu davayı açtığı anlaşılmakta olup, işbu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabulü ile neticesine göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmadığından, yerel mahkeme kararına karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden bölge adliye mahkemesi kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalılara iadesine, 16.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.